8. Bölüm: "Derin Oyuk"

303K 11.7K 2.8K
                                    


Hâlâ olduğum yerde öylece otururken, ne yapacağımı bilmiyordum. Yiğit belli ki onunla evlenmemin bütün acısını benden çıkaracaktı çünkü bunu sözleriyle açıkça belirtmişti. Ben sadece beni sevmemesini beklerken o bana yaşatacağı acıların kapısını aralamıştı. Babasıyla kavga etmesinin öfkesini sözleriyle benden çıkarıyordu. Babasına karşı çıkamadığı için yaptığı evliliğin üstüne benim vazgeçmeyişim, beni günah keçisi olarak görmesine neden olmuştu. Bunu ne kadar kaldırabilirdim bilmiyorum ama ondan korkmuyordum, bana fiziksel bir zarar verecek biri değildi. İçten içe nerden geldiğini bilmediğim bir güven vardı içimde ona karşı. Fakat sözleriyle canımı yakıp yakmayacağı konusunda pek de emin olamıyordum. Üstümde gelinliğimle hala öylece dikilmeye devam ediyordum. Yiğit ise giyinme odasından az önce çıkmış banyoya girmişti. Su sesinden anladığım kadarıyla duş alıyordu. Yaklaşık on dakika sonra banyo kapısı açıldı ve tüm odayı kokusu sardı. Ne yaparsa yapsın kalbim uslanmıyor, onun varlığıyla böylesine delice atmayı bırakmıyordu. Bu adam değil mi onun için atan bu kalbime acılar çektiren? Neden kalbim bir kere bile olsun onu istemekten geri kalmıyor, vazgeçmiyordu, diye yakınsam da biliyordum ki kalbim de bana ait değildi. Ben onu çocukken bu adama vermiş bir daha da geri almamıştım. Gerçi almak istememiştim ki ben. Kalbimde onda olmaktan memnundu. Benim ona hissettiğim şey aşk değildi, çünkü aşk basit kalırdı. Ben Yiğit ' e sevdalıydım. Hem de kara bir sevda. Bütün her yeri kapalı ve karanlık olan ama küçük, cılız bir ışığa tutunacak kadar, kırık bir umuda sarılı olan kara sevdamdı. Adım seslerinden bana doğru geldiğini anladım. Gelip tam karşımda durdu. Kafamı kaldırıp yüzüne bakmadım. "Neden hala burdasın, üstündekini benim çıkarmamı mı bekliyorsun?" dedi.

Söylediğiyle kızarmış ve sinirlenmiştim. Alaylı ifadesi beni öfkelendiriyordu. Boş gözlerle yüzüne bir süre bakıp, ayağa kalktım. Önünden geçip giyinme odasına gittim. Çok sinirliydim, resmen benimle dalga geçiyordu. Buz kütlesi, pis herif! İçimden ona saydırırken bir yandan da dolaptan giyecek bir şeyler alıyordum. Az önce aşkla çarpan kalbim bu sefer öfke ile kasılıyordu. Giyinme odasından çıkıp banyoya gideceğim sırada beyefendinin yatağa kurulup yattığını gördüm. Bana onca şeyi söyleyip dalga geçiyor, birde rahat bir şekilde uyuyabiliyordu öyle mi? Banyo kapısını açıp içeri girdim ve kapıyı sert bir şekilde kapattım. İçerden homurdandığını duydum. Sinirlenmişti galiba. Oh olsun! Gelinliğimi çıkarıp kenara koydum. Allah'tan fermuar yandaydı ve kolay bir şekilde açabilmiştim. Makyajımı silip saçımdaki tokaları çıkardım ve onları serbest bıraktım. Ağrıyan saç diplerimi elimle ovdum. Ardından duşa kabine girip suyun üzerime akıp gitmesine izin verdim. Bana kötü davranması karşısında yılmayacak pes etmeyecektim. O cehennemde ikimizin de beraber yanacağını biliyordum. Saçlarımdan bedenime doğru akıp giden suyun sıcaklığıyla rahatlamaya çalıştım. Suyun bedenimden alıp götürdüğü kir gibi aklımdaki düşünceleri de alıp götürmesini isterdim. Bazen çok can sıkıcı ve yorucu oluyorlardı. Daha fazla oyalanmadan kısa bir duş alıp çıktım. Üstümü giyindikten sonra banyodan tamamen çıkarak giyinme odasına girdim. Kısa bornozumla onun olduğu yerden geçmek istemediğim için banyoda giyinmiştim fakat odaya girdiğimde Yiğit'in sırtı bana dönük olduğundan beni görmemişti bile. Çok da umursamayarak önce saçlarımı kuruttum ardından da saçlarımı yavaş yavaş oyalanarak taramaya başladım. Hemen odaya gitmek istemiyordum, bu yüzden olabildiğince oyalanmaya çalışıyordum fakat eninde sonunda gitmek zorunda olduğumu da biliyordum. Sesli bir nefes bıraktım. Artık olacaklardan korkmuyordum çünkü Yiğit'in bana dokunmayacağını anlamıştım. Bu duruma ne hissedeceğimi bilmiyordum. Karışıktım. Tekrar derin bir nefes alarak odadan çıktım. Sırtı hala bana dönüktü ve sanırım uyumuştu. Daha fazla ayakta dikilmeyi bırakıp yatağın öbür tarafına doğru yürüdüm. Örtüyü kaldırıp tam yatağa gireceğim sırada örtüyü tuttuğum elimin bileğinden tuttu. Bunu birden yapması karşısında irkilmiş, korkmuştum.

SESSİZ GELİN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin