Kelebek misalidir aşk
Anlamayana ömrü günlük
Anlayana bir ömürlük... (Nazım Hikmet)
*
Neydi sevmek? Neydi aşk? Yıllarca sessiz sessiz seven mi daha aşıktı, ilk görüşte vurulan mı? Bir an da mı ortaya çıkardı aşk? Yoksa zamanla mı gi...
Sevdanın da bir kanunu var. Ve orada şöyle yazar: “Sevenleri hiçbir kuvvet ayıramaz.”
-Uzun Hikaye
*
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İnci'nin gelinliği
Üzerinde ki gelinliğe bakarken dolan gözleri, İnci'nin elinde olmayan bir şeydi. Bu günleri hayal bile edemezken şimdi düğün gününde olmaları... Halbuki hiç bir zaman mutlu olamayacağını düşünürdü. Şimdi ise öyle mutluydu ki...
3 ay geçmişti Nazenin'in doğumu üzerinden. O gün, hastahanede Kağan'a kararını açıkladığı zaman genç adam deli gibi sevinmiş, koşturarak annesine müjdeli haberi vermişti. Mevsim ve Tuğba sevinçten havalara uçtuğu zaman İnci de mutlu olmuştu. Tabi, başına gelecekleri bilmiyordu. Mevsim ve Tuğba ittifakı ne demek olduğunu bilmediği için bilmesine de imkan yoktu ama çabucak öğrenmişti.
Zira, ertesi gün başlamıştı öğrenmeye. Mevsim ve Tuğba anında düğün hazırlıklarına girişirken İnci ne olduğunu anlamadan serseme dönmüş, Kağan onun bu haline kıkır kıkır gülmüştü. Ama ne demişlerdi; gülme komşuna gelir başına... İlk gün İnci'ye kıkır kıkır gülen Kağan ikinci gün Mevsim ve Tuğba'nın zancasına girmiş, güldüğü sevgilisinden beter hale gelmişti. O andan sonra ağzından sık sık aynı kelimeler dökülüyordu; "Bu hatunlar bir araya gelmemeli!" Çünkü, aynı evin içinde yaşamalarına rağmen Kağan ve İnci birbirini göremez olmuştu. Mevsim ve Tuğba her an başka bir şey çıkarıyorlar, İnci akşam eve yorgunluktan bitkin halde dönüyordu. Aslında onlara dur demek istiyordu ama o kadar hevesli ve o kadar heyecan dolulardı ki... İnci onlara kıyamıyordu.
Ve, öyle böyle derken 3 ay dolu dolu geçmiş sonunda düğün gününe ulaşmışlardı. Şimdi aynada, Kağan'ın daha görmediği, gelinliği içinde kendini muhteşem hissediyordu. Ah bir de şu baş dönmesi olmasa... Gözlerini sıkı sıkı kapattığında arkasında ki Eyşan endişeyle yanına yaklaştı.
"Başın mı döndü yine?" sorusuna inci sadece başını sallayabilmişti. Eyşan onun belinden tutup koltuklara doğru çekiştirdi.
"Otur şöyle. Stres yapınca iyice arttı tabi."
İnci, Eyşan'ın dediğini yapıp oturduğunda ikisi de şaşkınca kendilerine bakan kızların farkında değildi.
"Abla, ne oldu?" diyen Elvan ile Eyşan ve İnci hatırlamıştı kızları. İkisi birbirine kararsızlık ile bakınca Gelincik olayı anlamış, dile getirmişti.
