30. Bölüm: "Yeni Başlangıçlar"

228K 8.3K 815
                                    



İnstagram hesabım: yusraergn
Tiktok hesabım yusraergunkitaplari


Keyifli Okumalar ☘️

Üstüme geçirdiğim kışlık elbisemin altında kalan saçlarımı da çıkarıp omuzlarıma doğru serbest bıraktım. Elime uzun kahve tonlarındaki kabanımı ve çantamı da alarak aşağı indim. Yiğit beni salonda bekliyordu. Bugün tedavimin ilk günüydü ve Yiğit de işe gitmeden beni kliniğe bırakacaktı. Salona girdiğimde Yiğit boydan camın önünde bir elini cebine koymuş, telefonla konuşuyordu. Giydiği örgü desenli gri takımı içindeki bedeninin gerildiğini görebiliyordum. Yiğit telefon konuşmasını sonlandırıp bana döndü. Yüzü oldukça sıkıntılı bir ifadeye bürünmüştü. Beni görünce toparlanmaya çalışsa da bir sorun olduğunu fark etmiştim. Adımlarını bana doğru atınca ben de vakit kaybetmeden ellerimi harekete geçirerek merak ettiğim soruyu sordum.

"Bir sorun mu var?" Tam karşımda durduğunda sıkıntılı bir nefes verdi. Uzun boyundan dolayı kafamı hafifçe yukarı kaldırıp konuşmasını bekledim.

"Mardin'deki şirkette çıkan sorunların aynısı burada da çıkmaya başladı. Her kimse bizi bu sefer İstanbul'daki şirketten vurmaya çalışıyor ve ben kim olduğunu bir türlü bulamıyorum," dedi. Sarf ettiği sözler öfkeyle çıkmıştı ağzından. Siyah gözleri öfke yüzünden daha da kararmıştı. Uzanıp elini tuttum ve yanında olduğumu gösterdim. Ardından elini konuşmak için bırakmaz zorunda kaldım.

"Eminim sen halledersin," dedim. Gözleri yumuşadı, yüzünde küçük bir tebessüm oluştu. Eğilip açık bıraktığım saçlarımın arasına dudaklarını bastırdı ve geri çekildi.

"Benim güç kaynağım yanımda, elbette hallederim," dedi biraz muzip, biraz da gerçek bir tavırla. Gülerek çenemi havalı bir şekilde gözlerine diktim. Bu 'aynen öyle' demekti. Yiğit de gülümseyerek eğildi ve bu sefer de yanağıma bir buse kondurdu. Heyecanlı bir iç çektim ve sevdiğimin dokunuşlarıyla havalara uçan kalbimin yoğunluğunu hissettim. "Geç kalmadan çıkalım," dedi. Dış kapıya geldiğimizde ben elimdeki kabanı üstüme geçirdim ve o sırada Yiğit de siyah kabanını giymişti. Kapıdan çıkıp arabaya bindik. Havanın keskin soğuğuyla üşümüştüm.

"Üşüyor musun?" diyen Yiğit'e bakıp kafamı salladım. Yiğit hemen ısıtıcıyı açmıştı. Evin içi sıcaktı ve buna alışan bedenim dışarının soğuğuna dayanmaz olmuştu. Arabayı çalıştırdı ve tedavi olacağım kliniğe doğru arabayı sürmeye başladı. Gerginlikle ellerimi ovdum. Annemle babamın ölümünü doğru dürüst doktorlara bile anlatamıyordum ama bu sefer deneyecektim. Zor olsa da her şeyi anlatacaktım. Görüşeceğim doktorun kliniği önünde durunca isteksizce önümdeki binaya baktım. Elimin üstünde hissettiğim Yiğit'in eliyle bakışlarımı ona çevirdim.

"Biraz rahatla güzelim," dedi.

"Elimde değil. Ben, yani bilmiyorum, sanki yine bir işe yaramayacak." Ne yaparsam yapayım içimdeki umutsuz yanı bastıramıyordum. Yiğit için kabul etmiştim ve çabalamak için de elimden geleni yapacaktım ama inancım zayıftı.

Yiğit güven veren şefkatli bakışlarla gözlerimin içine bakıp, "Böyle düşünürsen başaramazsın Arya. Kendine güven. Hem ben senin yanındayım," dedi.

Gülümsemeye çalışarak kafamı olumlu anlamda salladım. İyi ki yanımdaydı! Yiğit önce alnıma, oradan aşağı inerek yanağıma ve en son da dudağıma küçük buseler bırakarak beni rahatlatmaya çalıştı. Yüzümde oluşan tebessüm ile gözlerimi kapatıp sevdiğim adamın dokunuşlarına kendimi bıraktım. Geri çekilince gözlerimi tekrara açtım.

SESSİZ GELİN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin