☁️💜Üzerimden Jimin'i iteklediğimde yüzüne yumruğumu indirmemek için kendimi zor tutmuştum. Üyelerin yanında böyle davranamazdı.
''Çocuklar kesin şunu.'' Jin herkesi uyardığında sevinç gösterisi yapmayan bir oydu sanırım.
''Bir daha sizinle bırakın oyun oynamayı, hiçbir şey yapmayacağım.'' Yerimden kalkarken yüz ifademi gördüklerinde herkes yüzündeki o aptal sırıtışı silmişti. Jimin'e döndüğümde tepkisizce yüzüne baktım. Yüzüne yumruk atasım ve bağırıp çağırasım vardı ama hiçbir şey yapmadım. Beni gerçekten utandırıp yerin dibine girmek istememi sağlamıştı.
''Ben nerede kalacağım?'' Jin'e doğru döndüm. Yerinden kalkarken beni kolunun altına alıp ilerletti. Jungkook'un odasına girdiğimizde tek kişilik yatağı gösterdi.
''Burada uyuyabilirsin. Sana kıyafet getireyim bekle.'' Odadan çıkarken yatağın üzerine oturup bekledim. Yüzüne bile utancımdan çok fazla bakamıyordum. Elinde kıyafetlerle geri döndüğünde yavaşça yanıma koydu. Kıyafetleri kucağıma alırken göz teması kurmadım. Daha doğrusu kuramadım.
''Kelsey.'' Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Yanıma oturup ellerini birleştirdi. ''Hepimiz Jimin'le aranızda farklı bir iletişimin olduğunu biliyoruz. Yanımızda rahat davranmanız için sizi yakınlaştırmak istediler. Seni utandıracağımızı düşünemedik. Özür dileriz.'' Başımı salladığımda dikkatle vereceğim tepkilere bakıyordu.
''Tamam sorun değil.'' Başını sallayarak yanımdan kalktığında yavaşça kapıyı kapatarak odadan çıktı. Oturduğum yerden kalkıp Jin'in getirdiği kıyafetleri üzerimdekileri çıkartarak giydim. Kendi kıyafetlerimi katlayıp, kenarda duran sandalyenin üzerine koydum. Kimin kıyafetlerini getirmişti bir fikrim yoktu ama oldukça bol gelmişti. Paçalarımı ve belimi birkaç kez katladıktan sonra etrafa bakındım. Ne yapacaktım şimdi uykum yoktu ve telefonumda içeride kalmıştı. Yavaşça kapıyı açarak içeriye doğru adımladığımda hepsi içeride oturuyorlardı. Benim geldiğimi görünce sessizleşmişlerdi. Etrafa bakınarak yanlarına doğru gittiğimde oturduğum yere bakındım. Üyelere kızmamın bir anlamı yoktu sadece utanmıştım ve o utançla onlarla bir daha hiçbir şey yapmayacağımı söylemiştim.
''Telefonum nerede?'' Etrafa bakmaya devam ederken mırıldandım. Jimin elindeki telefonu uzattığında yüzüne bakmadan telefonumu aldım.
''Yatak ve kıyafetler için teşekkürler. Yarın umuyorum ki alarmımdan önce uyanmam.'' Hepsine bakıp konuştum ve cevap vermelerini beklemeden odaya doğru ilerledim. Kapıyı tam olarak kapatmayıp aralık bırakmıştım. Tamamen kapatsaydım Jungkook kendi evinde yatmak için yatağına gelemeyebilirdi. Örtüyü kaldırıp içine girdiğimde başımı yastığa koydum. Kapıya doğru arkamı dönüp elimdeki telefonumdan oyun açtım ve oynamaya başladım.
Gözlerim acımaya başlarken telefonu yastığın kenarına bırakıp birkaç saniye gözlerimi kapattım. Yatış şeklimi değiştirip sırt üzeri yatarken kapı açılıp ardından kapatmış ve kilitlemişti. Karanlıkta kimin geldiğini seçememiştim ama bana doğru ilerleyip yatağın kenarında diz çöktüğünde Jimin'in biçimli dudakları ve burnu görüş açıma girmişti.
''Uyumamışsın.'' dedi derin ve uykulu çıkan sesiyle. Sesinin böyle çıktığı zamanlar inanılmaz etkileyici oluyordu. Acaba bunun farkında mıydı?
''Uyuyacağım şimdi.'' diyerek yanıtladığımda çöktüğü yerden kalkarak yanıma oturdu.
''Bazen yanımızda birileri varken bile senin yanındayken, sanki sadece sen ve ben varız gibi hissediyorum.'' Eli saçlarıma gidip oynamaya başladığında yüzüne bakmayı sürdürdüm. Yataktan hafif doğrulduğumda elini saçlarımın arasından çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
📷; cameraman
Fanfiction"Umutsuzluğa kapılmaya başlamışken, Jimin'in varlığı tüm her şeyimi unutturmuştu. Jimin benimleydi ve ben henüz kaybetmemiştim."