15. Bölüm: "Kalbe Batan Kırıklar"

326K 11.9K 2.4K
                                    

İnstagram hesabım: yusraergn
Tiktok hesabım yusraergunkitaplari

Keyifli Okumalar ☘️



Avşin'den

Yarı yolda bırakılmak mı daha acıydı yoksa ihanet etmek mi? Buna karar vermek zordu çünkü ikisi de acı veriyor, can yakıyordu. Seversin, inanırsın, bağlanırsın ama o ne yapar? Seni yarı yolda tek bir açıklama dâhi yapmadan bırakır, arkasına bile bakmadan çekip giderdi. Hiçbir zaman acımı belli etmeyerek içimde gizledim fakat içimdeki acı hiç dinmedi, aksine hep daha da büyüdü. Kimse görsün istemedim, gizledim, unutmaya çalıştım ama yapamadım, unutamadım. Sadece acısına alıştım, tıpkı yokluğuna alıştığım gibi. Hani bir yeriniz kesilir ve bir süre sonra o acıya alışırsınız ya, işte benimki de öyleydi. Acı derinleşti, ben alıştım, acı her gün büyüdü ama bastırdım. Fakat onu gördüğüm an bastırdığım acı gün yüzüne çıktığında, alıştığım o acı daha da dayanılmaz bir hâle gelmişti.

Diyarbakır'a giderken onu görmezden gelmiş, ondan uzak durmuştum. Bazen bakışlarını üstümde hissediyordum ve o an gözlerimiz kesişiyordu. Gözlerinde acı, aşk ve özlem görür gibi oluyordum ama beynimin yanılması diye düşünüp bu düşünceyi kafamdan atıyordum. Onun evinde, onunla aynı çatı altında olmak oldukça zordu. Sabah herkesin kalkmasını bekliyor, öyle çıkıyordum odadan. Onunla karşılaşmak, tek kalmak istemiyordum. Korkmuyordum veya kaçmıyordum, sadece abimin de olduğu bu evde kendime hâkim olamayıp olası bir tartışma çıksın istemiyordum. Kına gecesi devam ederken bir ara kalabalıktan sıyrılıp hava almak için dışarı çıktım ve bir süre sonra onun sesiyle olduğum yerde çakılı kaldım.

"Asim." Gözlerimi kapatıp aklıma gelen anıları yok etmeye çalıştım. Bana hep Asim derdi ve yıllar sonra bunu duymak, uslanmaz kalbimi hızlandırmıştı. Arkamı dönmedim. Dönmek, yüzünü görmek istemedim. Bana doğru geldi ve tam koluma dokunacağı an kendimi geri çekip ona dönmek zorunda kaldım. Bugüne kadar kişiliğime ve gülen yüzüme zıt olan soğuk ve ifadesiz bir yüzle ona baktım. Gözlerimin içine bakıyor, orada hâlâ bir şeyler arıyordu. Fakat boşunaydı. Artık o eski Avşin yoktu.

"Asim değil, Avşin benim adım. Hani hatırlarsan," dedim, yüzüm kadar sesim de soğuktu.

Yüzünde beliren acı bir gülümsemeyle bana bakıp, "Unutmadım ki," dedi.

"İyi," deyip yanından geçeceğim sırada kolumdan tutmuş, buna engel olmuştu. Tuttuğu yer sıcaklığıyla yanıyor, karıncalanıyordu. İtiraf edemesem de özlemiştim. Kendimi kaybedeceğimi fark edince toparlanıp kolumu elinden kurtardım.

"Avşin, yapma lütfen," dedi acı çeken bir sesle.

Neyi yapmayayım, her şeyi o yapmamış mıydı? Ne istiyordu şimdi bu adam benden? Hiçbir şey olmamış gibi boynuna atlamamı mı?

"Ben bir şey yapmadım," dedim. Bu cümlem birçok anlam içeriyordu. Sen yaptın, ben değil, demek de dâhildi ve kendisi de farkındaydı. Anlamıştı.

"Beni affetmeyeceksin," dedi, sanki bunu kendi kendine söylüyor gibiydi.

"Affetmeyeceğim," dedim tüm acımasızlığımla. "Kızın nasıl?" dedim dışım duygusuz ama içim yanarken.

"İyi," dedi bakışlarını kaçırarak.

"Sana bir şey söyleyeyim mi?" dedim, merakla yüzüme baktı. Ona bir adım daha yaklaşarak, "Kızını her gördüğün an aklına seni asla affetmeyeceğim gelsin," dedim ve onu arkamda bırakarak yanından uzaklaştım.

Gözlerim dolmuştu ve ağlamamak için kendimi çok zor tutuyordum. Gözlerinde gördüğüm acı benim de canımı yakmıştı. Ne olursa olsun hâlâ onu seviyordum ve onun canının yandığı her an benim de canım yanıyordu. Zaten sevmek böyle bir şey değil miydi? Sevdiğinin canının yandığını hissettiğin zaman, kendi canının da yanmasına engel olamıyordun. Ama anlamadığım bir şey vardı, bunu o istedi, bir başkasıyla evlenerek beni bırakan oydu, peki neden acı çekiyordu? Pişman mı olmuştu yoksa vicdan mı yapıyordu, bilmiyordum. Aklımda birçok soru vardı ve bu beynimi yoruyordu. Ayrıca burası yeri değildi. Sanırım şimdilik düşünmeyi bırakmak en iyisiydi.

SESSİZ GELİN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin