Aynı üniversiteye gittiğin Kim Seokjin'den hoşlanıyordun ve ona bu hafta sonu olucak olan maskeli balo da açılacaktın. Yüzünde maske olunca ona daha kolay açılacaktın. Zaten onun hangi maskeyi takacağını ve nasıl giyineceğini bildiğin için sorun olmayacaktı. Onu hemen tanıyacaktın. Ki zaten sen onu gülüşünden bile tanırdın...
Ev arkadaşın ile birlikte partiye hazırlanmaya başladınız.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Sen bunları giyiyorsun.)
Ve hemen partiye gidiyorsunuz. Girişteki masalarda oturan birkaç kişi dönüp sana bakıyor. Fısıldaşmalara aldırmadan sevdiğin çocuğu arıyorsun. Kalabalığın içinde ilerliyor, onu arıyordun. Gelmediğini düşündün. Pes edip arkamı döndüğünde Jin'i gördün. Bir iki oğlanla konuşuyordu. Hemen ona doğru yürüdün. O, sırada ışıklar yavaşça loş bir hal almaya başlamıştı. Slow müzik çaldı ve dans pistine akınlar başladı.
Jin'e ulaşacağın sırada nerden çıktığını bilmediğin bir el seni tuttu ve dans pistine sürükledi. Bir adamla dans etmeye başlamıştın. Jin'in olduğu tarafa baktın ve yürüyerek uzaklaştığını gördün. Adamı bırakıp onun peşinden gitmeye çalıştın ama aniden belinde hissettiğin ellerle irkildin. Adam seni bir tur etrafında döndürdü ve dans etmeye devam ettiniz. Jin ortalıkta görünmüyordu.
"Kimsin sen?"
Hiç cevap vermeden gözlerinin tam içine bakıyordu. Etkileyici bakışlara sahipti ama Jin hala aklından çıkmıyordu. Kim bilir şimdi neredeydi? Hangi kız onunla cilveleşiyordu? Bu düşünceler içinde suratını astın. O sırada dans ettiğin adam seni bıraktı ve elinden tutup çıkışa doğru çekelemeye başladı. Yürürken gözlerin Jin'i aradı ama o ortalıkta yoktu. Büyük binadan çıktınız ve sağa dönüp kenardaki bankalardan birine geçtiniz.
"Sen kimsin?"
Ybnc: Lanet olasıca adım çok mu önemli?
"Evet."
Flash
(Adınız) Dan hoşlanıyordum ama ona açılacak cesareti bir türlü bulamıyordum. En sonunda maskeli baloda açılmaya karar verdim. Onun giyeceğini biliyordum ve içinde çok güzel olacağına da emindim. Gerçi etek kısmı biraz fazla kısaydı ama görmezden gelecektim. Giyeceğim herşey hazırdı. Aniden odama ev arkadaşım Hoseok girdi.
Jh: Yardım et Jin. Takım elbisem maaf oldu. Kuru temizlemeye vermiştim ama iki beden küçülmüş, çekmiş! Maskemi de kaybettim.
J: Bende iki tane takım vardı. Öbürünü sana vereyim.
Takımı ona verdim ama onun omuzları benimki kadar geniş olmadığı için tuhaf durmuştu. Bende o akşam hiueveğim takımı ona denettim, tam olmuştu. Maskemi de ona verdim ve kendime yeni bir tane aldın. O takımı ona verdim, öbürünü de kendim giydim. Nasılsa (adınız) beni tanımayacaktı. Önemsemedim.
Flash End.
J: Önce söyleyeceklerimi dinle. Sonra dediğin herşeye cevap vericem. (Adınız) ben seni seviyorum. İki yıldır aşığım sana.
Yüzümü buruşturdum. Bizim okuldan olan ama tam olarak kim olduğunu kestiremediğim biri bana çıkma teklifi etmişti. Gururum okşanmadı değil ama ben Jin'i seviyordum.
"Şey ben üzgünüm ama duygularına karşılık veremem. Başka birini seviyorum."
Birden suratı düştü. Gözlerinin ışığı söndü. Onun için üzülmüştüm ama bende onunla aynı durumdaydım. Oturduğum banktan kalktım.
"Özür dilerim. Benim Jin'i bulmam lazım."
Tam gidecekken kolumdan tuttu.
J: Bir dakika ne dedin sen?
"Jin'i bulmam lazım dedim."
J: Neden?
"Ben onu seviyorum tamam mı?! Ve bu gece gidip ona açılıcam. Şimdi bırak kolumu."
Bana gülümsedi. Neden güldüğünü anlamamıştım ama birden onun gülüşünde kayboldum. Bana çok tanıdık geliyordu. Bu normal değildi. Onun elinden kurtulup derin bir nefes aldım.
"Maskeni çıkart."
J: Emrin Olur prenses~
Gördüklerim karşısında şok yaşadım. Bana az önce açılan ve ilk dansımı ettiğim kişi Jin'miş! Ne yapacağımı bilemedim. Afalladım, utandım, yerin dibine girdim. Gitmek ile ona sarılmak arasında gidip geliyorum ama Jin benden önce davrandı ve bir adımda yanımda olup bana sarıldı.
J: Seni seviyorum.
Kollarımı onun beline doladım ve bende onu ssvdiğimi söyledim. Bir süre öylece kaldık. İçeri girerken elimi tuttu. Utanmış ve mutlu olmuştum. Kapıdan girecekken Jin durdu.
"Ne oldu?"
J: Ya... Sen çok güzelsin. İçeri girmek istemiyorum. Hani... Yeni kavuşmuşken katil olup düşerim hapse falan.
"O niye acaba?"
Bakışlarını kaşları ile destekleyerek eteğimi işaret etti. Göz devirdim ve istemsizce güldüm. Kapıdan döndü ve sokakta gezmeye başladık.