Bölüm 4

15.5K 918 23
                                    

'Aşık oldun değil mi?'

'Ya Ayşe saçmalama, bi maça gidelim, bi okulumuzu destekleyelim, bi spor ve kültürel etkinliklere katılalım'

Gözlerini devirdi ne kadar ikna edebildim emin değilim ama.. Spor salonuna girer girmez gözlerim deli gibi Burak'ı aradı. İşte oradaydı diğer futbolcu çocuklarla beraber.. Tabi Merve ve çetesi de yanlarındaydı. Merve erkek arkadaşına yapışmış bir durumdaydı. Dudaklarını büzmüş anlamsız sesler çıkarıyordu. Hemen yanında da dün yiyiştiği oğlan onlara pis bakışlar atıyordu.

Derken Burak beni gördü ve 'Hey İlayda' diye bağırdı. Kızararak el salladım. Merve erkek arkadaşını falan bırakıp şok olmuş gözlerle bir bana bir Burak'a bakmaya başladı. Muhtemelen Ayşe de yanımda şok geçirmişti Burak önüne dönünce kulağıma eğildi

'Hmm şimdi anlaşıldı' dedi.

'Yanlış anladın yani..e...şey...'

'Sus ilayda sus'

Açıklayacaktım ama neyse ne açıklayacaktım ki zaten? Gözlerim çoğunlukla maçta olmasına rağmen takip edemedim. Herkesin sevindiği zaman sevindim. Merve gibi abartıp bağırıp kendimi rezil etmeyecektim. Bir ara hakemle tartışılırken Ayşe'ye sordum ne olduğunu ama gıcıklık yaptı ve 'sen aşkına bak' dedi.

Gerçekten arada Burak'a bakıyordum. Korktuğum başıma geldi. Merve erkek arkadaşını bırakıp Burak'a yönelmişti. Bana pis pis bakıp Burak'a birşeyler söylüyordu. Burak da gülüp duruyordu. Of pis gıcık.. Umarım cadı falan olduğumu söylüyorsa ona gülüp geçiyordur.

Maç sonunda Burak yanımıza geldi

'Hep beraber yemek yemeye gideceğiz. İşiniz yoksa siz de katılın'

Ayşe'ye döndüm 'Sorun değil' dedi.

'Tabi zaten biz de yemek yiyecektik' dedim. 

Yemeğimizi alıp oturduk. Veee Burak da geldi yanıma oturdu. Pişmiş kelle gibi sırıtmamak için kendimi zor tuttum.

'Soslu tavuk iyi seçim bu restoranın en iyilerindendir. Ağzının tadını iyi biliyorsun' diyerek lafa girdi.

Oturduğumuz süre boyunca benimle ilgilendi. Merve umrumda bile değildi zaten önce pis bakışlarını üzerimizde hissettim bir süre sonra sanırım Burak'ın iflah olmayacağını düşünüp erkek arkadaşıyla yalaşmaya başladılar. Ayşe'yi biraz yalnız bıraktığımı farkettim bunun üzerine konuşmaya onu da katmaya başladım.

Tuvalete girip aynaya baktığımda mutlu yüzümü gördüm. Akan musluğa baktım kendimi daha da güçlü hissediyordum. Elimi nazikçe akan suyun yanına getirdim. Su moleküllerini hissedebiliyordum. Bir bardağı tutup başka tarafa çekmek gibiydi. Okşar gibi yaptığım bir hareketle suyun akış yönünü değiştirdim.

Kapının açılmasıyla irkildim. Merve iğrenç badanalı suratıyla karşımdaydı.

'Hediyeni beğendin mi?' diye sordu.

'Cidden mi? Yine tuvalette tartışmayacaksın değil mi benimle?'

Endişeli bir ifadeyle musluğa baktı ve tuvalete girmeden kapıyı çarpıp çıktı.

Ayrılmadan önce Burak bir arkadaşıyla romantik bir komedi filmine gideceğini söyledi ve Ayşe'yle beni de davet etti. Ayşe pek memnun görünmedi gözüme ama Allahtan Burak'ın yanında birşey söylemedi.

Burak haberleşelim diye telefonumu istedi!

Ben havalara uçarken Ayşe 'hıh bugün maç yarın sinema hiç derslerini düşünen yok' diye hayıflanıyordu.

'Ayşe ne olur yarın satma beni' diyerek yalvardım. Eve gittiğimde havalardaydım

Hey I just met you this is crazy but here is my number so call me maybe...

Vee Call me maybe şarkı sözü videosu da ekledim :)

YenilmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin