Kağıt geminin içine girmiştim. Geminin kaptanıydım ve keyifle dümene geçmiş dümeni bir o tarafa bir bu tarafa kırıyordum. Geminin nereye savrulduğu benim için çok önemli değildi zaten bulunduğum boyutta mantık kalmamış gibiydi. Ağzımda pipom eksikti. O anda ağzımda bir pipo belirdi. Tamam şimdi anladım rüyadaydım. Rüyalarımla böyle oynayıp hayal gücüme göre şekillendirmeyi çok seviyordum. Bunu herkes yapabilir öyle değil mi? Tam temel reis gibi pipomu öttürmeye başlayacaktım ki uyandım.
Rüyamdaki keyfimi kaybetmiş bir şekilde ayrıca kafamı kaldırır kaldırmaz alnımın sol kenarında lanet bir acıyla uyanmıştım. Sanırım bayıldığımda kafamı vurmuştum. Of alnımın yan tarafı mavi mor bir renge girmiş. Annemin makyaj çantasından kapatıcı alayım bari. Muhtemelen son kullanma tarihi de dolmuştur ama neyse bu bana ders oldu. Demek ki biraz temkinli olmalıyım.
Bugün okul işkence olacaktı neyse ki yarın tatildi. Tenefüslerde kütüphaneye gidip biraz araştırmaya karar verdim. Tabi küçücük kütüphanede su bükücü, son hava bükücü bilimum hikayeleri bulmayı beklemiyordum. Ancak su elementiyle ilgili kimya kitaplarına bakabilirdim. Tam kitaplara gömülüp hiç bir yere varamayacaktım ki
'Hey sen yüzücü kız! İnanmıyorum sen bizim okulda mıydın? Seni bunca zamandır nasıl farketmemişim ben?'
Elinde 'İlahi komedya' kitabıyla Burak yanıma yaklaştı. Tanrım ne kadar karizmatikti.
'Vay ne tesadüf' ayağa kalktım. Ne diyeyim diye düşünürken 'Kitap okumayı seviyorsun sanırım'
'Evet sen de kimyaya ilgilisin sanırım'
'Hiç de bile' farketmeden sesimi yükseltmişim. 'Geçen sınavdan çok kötü bir not almıştım da çalışmam gerekiyor' Umarım kaç aldığımı sormaz bir çok kişiye göre iyi bir not almıştım çünkü ama yalan da söylemedim yani aldığım not benim için düşüktü..
'Ah anlıyorum o zaman seni rahatsız etmeyeyim. Sana iyi çalışmalar'
'Teşekkür ederim.'
Of elementler tamamen yalan oldu. Üstüne arka taraftaki kitap rafının arkasından Merve, kesinlikle erkek arkadaşı olmayan sarışın bi çocukla beraber saç baş dağınık bir şekilde çıkmasınlar mı! Vay vay Merve'ye bak, okulun en sakin yerini bulmuşlar. Merve'yi istediğim zaman alt edebileceğim bir şeyi bilmenin haklı gururuyla kütüphaneden çıktım. Merve de gözlerinden ateşler saçarak arkamdan çıktı.
Okul çıkışında Deniz diye bir kız okulun dışında beni bir kurye beklediğini, bana bir kargo olduğunu söyledi. Kuryeden paketi teslim aldım. Kimden geldiği de yazmıyordu. Merakla kutuyu açtım. Bir anda kafamdan aşağa kaynar sular indi. Deyim olarak söylüyorum tabi. Kutunun içinde kocaman ölü bir kertenkele vardı. Bunu kim yapardı? Kutunun kenarında kocaman 'cadı' yazıyordu. Merve hrrrrr!
'Merhaba İlayda'
Olamaz Burak elinde kocaman elmasını ısıra ısıra bana doğru yürüyordu ve benim suratımın hali kimbilir niceydi? Hemen kutunun kapağını kapattım.
'Eheheheh Merhaba' gereksiz gülüşler..
'Yarın arkadaşların basket maçı var kapalıda saat 12de. Arkadaşlarla izlemeye gideceğiz. Bizim okulun kaçırmazsın değil mi?'
'Eheh evet elbette ki hep gider.. yani aslında hatırlattığın iyi oldu. Biz de gelecektik zaten Ayşeyle' Koca bir aptalım bence.
'İyi o zaman orada görüşürüz'
'Görüşürüüüz'
Şu kutudan kurtulur kurtulmaz Ayşe'yi arayıp yarın basket maçına benimle gelmesi için yalvaracaktım..Dünkü olaydan sonra şimdilik suyla uğraşmayacaktım. Yüzme dışında ve banyo dışında vee diş fırçalama ve el yıkama..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yenilmez
FantasyTek derdim yeni okuluma ve insanlara alışmakken bir gün herkesten farklı bir yeteneğimin olduğunu keşfettim. Artık parmağımı bile kaldırmadan temizlik yapabilecek olmam ya da okuldaki zorbaların kıçına tekmeyi basabilecek olmam iyi haberdi. Ancak di...