******Tada tadam karşınızda Eldan :D Biliyorum onu bende sevmiyorum ama ne yaparsın her hikayede bir kötü olur ama acaba o gerçekten saf kötü mü?*******
Neyi beklediğimi bilmiyordum... Ama bunu hiç beklemiyordum. Karanlık koriforların içinden bir ses yankılandı. Bir kadına ait ses, şarkıyı söyleyen kadınla aynı ses.
"Kızımdan uzak dur!" Koridordan gelen rüzgar çok şiddetliydi ve beni geriye doğru uçurdu. "Kızımdan uzak dur!" Diye yeniledi. Kapının içindek kız tıslayarak etrafa bakındı.
"Daha yanında bile değilsin istediğimi yaparım!" Diye bağırdı. Koridorlardan bir daha rüzgar esti. Ayağa kalktım. Kızım mı? Ne?!
"Kızım mı?" dedim şaşkınlıkla. Kadın bana o kadar büyük bir hızla döndü ki korkuyla geri kaçtım.
"Sen onu boşver, hadi gel." Yerimden kıpırdamayınca bana bağırdı. "Bana bir söz verdin! Gel ve sözünü tut!"
"Sana söz falan vermedim ben!" Kadın hırladı, kırmızı gözleri her an beni öldürecekmiş gibi bakıyordu. Ona doğru yürüdüm. Bu bir rüya mıydı yoksa gerçekten kafamın içindemiydik. Bunu ayırmanın tek bir yolu vardı. Benim rüyalarım hep terse işlerdi. Kaçmak istersem ona doğru giderdim, yürümek istesem olduğum yerde dona kalırdım, aydınlığı istesem her yer aniden karanlığa bulanırdı. Evet fark etmemin tek bir yolu vardı. Kıza doğru yürümeye devam ettim.
"Senden korkmuyorum." Kız tekrar güldü ama bu sefer ki biraz teredütlüydü." Senden korkmayacağım. Senden kaçmayacağım." Kızın yüzünde ki gülümseme dondu. Ben ise ağlıyordum, korkumdan değil. Gerçekten oluyordu, bu gerçekti. Kafamın içndeydim. "Geri dön, beni öldüremeyeceksin." Kızın korktuğu belli oluyordu, bana bakıyordu. "Sana geri dön dedim!" Diyince aniden suyun altında kayboldu. Açık kapıya yaklaştım ve kapının tokmağını tuttum ve siyah sıvının üstüne kapıyı kapadım. Aniden her yerden tiz bir çığlık duyuldu. Kullaklarımı tıkayıp. gözlerimi kapadım.
Aniden yataktan fırladım. Oda çok karanlıktı, gözlerimin alışa bilmesi için etrafa bakınırken garip bir şey gördüm. Bir çift siyah göz bana bakıyordu. Baş ucumda ki ışığı açmak için yokladım. Düğmeyi bulamayınca, dönüp ışığı açtım. Duvarın önüne tekrar baktığımda kimse yoktu. Sanırım hala daha gördüğüm şeyin etkisi altındaydım.
Gece boyunca bir daha gözüme uyku girmedi, pencerenin önünde ki sandalyeye oturdum ve gökyüzünü izlemeye başladım. Her yıldızın ona benzemesi canımı acıtıyordu. İçin için sessiz bir fırtınanın beni esir aldığını hissediyordum. Sessizce kendini biliyordu, acılarım. İçimde kopmakta olan şeyi hissedebiliyordum. Bir şey parçalanıyordu ve sanırım onu tek başıma yenemeyecektim.
-----------------------------------
Okulun öğle yemeği zili çaldı. Kitaplarımı umursamazca çantama tıktım. Tuttuğum notlarıda elime aldım ve koridora doğru yürüdüm. Koridorda konuşarak yürüyen ve bir sürü gürültüye neden olan onca insan arasından geçmek gerçekten çok zordu. Koridorun diğer ucunda ki (gideceğim tarafta ki) merdivenlerin girişinde biri vardı ve duvara dayanmış yere bakıyordu. Başını bana doğru kaldırınca göz göze geldik. Darren'ın mavi gözleri bana bakmasıyla kalbim titredi ve bakışlarımı başka tarafa çevirip arkamı döndüm, sanırım diğer merdivenleri kullanabilirdim. Başımı önüme eğdim ve hızlı adımlarla yürümeye başladım. Bir şey ayağıma takılınca yere düştüm ve elimde ki bütün kağıtlar saçıldı. Eldan'ın sesi kulağımın ardından gelince titredim.
"Kızlar lavabosuna gel. On dakikan var." Sonra topuklu ayakabılarının sesini duydum. Yerde ki eşyaları toplamaya başladım. Bir el bana yardım edince başımı kaldırıp na baktım. Darren kağıtları hızla bir şekilde toplayıp bana uzattı. Hışımla eliden aldım ve arkamı ona dönüp lavaboya doğru yürüdüm. Kapıyı açtığımda Eldan aynaya bakarak rujunu sürüyordu.
"Ne var?"
"Sana da selam, erkek arkadaşımın evinde sabahlayan sürtük." Bu kız ne diyordu ya!
"Afedersin?!" dedim şaşırarak. Darren! Kesin söylemişti, lanet olsun, dövüldüğümü de söylemişmiydi? İki günde morukluk çok hızlı bir şekilde iyileşmişti, kesinlikle o merhemden almalıydım.
"Seni sürtük, Darren'dan uzak dur." Bana döndü ve dudaklarında ki ruju dağıtmak için birbirine bastırdı. "O benim!"
"Darren başka kızlarla çıkmış biri ama sen benle çıkmayan birinden ve bana karşı hiç bir duygu hissetmeyen, daha da önemlisi ona karşı bir şey hissetmeyeen bana, sürtük mü dedin?!" Kız bana dik dik bakarken ona ölümcül bakışlar atıyordum.
"Zararlı çıkan sen olursun!" Dedi.
"Sıkıyorsa, çıkart. Senden korkmuyorum."
"Benle uğraşamayacak kadar küçüksün, çömez!"
"Benle uğraşılmasından bıktım. Ne yapıyorsan yap, umrumda değil."
"Ben kaybetmem, bana sesini yükseltmemelisin!"
"Sen kime bağırıyorsun ya! Kimsin sen?! Kim olduğunu sanıyor-" diye bağırırken aniden bütün musluklar patladı ve ışık yanıp sönmeye başladı. Boynumun arkasında soğuk bir nefes hissedince tüyleerim diken diken oldu. Kolum tekrar sızlıyordu. Bu sadece bir halüsinasyondu. Daha fazla burada kalamazdım. Kapıya doğru yürüdüm ve çıkmadan önce ona bağırdım.
"Senden korkmuyorum, hiç birinizden!" Bu sözüm hem hayal ürünü olan şeylere hemde arkamda bıraktığım Eldan'ın şaşkın yüzüneydi. Kapıyı çekip çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan - Aşk - Oyun
RomantikGözlerime Bakamıyorsun Çünkü Sende Karanlıktan korkuyorsun! Karanlığın içinde kaybolan kızın, Siyah parlak ışığın peşine düşmesi.... Kaybedilen geçmişin, Savaşılan ruhun, Siyah'ın içinde ki aşkın, Yalnız bir kızla birleşmesi gibi... İşte gerçek kara...