50. Bölüm 2. Kısım

537 49 2
                                    

Diğer bölüm yorumları için simalorduluoglu ve hfzbsrr a teşekkür ederim 😚😚

Gözlerine bakarken
Hüneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma,
Bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde
Kayboluyorum...
Yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum,
Durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin:

Sırrını her gün bir parça veren
Fakat hiç bir zaman
Büsbütün teslim olmayacak olan...

-Nazım Hikmet / Gözlerine Bakarken

*

Ela sıkıntılı bir şekilde parkta yürürken aklı iki gün önce kardeşiyle yaptığı konuşmadaydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ela sıkıntılı bir şekilde parkta yürürken aklı iki gün önce kardeşiyle yaptığı konuşmadaydı. İkizi Zeynep Eyşan ona bu mektup olayını hala ailelerine bildirmemekte yanlış yaptığını söylüyordu ısrarla. Ela da biliyordu bunu. Ama merak etmekten de geri duramıyordu işte. Bu yüzden söylememişti. Mektupların devamını dört gözle bekler, cumartesi günlerini iple çeker olmuştu. Aslında ailesine söylese abileri onu bir şekilde bulurdu ama Ela Zişan bunu istemiyordu. Biliyordu ki o zaman da ne mektup kalırdı ortada ne beyaz atlı prens. Abileri korkutup kaçırırdı.

"Off!!"

Derinden bir of çekip kendini ilk bulduğu banka attı. Asık olmak zordu vesselam. İnsanı yoruyordu. Hele Zişan gibi belirsizlikler dolu bir aşk yaşıyorsa insan yorulmaya alışmak zorundaydı.

"Aşığım ama kime aşık olduğumu bilmiyorum!"

Kendi düşüncesine kendi kıkırdadı. Kıkırtıları kahkahaya döndüğünde etrafta ki insanların "Deli mi ne?" bakışı attığını biliyordu. Ama umursamadı. Aslında deli olmalıydı! Sonuçta başka kim tanımadığı insana aşık olurdu ki? Bir kere bile görmediği, sesini bir kez bile duymadığı bir insana... Hırlı mıydı hırsız mıydı belli değildi. Belki bir katildi. Belki gerçekten sapıktı. Ya da belki çok çirkin olduğu için karşısına çıkmaya cesareti yoktu. Belki sadece delinin biriydi. Ya da belki de masum bir aşıktı... Belkiler öyle çoktu ki aşık olduğunu anladığından bu yana Zişan'ın aklını bulandırıyordu. Ve genç kız içinden çıkamıyordu. Ne olurdu sanki o güzel cümlelerin sahibi kendini açık etseydi? Zişan bu duruma düşmeseydi? Onun da kendi halinde bir aşkı olsaydı?

"Aptal! Aptalsın sen!"

Ela Zişan haykırarak bağırırken kime aptal dediğini kendini bilmiyordu. Görmeden cümlelere aşık olan kendine mi? Aşkını mektuplara döken gizemiyle mi? En son kime olduğunu karar verimce yeni bir çığlık koptu dudaklarından, etrafa aldırmaksızın...

HAYAT AŞKLA BAŞLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin