-Darren karşınızda, aklımda ki kötü çocuk tarzına en fazla bu uyuyo o yüzden bunu koydum ama tabi ki asıl Darren sizin kafanızın içinde ki karakter çizimi... Dış bağlantılarda ise Darren'ının mutfagııı :D :DDD:D---
Darren'ın elbiselerini giyerek aşağı indim. Tamam güzel zemin kattaydım, peki şimdi nereye? Darren'ın arkamdan gelen sesiyle yerimden sıçradım.
"Nereye gidiyorsun?" Ona döndüm. Elimle mutfağın tarafını göstererek -yani heralde orasıdır- kendimi savunmaya geçtim. Yanlış anlamıştı.
"Mutfağı arıyordum ama sanırım mutfak üst kata taşınmış..." Dedim baş parmağımla onu göstererek. Gülüp başını aşağı çevirdi. Bir saniye biz ne zamandan beri melekleri görebiliyoruz? Yüzüm kızarmaya başlamıştı.
Bana sarıldı. Darren bana sarıldı.
Evet, artık ben bile seni tutamam kızım. Şu gülüşe bak yaaa.
Ben içimde ki sesle konuşurken Darren, hala onu gösteren kolumu kavrayarak beni merdivvenlerden yukarı çıkardı. Odasına geldiğimizde sağ tarafta ki bir kapıyı açtı ve ışıklar otomatik olarak açıldı. Siyah demir merdivenlerden aşağı inerken ağzım açık kaldı. Bu ev kaç bölümden oluşuyordu ya?
"Darren, bir şey soracağım. Sizin ev tam olarak ne kadar büyüklükte, kaç bölüm , kaç oda, kaç mutfak var tam olarak?" Darren beni beyaz ve siyahın kombinlenmiş olduğu tam erkek tarzı modern bir mutfağa doğru ittirdi ve masaya oturtturdu. Önümde ki pizzaya baktım. Beni hayvan falan mı sanmıştı bu? Gerçi hepsini yerdim, hiçte umrumda olmazdı ama...
"8 bölüm. Giriş hol ve salon, çapraz taraftaki birleştirilmiş binada mutfak ve hizmetli odaları ile yemek salonu. Camla kaplı koridorun olduğu yerde babamın odası. Senin görmediğin başka bir yerde yukarı doğru çıkan bir bölüm var orası çalışma odası. Aşağıda bar odası ve garaj var. Aşağıda ise misafir odaları var, yani vardı, artık orası kullanılmıyor. Aşağıda benim merdivenlere çıkmadan devam edersen gelecekteki Ed'in odası ve benim küçük kardeşimin odası var."
"Bir saniye, senin küçük kardeşin mi var?!"
"Hı hı. 11 yaşında ve tam bir pislik."
"Senin bir kardeşin var..." Dedim anlama kıtlığım varmış gibi. "Aman Tanrım ve o aşağıda şu an yalnız mı? Onu aşağı da yalnız bıraktık. Korkmaz mı?"
"O mu korkacak?" Dedi çok komik bir şey söylemiştim sanki. "Onu takma ve pizzanı ye." Dedi önünde ki pizzayı ısırarak.
"Ama.." Önümde ki pizayı alıp ağzıma tıkınca susmak zorunda kaldım.
"Gerçekten uyurken daha bir çekilebilir oluyorsun. Her neyse, oda sayımız; 24. 3 tane mutfak ve 6 tane banyo var." İçtiğim limonata'dan boğuluyordum.Öksürüklerimin arasından zarzor konuştum.
"Burası benim evimin 3 katı büyüklüğünde mi yani?"
"Tepenin bu kısmı olduğu gibi bizim..." Dedi omuz silkerek. Bunu ne kadar rahat bir şekilde söylüyordu. Bir kaç dakika boyunca sesizce yemeğimizi yedik. Ayağa kalktım ve tezgaha doğru yürüdüm.
"Bardaklar nerede?" Dedim susamıştım.
"Sağ üst rafta." Uzanıp dolabı açtım ve raftan bir bardak aldım. Çeşmeyi açıp suyu doldurdum ve yudum yudum bardaktan su içmeye başladım. Aniden tadının bir garip olduğunu fark ettim Pas, demir ve küf tadı vardı. Oysa ki buraların suyu çok temiz ve içilebilirdi. Şüphyele bardağa bakmak için kaldırdığımda bir çığlıkla, bardağı elimden düşürdüm. Bardak bir gümbürtüyle yere düştü. Kandı, içtiğim şey kandı. Nasıl? Bir çeşmeden kan içmiştim. Darren beni omuzlarımdan tuttu. Titreyen ellerime baktı ve yerde ki bardağı kaldırdı.
"Sen iyi misin?" Her yerde kırmızı sıvı olmasını beklerken yere dökülmüş saydam sıvıya baktım. Bu kan değildi. Ama az önce gördüğüm şeyin kan olduğundan emindim, tadını hala da hissediyordum. Bir bardak limonatayı uzattı. Titreyen ellerimle bardağı kavradım ve içtim.
"Eliz?"
"Ben iyiyim. Sadece... Sanırım bir böcek gördüm." Kaşlarını çattı.
"Böceklerden korkar mısın?"
"Sürünen, uçan ve dörtten fazla ayağı olan herşeyden korkarım." Dedim. masaya geri döndüm ve düşünceler içinde ki başımla pizzayı yemeye başladım. Son zamanlarda bana neler oluyordu. Hayatım zaten berbattı ama gitgide garipleşiyordu. Halüsinayonlşarım artmıştı, abim beni terk etmişti ve şimdi sanki bir yanım bazı gerçeklerin farkına varmaya çalışıyordu. Pizzam bitince kutuyu poşete geri tıktım ve yanına gidip ona gülümsedim.
"Yemek için teşekkürler. Hatırlatta bir ara sana yemek ısmarlayayım. Bana yaptığın bütün herşeyden dolayı teşekkür ederim."
"Gerek yok ama sen iyisin değil mi? O or*spu çocuğunu öldüreceğim."
"Yok, hayır. Ben iyiyim. Sakın öyle bir şey yapma." Dedim gülümseyerek. Beni baştan aşağı süzdü ve bana bakıp gülümsedi. Sanki bir andan dizlerimin bağı çözülürmüş gibi oldu ve bende onun omzundan destek almak zorunda kaldım. Elime şüpheyle bakınca çekmek zorunda kaldım.
"Özür dilerim."
"Ee? Pizalar bitti, şimdi ne yapıyoruz?" Omuz silktim. " Yeni çıkan bir film var, aksiyon sen olmasaydın bu akşam onu izleyecektim. Dünya yeni bir başlangıç ben onu izleyeceğim. Uyuyacaksan sen uyu." Dedi ve ayağa kalkıp yukarı doğru çıktı. Gerçekten bu çocuğun derdi neydi?
Uyum bozukluğu yada çift kişilikli falan mıydı? Sürekli değişen ruh hali beni olumsuz etkiliyordu ve ona karşı nasıl bir davranış sergilemem gerektiğini şaşırıyordum. Bir an çok yardım severken bir an odunun teki oluyordu. Anlamıyorum ben bunu ya... Peşinden yukarı çıktım ve onunla beraber aşağı indim. Filmi açıp benim kadar olan televizyonda izlemeye başladık. Film gerçekten güzeldi ama ne yazık ki düzensiz uykularımdan dolayı göz kapaklarım ağırlaştı ve beni uykunun içine çekti.
Yumuşak bir yere bırakılmamla, gözlerimi hafif araladım. Bilincim hala daha yerinde değildi. Sanki bir hipnozun içindeydim. Görüyor, duyuyor ama neler olup bittiğini anlamıyordum. Karanlıkta parlayan bir çift göz vardı. Yüzü oldukça tanıdık gelen bu kişinin gözleri hiç görmediğim kadar vahşi ve siyahtı. Darren'a benzeyen ve bana giderek yaklaşan yüze ellerimi uzattım. Ve yüzüne dokundum. Darren'ın elimin altında tedirginleşen yüzünü hissedebiliyordum Gözlerini sımsıkı kapattı. Bir süre aldığı nefesler dinledim. En sonunda gözlerini açtığında, o gördüğüm, sevdiğim mavi gözlerle karşılaştım. Aşık oluğum o tatlı gözlere...
Darren'ın değişen ruh halinin aslında o zamanlar çok anlamlı bir nedeni vardı. Herşeyin yerli yerine oturmasına az kalmıştı ve bu büyük olayın merkezinde de ben vardım. Şimdi düşünüyorumda eğer gözlerimi daha iyi açabilseydim etrafımda dolanıp duran Oyun'un farkına varabilirdim.
Eğer ona aşık olmasaydım...
-Devam Edecek-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan - Aşk - Oyun
RomanceGözlerime Bakamıyorsun Çünkü Sende Karanlıktan korkuyorsun! Karanlığın içinde kaybolan kızın, Siyah parlak ışığın peşine düşmesi.... Kaybedilen geçmişin, Savaşılan ruhun, Siyah'ın içinde ki aşkın, Yalnız bir kızla birleşmesi gibi... İşte gerçek kara...