Kulübe

106 6 0
                                    

Lexi

Son dersin gelmesini beklerken sıkıntıdan ölüyordum. Her geçen saniye heyecanım hava kaçıran balon gibi sönüyordu. Sonunda zil sesiyle yerimden fırlayarak biyoloji laboratuvarına gittim. Biyoloji dersi bitenler dersten çıkarken Profesör Mckenna Watson masasını düzenliyordu. Cam kenarındaki kahkahacı zambaklar beni görünce kıkırdamaya başladılar. Onların sesini duyan herkes istemsizce gülmeye başlardı. Bende gülünce Profesör işini bırakarak bana döndü.

"Merhaba Lexi," dedi gülümseyerek. Zambaklar da Profesör'ü taklit ederek gülümsediler. Profesör zaman kaybetmeden hemen konuya girdi. "Sana yardımcı seçmek konusunda kararsızdım ancak Bayan Lionheart Joseph'i uygun buldu." Şokla gözlerim irileşti. "Tarih dersinde gösterdiği gelişmeden sonra biraz teşvik edilirse daha iyi olacağını düşündük. Senin yardımınla yarınki gezide biyoloji dersine ilgisinin artacağı düşünüyoruz."

Tepkimi inceleyerek susup konuşmamı bekledi. Kendimi toplayarak yüzümü düzeltmeye çalıştım. "Başka biri Joseph'e yardım etse," diye önerdim.

"Senin yerine Blair da olabilir," dedi.

Blair ve Joseph'i ormanda kuşları incelerken hayal ettim. Hayalimde, kuşlardan çok birbirlerini inceliyorlardı. Bu düşünceyi başımı sallayarak uzaklaştırdım. Joseph'i sevmiyor olabilirdim ama Blair'ın önüne yem olarak atacak da değildim. Joseph'in iyiliği için ona katlanmak zorundaydım. Aslında neden bunu yaptığımı bile bilmiyordum ama içimdeki iyilik meleği beni ikna etti. "Peki," dedim yenilgimin sesime yansımasını engelleyerek. "Blair Vincent'dan ayrılmak istemez. Ben Joseph'le eşleşirim. Gezide de..." Cümlemi nasıl bitireceğimi bilmediğimden havada asılı bıraktım.

"Yardım edersin," diyerek cümlemi tamamladı Profesör Watson. Masanın üzerindeki kağıtlardan bir kaçını ayırdı ve bana uzattı. Hemen uzanarak kağıtları aldım. "Yol haritasını çıkartmanı istiyorum. İnceleyeceğin kuş, çiçek ve bitki türlerini işaretle, bende öğrencileri eşleştireceğim."

Oturmam için masanın karşısını işaret etti. Yerime geçerek yol planını çıkarttım ve Joseph'le iyi geçinmeyi diledim.

Yarın ne olacaksa hiç de iyi şeyler olmayacak gibiydi.

-----------------------

Joseph ile eşleştirme tekrar tekrar lanet ederek ağaçların sıklaştığı ormanın derinliklerine doğru ilerlemeye başladım. Joseph'se sallana sallana etrafı izleyerek peşimden geliyordu. Yolda bulduğu uzun bir dalı da destek olarak kullanıyordu.

Sanki dağcılığı çok iyi bilirmiş gibi bana önderlik etmeye kalktığında elindeki sopayı kırmakla tehdit etmiştim. Ancak elindeki dal ormanın toprak zeminindeki kurumuş dal ve yaprakları kırarak ses çıkarıp benim fotoğrafını çekmek istediğim kuşları ürkütüp kaçırıyordu. Bir süre sonra elindeki dalı gerçekten kırdım. Ses çıkaran bir tek kırdığım dalı olsa iyiydi. Şimdi de ıslık çalmaya başlamıştı. Bende kızıl kanatlı serçenin fotoğrafını çekmeye çalışıyordum. Islık sesi benim olduğum yere yaklaşmaya başlayınca beni bulduğunu anladım. Sol elimle arkaya doğru susmasını işaret etmeye çalıştım ama anlamayarak bana daha çok yaklaştı.

Sonunda sinirlerim yerinden oynadı ve ona dönerek işaret parmağımı dudaklarıma götürdüm. Fısıldayarak "Şşt" dedim.

Arkamdaki ağaç dalından hafif bir kanat çırpma sesi duyuldu. Joseph kuşun gittiği yöne bakarak "Bak, kuşu kaçırdın. Daha sessiz olmalısın," dedi.

Bu bardağı taşıran son damla oldu ve boynumda asılı olan fotoğraf makinesini çıkarttım ve Joseph'in kaslı göğsüne bastırdım. İki eliyle makineyi kavrarken bende arkamı dönerek oradan uzaklaşmaya başladım.

Büyülü SırlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin