Bölüm 14: "Felaket Sirenleri"

3.5K 218 28
                                    

Ruhumun üzerine devrilen bir kafes içerisinde hapis kalmış her zerrem, siyah bir harenin orta yerinde nefes nefeseydi.
Zaman döngüsü durmuş, sadece bu anda takılı kalmıştı.
Bu an ise bir kaostu.
Bizim kaosumuz.
Tenlerimizin buluştuğu noktada, yerde kalakalmış benliğim olayın şokunu irkilerek üzerinden attığında hızla onun üstünden doğrularak kalktı.

Ellerim yüzümü perdeleyen saçlarıma gittiğinde sert bir nefes alarak bakışlarımı ondan çektim.

Allahım biraz önce neler olmuştu böyle?
Biz ne yapmıştık?
Ve en önemlisi ben.
Ben nasıl oldu da onun ellerinin arasında, onun yangınıyla yakmıştım kendimi?

Dudaklarımı ıslandırıp göz ucuyla Barlas'a baktığımda yavaşça yerden kalkmış ve tıpkı benim gibi durgun ve bir o kadar şaşkın bir şekilde yere bakışlar attığını gördüm.

Zamanın katili dakikalar hızla akıp giderken Sardes ve Pars gelmiş ve Barlas ile lanetlileri yok etmişlerdi.
Oturma odasında oturmuş bu durumu konuşurlarken ben uzak bir köşede oturmuş, bakışlarım yerde onları dinliyordum.

Ben şimdi tıpkı onlar gibiydim.
Bir gücüm, bir varlığım vardı burada.
Ve en önemlisi savaşın felaket sirenleri çalmaya başlamıştı.
Vakit azdı.
Zaman bir kurban.
Ben ise bir cellat.
Tıpkı onun gibi..

"İltan'ın bu atağı hiç beklenilecek bir şey değil Barlas." Dedi Pars.
Ardından oturduğu koltuktan ayaklandı.
"İltan kurallara uyan bir adam şimdi ne oldu da bu olay oldu?"

Bakışlarımı kaldırıp Barlas'a baktım.
Onunla bu olaydan sonra tek kelime dahi etmemiş ve yüz yüze bile gelmemiştik.
İkimizide korkutan bir şeyler vardı lakin dudaklarımızdan vuku bulmuyordu.

Barlas sertçe soluyarak sağ elinin yumruğunu sıktı.
"Biliyorum." Dedi ve ekledi.
"Onun bugün kü amacı zaten savaş değildi. Akay ne söylerse söylesin. Onun bugün kü amacı.." Sustu ve gözleri bir anda ona bakan gözlerime çarptı.
Gözlerimizin ilk defa birbirine değmesi ile irkildim.
Lakin bu irkilişim sadece kendi içimde yaşanmıştım.
"Elzem'di."

Gözlerimiz birbirinden kopmadan gezinirken Sardes konuştu.
"Bu ne demek oluyor şimdi? Hem Akay ne alaka?"

"Akay bugün buraya geldi." Dedi Barlas. Sert bir soluk alarak arkasına yaslandı.
"İltan'ın bölgeme giren yeni kişiden haberdar olduğunu söyledi. Savaş hakkında tedirginlik uyandıracak yeni biri mi diye araştırma yapmaya başlamış."

"Elzem'in buradaki varlığını nasıl öğrenebilir?" Diye konuştu Sardes. Şaşkınlığı sesinden bariz belli oluyordu.

Pars hızla atıldı.
"Bunu anlamayacak ne var Sardes? Kesin Elzem'in buradaki varlığını İltan'a Akay söylemiştir. Ya ben anlamıyorum gerçekten. O adama sen hâlâ nasıl güveniyorsun Barlas. Farkında mısın bilmiyorum ama ne zaman buraya ayak bassa ardından bir felaketi yanında getiriyor."

Kaşlarım derinden çatılmıştı.
Pars ve Sardes neden Akay hakkında böyle düşünüyorlardı?
Akay nasıl bir adamdı böyle?

"Ona zaten güvenmiyorum Pars." Diye yükseldi Barlas. 

Kaşlarım havalandı.

"Güvenmiyorsan ne diye evine, bölgene alıyorsun?"

"Seni bu hiç ilgilendirmez!" Diyerek birden bağırdı Barlas.
Bu bağırışı hem beni hemde Pars ve Sardes'i şaşırtmış ve ürkütmüştü.
Odada aniden vuku bulan sessizlik ile yerimde huzursuzlukla kıpırdandım.

Barlas sinirle ayağı kalktı ve tek kelime etmeden kulübeden bir hışımla ayrıldı.
Çıkarken kapıyı sert bir şekilde örtüşü yerimden sıçratmıştı.

ELZEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin