Değilim
Matematik öğretmenimizin anlayamadığı bazı şeyler vardı.
1. Biz düz lisedeydik. Hiçbirimizin beyni bu kadar karmaşık matematiği algılayacak kadar sayısala basmıyordu.
2. Kimse onu dinlemiyordu.
3. Yahu bu adam kelleşmeye mi başladı?
Gözlerimi kısarak öğretmenimizin kafasını inceledim. Ortalara doğru saçları seyrekleşmeye başlamıştı. Efe de aynı şeyi fark etmiş olacak ki kıkırdayarak beni dürttü. Hocaya çaktırmadan gülmeye başladık. Muhittin arkasını dönüp bize ters bir bakış attı. Bu çocuk da inek olmuştu hepten.
Tabi 12. sınıf olunca ve işler ciddiye binince ineklemesi gayet normal. Bizim aksimize onun iyi bir üniversite kazanacağından adım gibi emindim.
Kelleşmeye başlamış bölgeyi Ozan'a da söylemek için arkamı döndüm. Döner dönmez neşem kayboldu. Beden dersinde Aysel'in günlüğü olayından sonra onunla 'gerçekten birini sevmek' ile ilgili minik bir konuşma yapmıştık. Bu minik konuşma ardında Ozan'ın derinlerine gömdüğü bir takım duygularını ortaya çıkarmıştı.
Bir kız var. Onu seviyorsun. O da seni seviyor. Kız intihar ediyor.
Ne denli korkunç olduğunu ancak hayal edebilirdim. Çünkü bir insan acıyı yalnızca yaşadığında anlayabilirdi.
"Kanka sen iyi misin?" Efe'nin beni duymaması için olabildiğince fısıldamıştım. Ozan artık resim defterine dönüşmüş matematik defterine bir şeyler karalamakla meşguldü.
"İyiyim ben." Soğuktu.
"Emin-"
"İyiyim dedim ya oğlum."
"Bora ne oluyor oğlum orada?" Ozan'ın yüksek sesi matematikçinin dikkatini çekmişti. Kollarını kavuşturup bana baktı. "Gel çöz bakalım şu soruyu."
Yok artık.
Arka sıralardan kıkırtılar yükseldi. Kaşlarımı çatarak tahtaya ilerledim.
Sorun tahtaya çıkmam değildi.
Tahtadaki sorunun hangi konuya ait olduğunu bile bilmememdi.
Tahta kalemini sıkıca tutarak bir şeyler yazmaya başladım. Bütün sınıf beni izliyordu. Yapabildiğim bütün işlemleri yaparak sonuca ulaşma çabalarım acınasıydı. En sonunda bütün işlemlerim tükendiğinde cevabı 3/4 bulmuştum. Yavru köpek bakışımla hocaya döndüm. Başını aşağı yukarı salladı.
"Doğru."
Utanmasam sınıfın ortasında halay çekecektim.
Ben soruyu bitirince zil çaldı. Öğretmenimiz fırladı bitti. Geriye kalan sınıf dersin etkisiyle sersemlemişlerdi.
"Dışarı çıkıyoruz, geliyor musun panpa?" Efe çantasını omzuna geçirirken bir yandan bana bakıyor bir yandan da Ogün'ün omzuna yumruk atıyordu. Ogün yumruktan sonra geriye dönüp Efe'ye tekme attı. Birkaç saniye boyunca didiştiler. Muhittin ayaklanıp olaya dahil olunca kavga 1 dakikayı bulmadan sona erdi. Çaktırmadan Ozan'a baktım. Hala defterini karalıyordu.
"Yok ya gelmiyorum. Bitirmem gereken YGS testlerim var. Sınav Mart'ta beyler!" Bilerek son cümlemi bağırarak söylemiştim. Sınıftakiler küfür ettiler. Kızlarsa makyajla bulandırdıkları gözlerini bana diktiler. "Ben yalan yok gençler!" Ellerimi havaya kaldırdım. Sınıf yavaş yavaş boşalmaya başladı. Ozan'la sınıfta baş başa kalmayı planlıyordum. Böylece onunla konuşabilirdim.
Ama Ozan'ın benimle konuşmaya niyeti yoktu. Koşar adımlarla sınıfın kapısına gitti. Ona yetişmek için Aysel'in arkadaşlarından birine fena geçirmiştim. Kız çığlığı kopardı. Yarım ağızla özür dileyerek Ozan'ın peşine düştüm. Ona yetiştiğimde okulun kapısına varmıştı.
"Beklesene be oğlum! Konuşalım" Birden arkasını döndü.
"Ne konuşması?"
"Bana sorunu-"
"SANA SORUNUMU MU ANLATAYIM?" Bahçedeki herkes durup bize baktı. Ozan'a sesini alçaltması için kaş göz yaptım ama beni tınlamadı. "SEN KİMSİN Kİ SANA SORUNUMU ANLATAYIM?"
"Ozan...."
"BORA BEN SENİN DOSTUN DEĞİLİM. DE Ğİ LİM. BEN SORUNLU PİÇİN TEKİYİM. SİKTİR GİT ŞİMDİ."
Yürüyüp uzaklaştı.
Ben de rezil olmuş halimle çıkış kapısında dikildim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bora
Teen FictionBora’yla tanışın. O ne sportif ve kaslı ne zengin ne de bir kötü çocuk. O sadece Bora. Bildiğimiz erkek yani. | WATR Watty'14 En İyi Humor Hikayesi |