Zaman, acı bir şekilde hızla akıp gidiyordu.
Her gün, geceye devrilirken buradaki varlığım iki haftayı arşınlamıştı.
Yaşanan o olay sonrasında Pars beni göz açtırtmayacak bir şekilde gözetim altına almıştı.
Zihnimi yarıp geçen düşüncelerim hâlâ diriydi.
Buradan gitmek,evime dönmeyi çok istiyor her fırsatta kimseye belli etmeden bir çıkış yolu arıyordum lakin söyledikleri gibi tüm çabalarım boşa çıkıyordu.
Belkide kabullenmem gerekiyordu ama bunu kalbime yediremiyordum."Hey Elzem yarım saatten beri sana sesleniyorum ama ?"
Daldığım düşünce girdabından Efsa'nın bana seslenmesiyle çıktım.
Bakışlarımı ona çevirdiğimde başımda dikilmiş meraklı gözlerle beni izlediğini gördüm.
"Efendim Efsa." Dedim bitkin bir ses tonuyla.
Efsa kaşlarını kaldırarak beni izlemeye devam etti.
"Nereye daldın gittin sen öyle ?" Dedi meraklı tondaki sesiyle.
Gözlerimi devirdim.
Ah gerçekten acayip meraklı insanlardan hiç haz etmiyordum."Hiç bir yere Efsa sadece düşünüyordum." Dedim.
Efsa başını sallamakla yetindi.
"Pekâlâ o zaman hadi kalk Pars meydana çağırıyor bizi."
Sabahtan beri binbir zorlu parkurlarda eğitim görmüştük.
Bir dakika dinlenmek çok fazla mı görülüyordu burada ?
Oflayarak oturduğum kayanın üstünden kalktım."Her yerim ağrı içinde daha yeni mola verdik." Kaşlarımı çatarak yürümeye başladım.
"Bu haksızlık değilde ne ?" Dedim homurdanarak.Efsa kıkırdamaya başladı.
Gözlerimi ona çevirip sanki bir vebalı insana bakar gibi ona baktım.
"Elzem unutma ki biz savaşçılarız yani burada en önemli kişilerden biri. Yakında büyük bir savaş var ve zamanımız oldukça kısıtlı bu yüzden bu gayet normal bir durum." Dedi bilmiş bilmiş.
Gözlerimi devirdim.
Tabi ona söylemesi kolaydı.
Buraya başka boyuttan gelen ve adaptasyon olmaya çalışan o değil bendim.
Bir de yakında vuku bulacak savaş vardı.
Aman ne güzel!"Evet haklısın." Dedi Efsa hiç beklemediğim bir anda.
"Bu duruma alışman oldukça zor."Gözlerimi şaşkınlıkla kırpıştırdım.
Ve adımlarım yavaşça kesildi."Ne! Nasıl yani sen benim düşüncelerimimi okudun?"
Efsa tebessüm etti.
Başını evet anlamında salladı."Zihin okuma yeteneğim var Elzem." Dedi ve bakışlarını benden çekti.
"Bunu nasıl fark ettin yani zihin okuyabildiğini nasıl öğrendin?" Dedim merakla.
Bu oldukça garip ve güzel bir şeydi.
Bir o kadar da tehlikeli."Dün akşam fark ettim. Sanırım bana verilmiş gücüm ortaya çıktı." Kıkırdadı.
"Ve bu hoşuma gitti.""Senin için sevindim diyebilir miyim bilmiyorum Efsa." Dedim dürüstçe.
Efsa başını sorun yok dercesine salladı.
"Peki sen ?" Dedi yavaşça bakışlarını bana çevirdi.
"Sende bir kıpırdı yok mu ?"
Yürümeye devam ettiğimde başımı hayır anlamında salladım.
Olacağınıda hiç zannetmiyordum da zaten.
Ben bir kere buraya ait değilim bir de özel güç saçmalaması bana verilmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELZEM
FantasyTehlike altında bir kent. Kayıp bir anahtar ve kilitli bir kapı. Şakaklardan sızan susmak bilmeyen fısıltılar onu çağırıyor. Görev; üçüncü dolunay tutulmadan Andora'yı kurtar. (04.08.2017)