☁️—satır arası yorum istiyoruum💜Min Young yıkanmamda yardımcı olmuştu ve ben uykuya dalana kadar başımda beklemişti. Gece sürekli ağlayarak uyanmıştım ve evdeki herkes beni sakinleştirmek için elinden ne geliyorsa yapmışlardı. Hayatımdaki yerleri o kadar çok ayrıydı ki bu kelimelerle anlatılamazdı.
Sabah uyandığımda Young'u görmeyi beklerken, baş ucumdaki sandalyede uyuyan Jimin'i görmüştüm. Bir eli elimi kavramıştı. Suçluluk duygusu bedenimi sararken, yataktan yavaşça kalkmıştım. Kapıya doğru yaklaştığımda Yoongi'nin sesi kulaklarıma dolmuştu.
"Kelsey'e zorla bile olsa yemek yedirin tamam mı? Sonrasında bana haber verin. Jimin'e de çok dikkat edin ve hastaneye gittiğinizde mutlaka kontrolden geçsin. Bir şeyim yok diyor ama hareket ettikçe kıvranıyor. İşimi bitirip hemen geleceğim." Yoongi nefes almadan hızlıca konuştu.
"Merak etme, seni haberdar edeceğim. Dikkatli ol." Jin de karşılık verdiğinde dış kapının kapanma sesi gelmişti.
"Kelsey," Jimin'in uykulu boğuk sesini duyduğumda ona doğru döndüm.
Parmaklarıyla gözlerini ovaladığında alt dudağı sarkmıştı. Yanına gidip sarılmak, saçlarıyla oynamak, yanaklarını sıkmak ve sayısız öpücük kondurmak istemiştim ama bir şeyler beni durdurmuştu.
"Günaydın." dedim yavaşça. "İçeriye geçiyorum." Sandalyeden kalkarken belini tutarak yüzü acıyla buruşmuştu. "İyi misin?" Yanına doğru ilerlerken tuttuğu yere elimi götürerek oraya masaj yapmaya çalıştım.
"İyiyim." Doğrulurken birkaç saniye derin derin nefes aldı.
"Ne oldu?" Tişörtünün eteklerinden tutup kaldıracağım sıra beni engellemişti.
"Bir şey olmadı. Hadi içeriye geçelim." Söylediğini duymamazlıktan gelerek, tişörtünü kaldırarak beline baktım. Gözlerim kocaman açılırken gördüğüm görüntü beni dehşete düşürmüştü. Belinde bir sürü çürükler ve açık yaralar vardı. Hiçbir şey söylemeden tişörtünü indirdim ve önden yürüyerek odanın kapısını açtım.
"Günaydın gün ışığım." Jungkook etrafında dönerek yanıma geldiğinde, elimden tutup beni de etrafımda döndürmüştü.
"Günaydın." dedim tebessümle. Ardından Jungkook'un elini bırakıp tekli koltuğa dikkatle oturdum.
"Bir şeyler yedikten sonra hastaneye gideceğiz." Jin yavaşça konuşurken gözlerini benim ve odadan çıkıp gelen Jimin'in üzerinde gezdirdi. "Yarın 1 aylık izin günümüz başlıyor. En azından 1 haftalığına beraber ufak bir gezintiye çıkın."
"Jung Woo nerede?" dedim tüm söylediklerine karşı alakasız bir şey söylediğimde tüm gözler üzerime dikilmişti.
"Dün yakın bir arkadaşına bıraktık." Jin cevapladığında başımı salladım.
"Buraya uzak mı?" Onayladığında önüme döndüm. "Bizimle beraber gelecek mi?"
"Hayır, arkadaşı onu götüreceğini ve göz kulak olacağını söyledi." Jimin, Young'un yanına oturduğunda gözlerimi bir süre üzerinde gezdirdim.
"Jung Woo'yu gün içinde görsem iyi olacak. Nasıl olduğunu merak ediyorum." Hiçkimse bir şey söylemediğinde derin bir nefes aldım.
"İşlerimiz bittiği zaman beraber Jung Woo'yu görmeye gideriz." Jimin'in ses tonundan rahatsız olduğu anlaşılıyordu ama şu an için kıskançlık söz konusu olamazdı.
"Sana kıyafet getirdim." Young yerinden kalkıp kapının kenarında duran çantayla beraber elimi kavradı. "Üzerini değiştirelim, gel." Yerimden kalkarak uyuduğumuz odaya geçtik. Çantadan getirdiği kıyafetleri yatağın üzerine koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
📷; cameraman
Fanfiction"Umutsuzluğa kapılmaya başlamışken, Jimin'in varlığı tüm her şeyimi unutturmuştu. Jimin benimleydi ve ben henüz kaybetmemiştim."