Saat öğleden sonra beşe gelmiştir ve sen iki gündür dağınık olan mutfağı yeni toparlayabilmişsindir. Suga ise her zamanki gibi uyuyordur ve uykusundan yeni kalkar.
Sende yorgun argın salona ilerlersin. Suga'nın kalktığını görünce koltuğa onun yanına geçersin. Başını onun kucağına koyarsın. Suga yanağını öper.
Sg: Selam bebeğim.
Sen: Çok uykum var Suga.
Sg: Ne?! Ama ben yeni uyandım. Biraz eğlendir beni.
Sen: Üzgünüm ama şuan seninle oyanyacak durumda değilim.
Suga aniden kalkar ve kafan koltuğa düşer. Umursamayıp uyumaya başlarsın. Birkaç dakika sonra suratında bir soğukluk ile uyanırsın. Suga suratına su dökmüştür.
Sen: EŞŞEK!
Sg: Şimdi oynayacak mısın?
Sen: Seni var ya...
Aniden koltuktan kalkınca korkar ve evde kolvalamaca başlar. Üst kata yatak odasına kaçar ve yatağa girip örtünün altına girer.
Sen: Min Yoongi!
Yatağa girip onun üzerine çıkarsın. Omzuna ufak ufak vurrusun ve birden Suga seni altına alır. Utanırsın
Sen: Bırak beni.
Sg: Çok beklersin. (Çakalca sırıtır.)
Aniden suratını boynuna gömer ve bütün ağırlığını senin üzerine bırakır.
Sg: (adınız)
Sen: E-evet?
Sg: ... Benim yine uykum geldi.
Öküz diye geçirirsin içinden. Ama aniden dudağına yapışır ve öpücüğü yoğunlaşır. Istemsizce karşılık verdin. Nefes almak için dudaklarını çekti.
Sg: Şimdi oynayacak mısın?
Göz devirdin ve dudaklarına yapıştın. Öpüşmeye devam ettiniz.