SUGA●

2.1K 93 12
                                        

Okulda Yoongi ile sevgilisin ve Jiyong ile çok yakın arkadaşsındır. Yoongi genel olarak Jiyong'u pek sevmez ama sen sevdiğin için sesini de çıkartmaz.

Yoongi aynı zamanda okul basketbol takımının kaptanıydı ve Jiyong'da o takımdaydı.

Kızlar okulun en yakışıklı iki erkeği ile samimi olmana sinir olurdu ama sen takmamaya çalışırdın.

Okul çıkışında her zaman Yoongi seni evine bırakırdı ama bu sefer ortalıkta yoktu. En son derste basketbol sahasına gittiği aklına geldi. Belki oradadır diye bakmaya gittin. Gördüklerin karşısında şaşkına dönersin.

Jiyong ve Yoongi teke tek maç yapıyorlardır. Neden böyle birşey yaptıklarını anlamazsın. Belki de antrenman için oynuyorlardır diye düşünürsün. Ama oyunları giderek çirkinleşiyor, çok sert oynuyorlar. Yoongi turnikeye çıktı ve topu potaya bastı.

Sg: Sana demedim mi ben benim kızımın etrafında dolanma diye?

Jy: Daha yeni başlıyoruz, bekle. Oyunun sonunda (adınız) kimin elini tutuyor görücez.

Konuşmaları da en az rekabetleri kadar saçma gelmişti sana. Elini tutmak mı? Kimin?!

Olanları anlamak için köşeden biraz daha izlersin. Aniden Jiyong, Yoongi'ye çelme takar. Yanına gitmek istersin ama kendini tutup biraz daha beklersin.

Yoongi sinirle ayağa kalkıp Jiyong'un yakasına yapışır.

Sg: Madem ortaya bir iddia attın, sportmence oyna!

Jy: Sen (adınız) ı benden kopartırken nazik mi oldun?!

Sg: O beni seviyor seni değil! Bu iddiayı kazansan da o senin olmayacak!

Jy: Çamurcu! Eğer maçı kazanırsam (adınız) benim sevgilim olacak! Öyle anlaşmıştık.

Sg: Kazanamayacaksın...

Şimdi anlamıştın. İkisi senin üzerine bahse girmişti ve kazanan kişi sevgilin olacaktı. Bu gururunu çok kırmıştı. Aptal bir güç gösterisi uğruna Yoongi'nin seni öylece ortaya sunması... Ona sinirlenmiştin, hemde çok.

Onlar oyunlarına devam ediyordu ve Jiyong topu dışarı kaçırdı. Top sana doğru sürüklenirken dayanamayıp bağırdın.

"MİN YOONGİ!"

İkiside usulca sana baktı. Yerdeki topu alıp hızlıca onların yanına gittin. Topu sertçe Jiyong'a attın. Yoongi'nin sevinmesine izin vermeden de ona tokadı bastın. İkisi de çok şaşkındı.

"Sen nasıl olur da benim üzerime bahse girersin?! Beni nasıl ortaya atarsın?!"

İkisinin de bakışları yerdeydi.

"Kazananın sevgilisi olurmuşmuşum! Allah Allah? BAŞKA DERDİNİZ?"

Yoongi kafasını kaldırıp sana baktı.

Sg: Seni elde edeceğini, seni benden çalacağını söyledi. Ne yapsaydım sessiz mi kalsaydım?

"BANA SÖYLEYEBİLİRDİN! Ben kendi başımın çaresine bakabilirim. Ki yanağının domatese dönmesi de bunun bir kanıtı. Kendim hallederim. Aptal iddialara girmeden hemde..."

İkisini de sinirle süzdün. İşaret parmağını sallayarak Jiyong'a döndün.

"NBA ile maç yapıp kazansan bile, benim için arkadaştan öteye gidemezsin. Bunu o aklına sok. VE SEN!"

Bu seferde Yoongi'ye dönersin.

"Bir süre benimle konuşma, mümkünse yaklaşma bile. Ne halt yediğini bir düşün."

Çekip gidersin. Yoongi arkandan çok bağırır ve peşinden gelir ama her seferinde onu terslersin.

Bir hafta kadar Yoongi'nin suratına bile bakmazsın. Sana her şekilde yanaşmaya çalışır ama olmaz.

Akşam evde çalışıyorsun. Aniden ev arkadaşın odana dalıyor.

"Kapısız köyden mi geldin?"

Ark: Bil bakalım kim aşağıda?

Tek kaşını havaya kaldırıp balkona çıkarsın. Yoongi sana bakıyordur.

Sg: Heyooo! Ben buradayım!

İstemsizce gülersin. Arkada bir pankart vardır. Pankartta "Seni seviyorum. Nolur affet. Herşeyimsin..." yazıyordu. Hemde Türkçe! Gözlerin dolar ve balkondan çıkıp aşağıya koşarsın. Yoongi sana elindeki çiçekleri uzatır. Çiçekleri alıp bir kenara fırlatırsın ve Yoongi'nin dudağına yapışırsın. Alkış ve ıslık sesleri havada uçuşur. Dudaklarını ondan çekersin.

Sg: Özür dilerim bebeğim. Seni seviyorum.

BTS _Hayal Et_Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin