Gözlerim kocaman olmuş az önce olanlara bir anlam yüklemeye çalışırken kocaman ağacın ceseti hemen ileride yerde yatıyordu.
Göğsüm hızla inip kalkarken sertçe yutkunup bir adım geri çekildim.
Etrafımda İrili ufaklı sesler kulağıma çalarken, hiç birine anlam yükleyemeyecek durumda dumur olmuştum.
Ben bunu nasıl yapmıştım ?
Aklım bulanıyordu.
Tenim cayır cayır yanıyor, o yangınla içimde kimliği belirsiz bende ki yabancı ortaya çıkıyordu.Bedenim büyük bir şiddetle titrerken;
"Elzem!"
Kulağımın dibinde yankılanan ses ile bir an yerimden sıçradım ve sesin geldiği tarafa doğru hızla döndüm.
Mina tam dibimde bana şaşkın bakışlar atıyordu.
Gerçi alandaki herkesin bana şaşkın bakışlar atıyor olması su götürmez bir gerçekti."Ben." Dedim. Şaşkınlıktan titreyen sesim ile.
"Bunu nasıl yaptım hiç bilmiyorum."Mina, bir elini omuzuma taşıyıp beni kendine çekti. Acele ile;
"Hadi gidelim buradan." Dedi.
Başımı korkudan tamam anlamında sallayarak ayaklarıma zorla komut vererek Mina ile alanı terk ettik.
Hızla adımlarla kaldığımız kulübeye girdiğimizde yatağa oturup bakışlarımı ellerime indirdim.
Mina yavaşça yanıma gelip ayaklarımın dibinde yere çömeldi.
"İyimisin ?"
Bakışlarımı Mina'ya çevirip sert bir nefes aldım.
"Bilmiyorum. " dedim bölük pörçük sesimle.
"Bunu nasıl yaptım hiç bilmiyorum. Bir anda oldu herşey. Kılıç o kadar ağırdı ki bir an nasıl onu kaldırıp fırlatıp ağacı kestim bilmiyorum."Mina kısa bir süre sessiz kaldıktan sonra başını tamam anlamında salladı.
"Kafanı bu konu üzerine fazla yorma Elzem. Sen diğer yeni doğan savaşçılardan daha hızlı gelişiyorsun. Güçlerin de öyle."Gözlerimi kırpıştırıp:
"Güçler." Diyerek fısıldadım.
"Benim gerçekten bir güce sahip olduğumamı inanıyorsun ? Ahh yapma ama Mina, ben buraya farklı bir yerden geldim. Sizden biri değilim ki gücüm olsun."Mina yavaşça bedenini dikleştirerek ayağa kalktı.
"Bunu zamanla sende anlayıp göreceksin Elzem. Şimdi sana ne söylesem boşa gidecek. Hadi biraz dinlen akşam ateş gecesi var."
Kaşlarımı çatarak bakışlarımı onda sabitledim.
"Ateş gecesi mi?" O ne ?"
"Bir tür eğlence. Meydana bir ateş yakılır ve o ateşin etrafında bir küme oluşturulup ya muhabbet edilir yada güç gösterisi yapılır."
"Güç gösterisi ?"
Mina, siyah saçlarını dağınık bir topuz yaparak kendi giysi dolabına doğru ilerledi.
"Ya işte herkes sahip olduğu güçleriyle gösteri felan yapar." Dedi.
Başımı anladım dercesine salladım.
Mina dolabından siyah bir elbise çıkarıp yatağının üzerine koydu ve tekrar dolaba döndü.
Bu sefer de kırmızı bir elbise çıkardı ve bana doğru gelmeye başladı.
Elindeki kırmızı elbise diz üstü straplez kısa bir elbiseydi.
Ve oldukça güzel bir elbiseydi."Al bakalım akşam bunu giy." Dedi.
Yavaşça ayağa kalkıp bana doğru uzattığı elbiseyi ondan yavaşça aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELZEM
FantasyTehlike altında bir kent. Kayıp bir anahtar ve kilitli bir kapı. Şakaklardan sızan susmak bilmeyen fısıltılar onu çağırıyor. Görev; üçüncü dolunay tutulmadan Andora'yı kurtar. (04.08.2017)