Merhaba! Öncelikle hepinizden özür dilerim. Bölümü pazartesi paylaşacaktım fakat gerçekten bugüne kadar fırsatım olmadı. KPSS dışında evde bir curcuna hâli var -yine mi dediğinizi duyar gibiyim ama bizim ev hep öyle- yetişemedim.Birde dün bölümü düzenlerken yanlışlık ile paylaşınca yeniden silmek zorunda kaldım. Bugün de ancak fırsat buldum. Onun için ayrıca özür diliyorum.
Kaderinse dünya küçüktür
Ama kaderin değilse
Çıkmaz sokakta bile karşılaşamazsın.-Elif Şafak
*
Yıllarca eğitim gördüğü üniversitenin kapısından bu kez öğrenecek kişi olarak değil öğretecek kişi olarak girerken heyecanlı idi Ela Zişan! Bugün ayrılamadığı, bir türlü kopamadığı okulda akademik kariyer adına ilk günüydü ve o kalbinin biraz sonra yerinden çıkacağını hissediyordu!
Geçen sene kışın, mezun olduktan sonra başvuru yapmıştı üniversiteye. Hocaların çoğu onu sevdiği ve ortalaması yüksek olduğu için işinin kolay olacağını biliyordu fakat Nisan ayında yaptıkları defilenin başarılı olması, süreci resmen hızlandırmıştı. İşte tam da bu sebeplerden buradaydı.
Nereye gitmesini bilemeyen Zişan ilk olarak kendi fakültesine gidip bu işte etkisi olan hocasının yanına gitti. Ondan eksik evrakların olduğunu öğrenince koşa koşa, koşmasına gerek yoktu fakat o heyecandan ne yaptığının farkında değildi, rektörlük binasına gidip evraklar ile uğraştı. Çıkışı öğlen arasına denk gelmişti ve rektörlük binasının yanında Fen-Edebiyat Fakültesi olduğu için resmen bir kargaşa ortamı ile karşılamıştı. Kahkahalar ile gülen, birine takılan, Nazenin annanesinin tabiri ile tepişen öğrenciler, ona çok uzakta olmayan kendi öğrencilik yıllarını hatırlattığı için onların hu hallerine güldü. Öğrencilik, bir insanın kıymetini bilmediği ama en güzel olan yıllarıydı şüphesiz. Bu yüzden Ela Zişan özlemle andı o günleri.
O sırada uzun bir dersten yeni çıkmış bir grup erkek öğrencinin içinden güzel gözlü bir öğrencinin dikkatini çektiğini bilmiyordu Eyşan. O öğrenci ona uzun uzun bakarken arkadaşları çoktan "Oo"lamaya, ıslık çalmaya başlamıştı.
"Demek yeni yengemizi bulduk!" derken kıkırdayan arkadaşına bakma tenezzül etmeden, gözleri hala etrafa gülücükler saçan Zişanda olan mavi gözlü sırıttı.
"Hemde ne yenge!" dedikten sonra ise kıkırdadı. Arkadaşlarından gelen tepkiler ile kendine olan güveni yerine gelmiş bir şekilde arkadaşlarına döndü.
"Haydi beyler, ben bir yengeniz ile tanışayım bakalım. Size iyi eğlenceler!"
Güzel gözlü, arkadaşlarının yanından ayrılıp Zişan'ın yanına gittiğinde hala onların kahkahalarını, konuşmalarını duyuyordu ama o çoktan hedefe kilitlenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT AŞKLA BAŞLAR
General FictionKelebek misalidir aşk Anlamayana ömrü günlük Anlayana bir ömürlük... (Nazım Hikmet) * Neydi sevmek? Neydi aşk? Yıllarca sessiz sessiz seven mi daha aşıktı, ilk görüşte vurulan mı? Bir an da mı ortaya çıkardı aşk? Yoksa zamanla mı gi...