İnsan ırkının varlığından itibaren biz de varız. Bazen saklanarak bazense kendimizi ifşa ederek varlığımızı yüzyıllarca sürdürdük. Bu zamanlara gelene kadar hem katlettik hem de feda ettik.
M.Ö. 6. yüzyılın başlarında ırkımız ve insan ırkı uzlaşarak antlaşma imzalamaya karar verdiler. Ancak insanlar, onlardan daha güçlü olduğumuzu bildiklerinden antlaşmayı bir şartla kabul edeceklerini söylediler. Tek bir grup halinde yaşamak yerine dünyanın dört bir yanına dağılarak bağlarımızı kopartacaktık, daha zayıf olacaktık. Bu antlaşma ne kadar bizim aleyhimize olsa da kabul ettik.
Bir kişi hariç. Lorent Dharack. İnsan ırkının ayakları altında ezilmeyi reddetti. Kendi ırkına ve dinine karşı geldi. 28 Mayıs M.Ö. 584 yılında Güneş Tutulması sırasında Cehennemin güçlerini çağırdı ve Güneş' in gücünün aksine Kara Büyü'yü serbest bıraktı.
Kara Büyü, kontrol edilemez ve yok edilemez bir şekilde yayıldı. Dünyadaki gruplarımızı bulup ele geçirdi ve Lorent'ın önderliğinde insan ırkına savaş açtı.
Kara Büyü ne kadar güçlü olursa olsun hepimizi kontrol edemiyordu. Kendi kontrolünü geri kazananlar kaçarak Güneş'in gücüne sığındılar. Geride kalanlar insanlar karşısında güçsüz düşünce Lorent, insan ırkından güçlü ve yırtıcı gece yaratıkları yarattı. Açgözlülük anlamına gelen "Ub" sözcüğünün onları daha da güçlü kılması için onlara Ubır adını verdi. Bu yaratıkların en büyük özelliği insan kanıyla beslenmeleriydi. Köpek dişleri sivri ve uzundu. Göz renkleri insanlar gibi olmasına rağmen irislerinin etrafında kızıl bir halka vardı.
Irkımızın yaşlı bilgeleri bedenlerini feda ederek Güneş'e vermenin karşılığında savaşı sonlandırdılar ve dünyada sonsuza kadar ruh olarak yaşamaya mahkum oldular.
Savaş sonunda Lorent Kara Büyü'yle o akadar bütünleşmişti ki ölümsüz olmuştu ve ancak hapsedilerek durdurulabilirdi.
Güneş'in aksine Ay seçildi. Güneş kadar güçlü olmasa da onun enerjisini kullanıyordu ve karanlığın ortasında yıldızlardan daha parlaktı.
Ay, Lorent'ın hapsedileceği yer olarak saf suyu seçti. Gelgitler yaratarak okyanusun ortasında bir hortum yarattı ve Lorent'ı içine alarak derinliklere çekti. Lorent, Kara Büyü'yü de beraberinde götürmek istese de suyun saf ve arındırıcı özelliği ona engel oldu.
Gece bitip gün aydınlandığında Güneş toprağın iyileştirici ve yenileyici özelliğiyle ölü bedenleri kendine çekti. Ancak geride insan bedenleri bıraktı, Ubır'lar tarafından ısırılan insan bedenleri.
Ruh olan yaşlı bilgelerimiz onların, Ubır'lar kadar açgözlü ve acımasız olmadıklarını anladılar. Hala insan kanına bağımlı olmalarına rağmen insanlıklarından gelen vicdan duygusuna sahiplerdi. Ataları gibi olmadıklarından aynı adı almaları uygun bulunmadı ve bu yeni ırka Vampir adını verdiler.
Bizim adımızda yıllara ve gelip geçen uygarlıklara bağlı olarak değişti. Başlarda Melek olarak anıldık. Lorent Dharack ve Kara Büyü'den sonra Cadı, Büyücü, İblis gibi adlar aldık. Şimdiyse bilim bize yeni bir ad verdi.
Mutant.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyülü Sırlar
FantasyHerkes geleceğinin hayalini kurar ve nasıl olacağını bilmek ister. Ben rüyalarımda hep görüyorum. Geçmişi ve geleceği. Hepsi birer kehanet. Güçlerinizin olması güzeldir, tabi size öldüğünüzü söylemiyorlarsa.