Kelebek misalidir aşk
Anlamayana ömrü günlük
Anlayana bir ömürlük... (Nazım Hikmet)
*
Neydi sevmek? Neydi aşk? Yıllarca sessiz sessiz seven mi daha aşıktı, ilk görüşte vurulan mı? Bir an da mı ortaya çıkardı aşk? Yoksa zamanla mı gi...
Snapchat, instagram : HuysuzKitap Facebook : Huysuz Kitap
Zamanların da ruhu vardır bence. İnsanların hallerine göre onlarda kılıktan kılığa giriyorlar. Hani bir insan pişman ise yavaş yavaş akıyor ya zaman işte o, pişmanlık o insanın içine işlesin tekrar aynı şeyi yapmasın diye. Veya bir insan çok ama çok mutlu ise zaman hıphızlı akıp gidiyor ki o mutluluğun tadı damağında kalsın insanın. O mutluluğu veren davranışı tekrar yapsın, iyi şeylere alışkanlık kazansın diye.. Yani bence bu böyle. Zamanında bir ruhu var ve bizimle kedinin fare ile oynadığı gibi oynuyor.
Mesâlâ şuan benim için zaman aynı ruh halim gibi karma karışık. Yorgun gibi yavaş ama bazen de yeni uyanmış gibi dinç ve hızlı. Bazen pişmanlık zamanı gibi ağır aksak bazen ise mutluluk zamanı gibi hıphızlı. Dedim ya, aynı düşüncelerim gibi karmakarışık. Yine de bu karmaşıklığın içinde hem duygularım hem zaman aynı şeyi fısıldıyor bana; zaman bana karmaşa zamanı olsa da zaman Efe'ye sürünme zamanı! Zaman, Efe için aklının başına gelmesinin zamanı! Onda sonra ise zaman... Zaman aşk zamanı!
-Gelincik
*
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Korkut Efe Gülen
"Gemilerin Kardenizin dibini bulmuş yine?" gözleri kısık bir şekilde onunla dalga geçen kardeşine göz devirdi Efe.
"Damla, huzur bulmak için geldim buraya. Huzurumu kaçırman için değil."
Kardeşi tam karşısında ki koltuğa otururken tekrar telefonuna baktı Efe. 1 hafta olmuştu aşkını itiraf edeli! Tam 1 hafta! Ama Gelincik ne aramalarına cevap vermiş nede mesajlarına geri dönmüştü. Görmeye gitmişti okuluna kaç kez, okulda bulamamıştı. Eve gitmek ise tam manası ile cesaret istiyordu ve Gelincikten olumlu cevap alamadığından o cesaret Efe'ye uğramıyordu.
"30 yaşından sonra elinden telefon düşmeyen liseli ergenlere döndüm iyice"
O kendi kendine homurdanınca Damla keyifli bir kahkaha attı. Gerçekten keyifliydi genç kız. İşler hiç beklemediği bir anda değişmiş hiç beklemediği bir hızla gelişiyordu. Abisi Gelincik'e aşık olduğunu itiraf etmiş, Gelincik Berkten ayrılmıştı ve emindi ki vuslat çok yakındı! Tabi abisi ayrılık işini öğrenirse o yol kısalabilirdi belki ama abisi bunu bilmiyordu. Damla kuzeni Elvandan öğrenmişti ama abisine kimsecikler söylememişti. Eh kızların hepsi, tıpkı Damla gibi, Gelincik'in yıllarca acı çekmesine karşılık Efe'nin biraz olsun sürünmesini istiyorlardı. Ve haklılardı!
"Gülme Damla!" diye kükreyen Efe'ye omuz silkti genç kız.
"Seni böyle aşık görmek çok hoş ama." dedikten sonra iyice sırıtan genç kız ile Efe göz devirip söylendi; "Anlattığıma pişman etme!"
