Büyülü Sırlar

Senden Herşey Beklenir

(+18)

Sunny

Beni kendimden geçirmek konusunda çok başarılıydı, hatta mükemmeldi, süperdi. Nick'i anlatacak kelime bulamıyordum.

Bacaklarım iki anında beline sürtünürken kollarımı da boynuna doladım. Beynin, bedenimin aksine hala bilincini koruyarak bana haykırıyordu.

Prezervatif.

Aynı şeyi ben de Nick' e söylemek için dudaklarımı ondan ayırdım.

Nefes nefese "Birşey unutmadık mı?" diye sordum. Cevap vermesine beklemeden devam ettim. "Prezervatif"

Sırıtarak "Ben de odan için ses yalıtımı diyecektim," dedi.

Benim aldığım ve ona çok yakışan

gömleğin yakasından tutup kendime çektim.

Daha birkaç saniye geçmeden kendini geri çekti. Yüzünde ciddi bir ifadeyle "Gerçekten ses yalıtımı gerek," dedi.

Gözlerimi devirme dürtüme karşı koyamadım. "Seninle sevişirken ses yalıtımına konsantre olabileceğimi mi sanıyorsun?" dedim. "Al işte tüm isteğim kaçtı. Güle güle muhteşem orgazm."

Abarttığımı biliyordum ama ilk Nick başlatmıştı.

Yine o tilki gülümsemesini takınarak "Ben seni şimdi kıvamına geri getiririm," dedi.

Şakaklarımdan başlayararak hafifçe boynuma doğru parmak uçlarıyla bir yol çizdi. Bu öyle bir şeydi ki ürpermeme sebep oluyordu. Aynı şekilde omuzlarıma geçip ellerime ulaşana kadar devam etti.

Parmakları avucumun içinde biraz dolaştıktan sonra parmaklarımızı birbirine kenetlerdi. Yüzünü bana doğru yaklaştırarak nefesini usulca yüzüme üfledi. Ilık nefesi yavaşça yüzümü yalayarak geçti. Ardından dudaklarıma belli belirsiz öpücükler koyarak başladı. Bu karnımdaki düğümü daha da sıkılaştırıyordu.

Dudakları boynuma ilerledi. Beni zevkten kıvrandırırken inat ederek ona belli etmemek için dudaklarımı ısırarak inlememi bastırdım. Tabi bu, çoktan kalçalarıma kadar sıyrılmış olan elbisem yüzünden kadınlığımla onun sertleşen erkekliğinin arasındaki tek bariyer iç çamaşırım olduğundan çok zordu.

Boynumdaki dişlerini hissettiğimde kanımı içeceğini sanmıştım ama sadece ufak bir iz bırakarak daha da aşağılara inerek elbisenin geniş yakasına geldi. Ne yazık ki elbisem boydan boya çıtçıtlıydı. Yakasının ucunu ısırıp çekerek çıtçıtların açılmasını sağladı.

Dudakları tam sütyenimin dışında kalan göğüslerime dokunacakken geri çekildi.

Ellerimi serbest bıraksa onu tutup kendime çekerdim ama sıkı sıkıya tutuyordu.

Kendimi yukarı kaldırarak dudaklarımız arasındaki boşluğu kapattım. Ellerimi bırakıp elbiseyi omuzlarımdan sıyırdı.

Bu kez ben Nick'in boynunu öperek dilimle daireler çizerken yakasına ulaştım ve tapılası kaslarını gömleğinin esaretinden kurtardım.

Kemerini çözerek pantolonuyla birlikte aşağıya indirdim. Nick'se çoktan sütyenimin çözmüştü ama benim ellerim biraz meşgul olduğundan çıkartamadı ve askılarını da çözdü.

Onunda daha fazla dayanamayacağı ortadaydı.

İç çamaşırımdan da kurtulduğunda ikimizinde hazır olduğunu biliyordum. İnat etmeseydim ön sevişme de bu kadar uzamayacaktı. Yuvarlanarak üzerine çıktım ve komidinimin çekmecesinden bir prezervatif aldım penisine taktım.

Sonunda içime girdiğinde adeta alev almıştım. Bacaklarımı beline dolayarak bende onunla birlikte senkronize bir şekilde ileri geri hareket etmeye başladım.

Yüzümü avuçları arasına alarak ona bakmamı sağladı. Gözlerimin içine bakarken aramızdaki kan bağını hissettim - yanlış anlamayın akrabalıkla hiçbir ilgisi yok, Nick'in daha önce kanımı içmesiyle oluşan bir bağ. Kalp atışlarım daha da hızlanırken beni ısırması gerektiğini, kanıma ihtiyacı olduğunu anladım.

Dudaklarına yumuşak bir öpücük koyarak onu onayladım.

Boyumu öpüp beni ısırığa hazırladıktan sonra dişlerinin etimi parçalama sesini duydum. Boynumdan usulca kanımı emerken gelgitleri hızlandı. İkimizde doruğa ulaştığımızda kendini üzerime bırakmak yerine yuvarlanarak beni üzerine çekti.

Bir iki saniye daha kanımı emdikten sonra yalayarak açtığı yarayı pıhtılaştırarak kapattı.

Jade

Annem Daniel'ı daha fazla yormak istemediğinden mutfaktan yolladı. Mutfaktan çıkarak görüş alanımdan da çıkana kadar arkasından baktım.

Daniel'la öpüşürken annem daha geç gelse ne olurdu, hatta hiç gelmeseydi birşeyler olur muydu acaba?

"Babanda beni destekledi ve seni evlendirmeye karar verdik" dedi annem.

Hızla ona dönerek "Ne!" diye çığlık attım. "Anne sen iyi misin? Vanilya esansı sende kafa yaptı galiba."

Buzdolabına yeni aldığı tereyağını d  koyarken kıkırdayarak "Hayır kuzum," dedi. Mutfak masasına gelip kendine bir sandalye çekti. "Ben iyiyim ama Daniel sende kafa yapmış."

"Klişe bir şekilde 'O kadar belli mi?' diye sormayacağım," dedim. Sunny'ye söylesiysem, annem de söyleyebilirdim "Şey...sen gelmeden önce..." ya da söyleyemezdim.

Fırın süresinin dolduğunu bildiren bip sesiyle iki kez öttü. Annem masaya koyduğu fırın eldivenlerini eline geçirip fırındaki börek tepsisini çıkarttı. Tamamen işine konsantre olmuşa benziyordu, bende sessizce mutfaktan ayrıldım.

Odamda Daniel'ı kitaplarımı incelerken buldum. Beni görünce kitabı yerine koydu.

"İşin bitti mi?" diye sordu bana doğru yaklaşırken.

"Evet," dedim. "Annem beni evlendirmeye karar vermiş."

Yüzündeki gülümseme bir anda soldu. "Ciddi misin?"

Kendimi tutamayarak gülmeye başlayınca biraz toparlandı. "Tabi ki hayır," dedim.  "Benim böyle birşey yapabileceğimi gerçekten düşünüyor musun?"

Tekrar gülümseyerek "Senden herşey beklenir." Biraz düşünür gibi yapıp "Hatta küçükten sarışın, mavi gözlü bir mutant hayali kuruyordun," dedi. "Sana kaderinde bir vampir olduğunu söylediğimde çok sinirlenirdin."

"Ben öyle birşey demedim," diye itiraz ettim.

"Peki" Bana bir adım daha yaklaştı ama hala aramızda bir adımlık mesafe vardı. "Şimdi kaderinde kimi görüyorsun?" diye sordu.

Kalp atışlarım hızlanmaya başlamıştı. Okula gelmeden önce onu kehanette görmüştüm ama bu birbirimizin kaderi olduğumuzu göstermezdi.

Kaçamak bir cevap vererek "Kehanetlerde kaderimdeki mutantı ya da vampiri görmedim," dedim. "Senin bir tahminin var mı?"

"Çok önceden söylemiştim," dedi.

Sözümü tuttum ve gece yayımladığım 7.bölümün ardından bugünde yeni bölümü yazdım.

Sunny ve Nick'in ardından Jade ve Daniel'a da yaramaz bir bölüm yazmaya çalışacağım ama araya biraz Zack karışabilir :D.

Umarım beğenmişsinizdir :).

Yeni bölümde görüşmek üzere