29. Bölüm

528 52 16
                                    

YAZAR NOTU :  Merhaba! Bu hafta erkenciyim fark ettiyseniz 😊😊 Çünkü, haftaya kadar müsait değilim! Sizi bekletmek istemedim 😊😊

Sizden tek ricam var, beğeniyor iseniz lütfen oy verin. Beni bilen bilir, şimdiye kadar oy veya yorum derdinde olmadım, aklımda ki kurgular beni rahat bıraksın diye yazıyorum, fakat beğeniyor iseniz yıldıza bakmak bir saniye sadece. Lütfen beni kırmayın ve oy verin ki hikayemiz keşfedilsin. Zira 30 a geldik fakat hala okuyucu sayımız 50 yi geçmiyo, üzülüyorum 😕😕

Diğer yandan gelmek isterseniz;

Snapchat, instagram; HuysuzKitap

İyi okumalar! ❤

*

Her şeyin bir zamanı ve gök altında olan her işin bir vakti vardır. Doğmanın vakti, ölmenin vakti, aramanın, bulmanın, yitirmenin vakti vardır.

-Kemal Tahir / Devlet Ana

*

"Ben... " dedikten sonra iç çeken kız gözlerini kapattı söyleyeceği şeyin ağırlığı ile. "Ben bu bebeği aldıracağım, son kararım budur!"

O an, aynı odada bulunan üç kız içinde zaman durmuştu. O an, sonuçlarının ağır olacağı bir karar dile gelmişti. O an, tam olarak bir dönüm noktasıydı ve her dönemeç ne yazık ki mutluluğa çıkmıyordu. Bu da öyle bir an, öyle bir dönüm noktasıydı...

Sessizliği ilk bozan Elvan oldu.

"Bunu yapamazsın!" derken resmen cırlamıştı. Zişan kardeşine hak verirken ikizinin yanına oturdu.

"Diğer yarım, iyi düşün."

Eyşan, şefkatle kendine bakan Zişan ile titreyen içini yok saydı.

"Düşündüm. İki gündür düşünüyorum! Ama başka çare gelmiyor aklıma."

Zeynep Eyşan'ın her şeye rağmen kararlı çıkan sesi ile Elvan küfür homurdanıp hızla odayı dolanmaya başladı.

"Tuğra abimin haberi var mı?"

Elvan, sorusu ile kendinden gözlerini kaçıran ablasından almıştı cevabını.

"Nasıl söylemezsin ya! Ya, belki isteyecek, ki bence sevdiği kadından bebek için ölür bile! Hem siz 1 aya kalmadan evelenceksiniz abla! Ne gibi bir zorunluluk böyle bir şey yaptırabilir sana! Cana kıymak kolay mı? Ya Tuğra abim bunu duyduğunda ne yapacaksın? Nasıl bakacaksın yüzüne! Na-"

"Mahperi yeter!" diyen Zişan ile alev almış gözlerini diğer ablasına çevirdi Elvan.

"Ne abla, yalan mı!"

"Yalan değil." diyen Eyşan idi. Birbirinin gözlerine bakan iki kıza Eyşan'a döndü.

"Ama eksik." derken yerinden toparlanıp oturdu Eyşan.

"Tuğra bebek istemiyor!" derken kalbi acımıştı ama buna da kulaklarını tıkamıştı. Yoksa kararından vazgeçecekti.

"Nereden biliyorsun? Bebeği söylememişsin bile!"

"Çünkü sordum!" dedi Eyşan artık bağırarak. Elvan kaşları çatık bir şekilde ablasına baktı.

"Hemen bebeğimiz olsun ister misin dedim, hayır dedi. Seninle vakit geçirmek istiyorum dedi. Şimdi nasıl söyleyeyim!"

Eyşan, gözlerinden akan yaşları Zişan'ın silmesi ile anladı ağladığını. Bunun üstünde durmak istememişti ama bu kararı almasında Tuğra'dan duyduklarının da etkili olduğunu biliyordu.

HAYAT AŞKLA BAŞLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin