İnstagram hesabım: yusraergn
Tiktok hesabım yusraergunkitaplariKeyifli Okumalar ☘️
Yiğit'ten
Şirketteki odamda oturmuş, çalan kapının ardından içeri giren Bekir'e yorgun gözlerle baktım.
"Evet Bekir, buldun mu?" diye sordum.
"Maalesef ağam, her yere baktım ama bulamadım," dedi korkuyla çünkü ne zaman bu cevabı verse sinirleniyor, bir şeyleri kırıp döküyordum. Ama artık bu cevaba alıştığım için bugün oldukça sakin karşılamıştım. Tabii içimde kopan fırtınaları göstermeden. Ayağa kalkıp pencerenin önüne geçtim ve bakışlarımı dışarıya çevirdim. Dışarıya bakıyordum ama bir şey gördüğüm söylenemezdi. Bir elimi cebime koydum ve gözlerimi yumdum. Gözlerim uykusuzluktan yanıyordu.
"Neden bulamıyorsun Bekir? Bugüne kadar her şeyde sağ kolum olup tüm işlerimde sorunsuz bir şekilde yardımcı oldun, neden şimdi bunu yapamıyorsun?" dedim yorgun bir şekilde. Aslında Bekir'e söylediklerimin hepsi kendimeydi. Bunu ona söylüyordum ama aslında bu sitemim kendime ve onu bulamayışımaydı.
"Affet ağam ama bakmadığımız yer kalmadı, bulamadık hanımımı," dedi mahcupça. Her gün duyduğum aynı cümleler artık canımı sıkmaya başlamıştı.
Derin bir nefes alıp, "Tamam, çıkabilirsin," dedim bıkkınlıkla. Duyduğum kapı sesiyle Bekir'in çıktığını anladım. Gözlerimi açtım ve tekrar bakışlarımı dışarıya yönelttim. Tam bir hafta olmuştu. Nereye gitmişti, şu an neredeydi hiçbir fikrim yoktu. Bir haftadır aramadığım yer bırakmamıştım ama onu bulamıyordum. Ulaşabileceği herkesi aramış, gidebileceği her yere tek tek bakmıştım. Zaten öyle çok çevresi yoktu ama yine de okuduğu şehre, İstanbul'a kadar gittim fakat elim boş, kalbim onsuz geri döndüm.
O gün Arya ile tartıştıktan sonra biraz hava almak ve sakinleşmek için dışarı çıktım. Çok öfkeliydim ve o öfkeli hâlimle onu kıracak bir şey söylemekten kaçınarak biraz sakinleşmeyi istedim. Bir süre dışarıda kalıp düşündüm. Yaptığım hatanın farkında olarak odaya tekrar döneceğim sırada Hale yanıma gelmişti. Bir şeyler olduğunu ve benim sıkıntılı olduğumu fark etmiş, neler olduğunu sormuştu. Üstünkörü bir şeyler anlattığımı, daha sonra elindeki suyu bana uzattığını ve o suyu içtiğimi hatırlıyorum ama gerisinde ne oldu bilmiyorum. Önce biraz sersemlemiş daha sonra kendimi kaybetmiştim. Aklım tekrar o günün sabahına gidince tüm görüntüler gözümün önüne üşüşmeye başladı.
***
Sabah gözlerimi açtığımda sersem gibiydim. Başım ağrıdan çatlıyordu. Doğrulup oturduğumda biraz kendime gelmeye çalıştım. Yavaş yavaş ayılmaya başlayınca ilk fark ettiğim, gömleğimin üstümde olmayışı oldu. Daha sonra etrafıma bakınca buranın bizim odamız olmadığını gördüm. Ne olduğunu anlamayarak hızla ayağa kalktım ve arkamı dönmemle o an yatakta uyuyan Hale ile donup kaldım. Neler oluyordu, benim burada ne işim vardı? Ben neden Hale ile yatıyordum? Hem de yarı çıplak bir şekilde ve üstelik Hale de öyleydi. Yerde duran gömleğimi alıp hemen üstüme geçirdim ve Hale'nin yanına gidip onu uyandırmaya çalıştım.
"Hale... Hale uyan!" dedim hafif yüksek bir sesle. Gözlerini aralayıp neler olduğunu anlamaya çalışır gibi baktı, daha sonra ise ağlamaya başlayınca ne yapacağımı bilmez bir şekilde öylece kalakaldım. Neler olduğunu hâlâ anlamış değildim ama tahmin etiğim şey ise bu imkânsızdı çünkü Hale ile ben olacak şey değildi. Hâlâ olayın şokundaydım ve ne bir şey diyebiliyor ne de yapabiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ GELİN (Tamamlandı)
RomanceSessizliğe haps olmuştu kadının ruhu ve o, kadının sessizliğine bile ölen, ruhunu sevdasıyla iyileştiren bir adamdı. Fakat aşka giden yol dikenliydi, ayaklar kan revan içinde kalmıştı, yol uzundu ama yürek yine de pes etmiyordu. Aşk, kadının adıyla...