YORUM YAPMAYI VE OYLAMAYI UNUTMAYIN ⭐️💙🦋
"Cidden şirkete kadar geldiler mi? Korktun mu?'' Taehyung meraklı meraklı bana bakarken bu hali gülmemi sağlamıştı.
''Çok değil. O an Suga'yla telefonda konuştuğumuz için rahattım.'' dedim dizlerimi kendime çekerek.
''O kadar korktu ki bana ''Yoongi, Yoongi.'' demeye başladı.'' Taklitimi yaparak herkesi güldürmüştü.
''Olabilir,'' dedim gözlerimi devirerek. Gözlerimi devirdiğim an, kolunu boynuma sarıp beni kendisine çekmişti. Kollarına vurduğumda gülmeye başladı.
''Biraz önce gözlerini mi devirdin sen?'' dedi hala boynumu sıkmaya devam ederken.
''Yapmayacağım bir daha, bırak hadi.'' Kollarını hemen gevşetip, beni rahat bırakmıştı. Karışan saçlarımı ve yana doğru kayan üstümü düzelttim.
''Hepimizin gidip, çantasını hazırlaması gerekiyor.'' Namjoon isteksizce mırıldanmıştı.
''Çekim yapacak olsakta, bence bu hepimize iyi gelecek.'' Jin şimdiden yapacaklarını düşünür gibi konuşmuştu.
''Beraber takılacağız değil mi?'' Jungkook gözlerini açarak bana doğru döndüğünde bir süre düşündüm.
''Bu doğru olmayabilir. Oraya çalışmak için geliyorum.'' dediğim şeyle üyelerin yüzleri düşmüştü.
''Kameralar kapandığı zaman çalışanlarla eğleniyoruz. Topluca yemek yiyip, denize giriyoruz.'' Başımla yavaşça onayladım.
''Ben denize giremem.'' Sakince yanıtladığımda Jimin bakışlarını bana kaldırdı. Sanki anlamış gibi bana bakıyordu.
''Yüzmeyi mi bilmiyorsun?'' Hoseok şaşkınca bana sormuştu.
''Hayır, sadece eğer girersem çıkamayacakmış gibi hissediyorum.'' Jungkook kahkaha attığında, Jimin ensesine bir tane patlattı. ''Siz bilmiyorsunuz tabi, babam denizde boğuldu ve bulunamadı.'' dedim kısaca. Ortam aniden ciddileşmişti.
''Özür dilerim,'' Jungkook'un bakışları ve sesi inanılmaz masum çıkmıştı.
''Özür dileme,'' dedim gülerek. ''Ve böyle ciddi olmayın. Geriliyorum.'' Beni onayladıklarında konuyu hemen değiştirmiştik.
''Artık gidelim mi? Erkenden kalkmamız gerekiyor.'' Herkes Hoseok'u onayladığında ayaklanmıştık.
Herkes kapıdan tek tek geçmeye çalışırken aniden arkamdan iteklenip önümde duran Jimin'e yapışmıştım. Jimin şaşkınca arkasını dönerken ondan geri çekildim.
''Hanginiz itekledi?'' Jin ve Jungkook birbirlerini gösterirken olumsuz anlamda başımı sallayıp önümü tekrar döndüm. ''Üzgünüm.'' Jimin'e bakarak konuştuğumda başını salladı.
''Önemli değil.'' Tekrar önünü döndüğünde adımlamaya başladı. Arkamda Jungkook ve Jin gülüp duruyordu. Dışarıya çıktığımızda arabalarını beklemeye başladılar.
''Ben gidiyorum,'' dedim hepsine el sallayarak. Suga elini uzattığında bir süre eline bakıp tuttum.
''Aptal,'' mırıldanarak gözlerini devirdi. ''Arabanın anahtarlarını ver. Beraber gidelim.'' Bana gülerlerken yüzümü buruşturarak elimi geri çektim. Elini uzatırken arabanın anahtarlarını istediğini söylemeliydi ki ben de elini tutup rezil olmazdım.
''Kendim giderim, merak etme.'' Suga beni duymamazlıktan gelerek yanıma adımladı. İlk önce etrafa baktıktan sonra kolunu omzuma atıp beni arabama doğru sürüklemeye başladı. ''Kelsey'in evinin orada beni bekleyin.'' Üyelere seslenirken beni sürüklemeye devam etti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
📷; cameraman
Fiksi Penggemar"Umutsuzluğa kapılmaya başlamışken, Jimin'in varlığı tüm her şeyimi unutturmuştu. Jimin benimleydi ve ben henüz kaybetmemiştim."