Diğer bölüm yorumları için @ariZaif bensevdim simalorduluoglu SiyahPostit ve SemaKocakk a teşekkürkerBir insanın kendine yaptığı kötülüğü bütün dünya birleşse ona yapamaz."
-Türk Atasözü
*
Yavuz Aslanlı yatağında sırt üstü yatmış tavanı izlerken aklı o kadar doluydu ki... Kalbi öyle kırıktı ki... Yavuz kaybetme korkusunu iliklerine kadar yaşıyordu.
Aslında korkuyu da geçmiş, kaybetmişti Yavuz. Oğlu , Onur Ömer Aslanlı zaten eline değildi. Bunu yıllardır biliyordu Yavuz. Çocuğu bir kez görmemesinin yani sıra 5 yaşında ki bebek bacağına sarılıp "Baba" diye sarıldığında ondan süratle uzaklaşmış, çocuk küskün küskün ona bakmıştı. Yavuz Onur'u işte o gün kaybetmişti. Çocuk ondan sonra an be an daha da uzaklaşmıştı. An be an aralarına daha kalın duvarlar örmüştü. Haksız mıydı? Elbette haklıydı minik yürek. Kendisi bile hala babasını affedememişken onun kendisini affetmesi beklenemezdi. Gerçekten berbat bir baba örneğiydi.
Diğer yandan Damla... Kız ile tartışalı 1 hafta oluyordu. Yavuz bir çok kez aramıştı onu. Bir çok mesaj bırakmıştı. Ama Damla hiç birine dönüş yapmamıştı. Yavuz biliyordu ki o gün kız ayrılalım derken kesinlikle çok ciddiydi ve bu ilişki Yavuz'un hataları sonucu Damla tarafından bitirilmişti. Peki o haksız mıydı? O da haklıydı. Ne demişti kız?
"Kendi bebeğine sahip çıkamayan adam ile ilişki yürütemem ben. Çünkü o adam ilerde beni de bebeklerimi de ortada bırakır."
Evet sözler ağır sözlerdi ama Yavuz hak ettiğini biliyordu. Damla tarafından sorumsuz bir adam, işe yaramaz bir baba konumuna düşmüştü resmen. Ama onun da gerekçeleri vardı. Ne olurdu yani bir kez olsun dinleseydi Damla onu? Ondan sonra verseydi hükmünü... Ama ne o an ne sonrasında dinlemişti Damla onu. Yavuz gözünü karartıp Damla'nın evine gittiği vakit Efe'yi bulmuştu karşısında. Adamı hep nazik bir neşe içinde gören Yavuz bu kez bir buz kütlesini andıran bir adam bulmuştu karşısında. Efe geçit vermemiş Damla'yı görememişti. O andan yani dün akşamdan beri de yatağında yatıyor tavanı izliyordu. Başka da yaptğı bir şey yoktu.
İşin garip yanı o ikisi arasından 1 haftadır su dahi sızmıyordu. Yavuz, kardeşi Yıldızdan öğrenmişti ; Damla Onur'u öğrendiğinin ertesi günü Yıldız'ı arayıp Onur'u görmek istediğini söylemişti. O günden sonra ise bir hafta içinde 4 kez Onur'un yanına gitmiş, ilk başlarda kıza tavırlı davranan Onur sonra ona sıcak davranmaya başlamıştı. Hatta son görüşmelerinden sonra dün akşam halasına utana sıkıla "Anne kokusu var onda." diye itirafta bulunmuştu. "Beni sen büyüttün biliyorum ama onun kokusu farklı işte" diye eklemiş, çocuğun bu itirafı Yıldız'ı ağlatmıştı. Yıldız sevdiği yeğeninin garipliğine ağlamıştı. Halası olarak elinden gelen her şeyi yaptığını ama anne olamadığını biliyordu elbette. Fakat bunu görmek bir farklı hissettirmişti ona. Abisine daha da kızmış, telefonda çoşmuştu.
Yavuz bunları duyduğunda sevinse mi üzülse mi bilememiş, hayatında ki iki kıymetilininde birbirlerine tutunup onu dışlamalarına üzülmüştü. Üstelik Yıldız da aralarında mesafe koymuştu iyice. Yavuz resmen yalnız kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT AŞKLA BAŞLAR
Ficción GeneralKelebek misalidir aşk Anlamayana ömrü günlük Anlayana bir ömürlük... (Nazım Hikmet) * Neydi sevmek? Neydi aşk? Yıllarca sessiz sessiz seven mi daha aşıktı, ilk görüşte vurulan mı? Bir an da mı ortaya çıkardı aşk? Yoksa zamanla mı gi...