Bora

B-41

Bölüme başlamadan önce Bora'mıza 41 kere maşallah askldjasd 

 Okyanus İçinde Bir Bora

Sokakta yürürken kendimden geçmiş vaziyetteydim. Suratıma çarpıp duran rüzgar bana hiç yardımcı olmuyordu. Tam düşünecek gibi olmuşken bana vuran akım dikkatimin dağılmasına sebep oluyordu. He bir de sinek yutmuş olma olasılığım var. 

Sinek yutma ihtimalime karşı yüzümü buruşturmuş tükürmeye çalışırken Okyanus beni yakaladı. Eğlenmekle dehşete düşmüş arası bir şekilde beni izliyordu. Sağ elimle ağzımı kapattım.

"İnsanlar sinek yutabilirler, tamam mı?" Okyanus ona yaptığım atar karşısında gülmemek için dudaklarını ısırdı. Eminim içinden şu an neden benimle çıktığını düşünüyordu. 

"Sen normal kategorisinden çıkalı çok oldu be Bora." 

Cevap vermek yerine adımları hızlandırıp Okyanus'un önüne geçtim. Okyanus homurdandıktan sonra peşime takıldı ve omzuma atladı. Bunu beklemediğimden tökezledim. Caddeye düşüp ölecekken Okyanus beni sıkıca tutarak binaların önüne çekti. Nefes nefese kalmış bir halde ona bakıyordum. 

Ölmemi istemiyor, bu iyi bir şey.

Okyanus yanımda zıplayarak yürürken bu duruma nasıl geldiğimi merak etmekle meşguldüm. Sonunda olmuştu. Birlikteydik. Ozan'ın bundan haberi yoktu. Duyduğunda beni öldürecekti ama önemli olan bu andı. Okyanus'la birlikteydik.

Birlikteydik. 

Bizli cümle kurmayı sevmiştim. Her zaman böyle kalmasını istiyordum. 

"Nereye gidiyoruz bakalım?" Okyanus'un omzuna kolumu attım. Fazlasıyla cesur bir hareketti. Hareketim onun da dikkatini çekmişti. Elini çenesine götürüp düşünüyormuş gibi yaptı.

"Erkeklerin yer seçmesi gerekmez mi?" Kolumdan kurtulup önüme geçti. Geri geri yürürken gözlerimin içine bakıyordu. Kavşağa geldiğimizde bileğinden tutup yanıma çektim. En son istediğim şey ona araba çarpmasıydı. 

Aklıma herhangi bir yer gelmeyince sessiz kaldım. Okyanus sessizliğimdem hoşnut kalmamıştı. "Bazen ilişkideki erkeğin ben olduğumu düşünüyorum" Okyanus üstümü sirkeledi. "Ve ilişki başlayalı bir gün bile dolmadı."

"Tabi ki bu ilişkideki erkek sensin ben senden daha güzelim." Cümlemi bitirir bitirmez omzuma sert bir darbe aldım. Ben acı içinde haykırırken Okyanus çoktan ilerlemeye başlamıştı.

"Çirkinsin demiyorum!" diye bağırdım arkasından. Sıradaki cümleye başlamadan ses tonumu değiştirdim. "Ben senden daha güzelim diyorum." 

"Kapa çeneni sarışın." 

Oflayarak arkasından yürüdüm. Kavşağa geldiğimizde Okyanus yayalar için kırmızı yanmasına rağmen karşıya geçti. İlerlemeye devam edersem kalabalıkta onu gözden kaçırabilirdim fakat arabaların önüne atlarsam ölme ihtimalim vardı.

Besmele çekerek yola atladım. İki kez ezilme tehlikesi geçirdim fakat karşıya geçmeyi başarmıştım.

"O kadar da ödlek değilsin." Okyanus gülmeye başladı. Kaşlarımı çattım. Tek parmağımı ona sallarken "Abine söyleyene kadar bekle." dedim. 

Okyanus'un surat ifadesi ciddileşti. "Çıktığımızı söylerken ölmemeye çalış."

"Ah, seni öldürürse bana olan aşkından öldürür. Biz Borozan'ız." 

"Aman, yesinler." Omuz silkti. Sıkılmış görünüyordu. İlk randevumu mahvetmemek için acilen bir şeyler yapmam gerekiyordu fakat aklıma hiçbir gelmiyordu. Kendimi toparlamaya çalıştım. Okyanus'a yalan söylemek mümkün değildi. Söylemeyecektim de.

"Bugünün geleceğini hiç beklemediğim için seni nereye götüreceğime dair bir planım yok."

Okyanus yanağımı sıktı. "Neyse ki ben bugünün geleceğini bildiğimden bir iki küçük plan yapmış olabilirim."

Cebinden telefonunu çıkardı. Arkaplanındaki adını bilmediğim ünlü çocuğun yakışıklılığı sinirimi bozmuştu ama sesimi çıkarmadım. Okyanus galerisine girdiğinde karşıma çıkan diğer ünlüleri de umursamamaya çalıştım ancak kıskanmamak elde değildi. Bir kızın telefonunda neden bu kadar çok ünlü fotoğrafı olurdu ki?

Bir kartvizit fotoğrafını bulunca durdu. Kartvizit bir kafeye aitti. "Bora Kafe" dedi Okyanus açıklamaya koyularak. Mavi kartvizitin kenarlarını gösterdi. Kartivizitten bir derece koyu bir maviyle dalgalar çizilmişti. "Okyanus'un içinde bir Bora." O denli sevimli konuşuyordu ki onu öpmek istedim fakat kendimi durdurdum.

Görünüşe göre Okyanus uzun zamandır çıkacağımız günü hayal ediyormuş.