Kafamın İçindeki Labirent

624 33 4
                                    

Bana şok olmuş bir şekilde bakıyordu. Arkamda ki duvara yaslandım. Darren ayağa kalktı ve lavaboya baktı. Elini içine daldırıp ilaçları kavradı. Yanıma çöktüğünde kafamı diğer tarafa çevirdim.

"Eliz ne yaptın sen?" Yüzümdekileri görmemeliydi, kendisini suçlu hissetmesini istemiyordum. Boğazıma takılan hıçkırığı hissedince, kendime kızdım.

Burada olmaz.Onun karşısında olmaz.

Canım Cehenneme kendimi tutamıyorum.

"Madem ölmek istiyordun , neden kendini arabanın altına atmadın? O daha az acı verici yani..." Kulaklarına inanamıyordum. Gerçekten bana intihar derslerini veriyordu. Nicholas bana yardım etmişti ama bu çocuk bana ölme tavsiyeleri mi veriyordu?

"Tavsiyen için teşekkürler ama..." O kadar bitkindim ki bir kaç saniye kısık nefes aldım. " Ben ölmeye çalışmıyordum. Onlar içtiğim ilaçlar..." Elinde ki ilaçlara kaşlarını çatarak baktı. Ayağa kalktı ve elini yıkadı. Doğrulmaya çalıştım ama olmuyordu. Sanki bir şey beni bağlamıştı. Darren elini burnuna götürdü ve bana kaşlarını çatarak baktı.

"Bunu nereden aldın?" Hala daha kendimi ondan saklıyordum.

"Onları bana ailem veriyor." Doğrulmaya çalışırken aniden bütün vücudum haraketsizleşti ve ben yere doğru düşüşe geçtim, Darren beni son anda yakalamasaydı büyük ihtimalle kafamı yere vurmuş olacaktım. Kafam kucağındaydı.

"Eliz!" Lanet olsun yüzümü görmüştü. Gözlerimi ondan olduğu kadar kaçırmaya çalışıyordum. Saçlarımı yüzümden çekti ve yüzüme iyice baktı.

"Bunu sana kim yaptı?" Kalan gözyaşlarımı tutamadım ve patladım. Gözlerimden yaşlar süzüldü. "Benim yüzümden mi?" Sesi düz ve duygudan yoksundu. Hayır manasında kafamı salladım. Kapıdan bir ses geldi.

"Babası yapmış." Nicholas'a baktım. Yanıma geldi ve poşetleri yanıma koydu. "Ben gidiyorum bir şeye ihtiyacın var mı?" Darren'a kötü kötü bakıyordu. Hayır manasında kafamı salladım. Kafamın üstünde ki Darren'a baktım. Dişlerini sıkmıştı, bana sinirlenmişti.

"Nich, Eliz'in yanın da kal benim ufak bir kaç işim var." Ona şaşkınlıkla baktım, beni burda bırakıp gidecek miydi? "Evimi hatırlıyorsun değil mi? Onu evime götür."

"Emily'e yaptığını yapasın diye mi?" Darren beni kollarımdan tutup kaldırdı ve kucakladı. Güçsüz bir sesle ona karşı gelmeye çalıştım ama o beni bir bebek gibi kavramıştı bile.

"Ne yapıyorsun?"

"Kalacak yerin yok değil mi seni benim evime götürüyorum. Ayrıca düşmek istemiyorsan boynuma sarılsan iyi olur, bayağı ağırmışsın."

Pek zorlanıyormuş gibi görünmüyorsun.

Kolumu zorla kaldırıp boynuna sarıldım. Kolumda ki garip siyah çizgiyi görünce bana baktı. Gözbebekleri büyümüşmüydü? Sanki zorlanıyormuş gibi gözlerini kapattı ve derin derin nefes aldı.

"Darren başımın çaresine bakarım." Gözlerini açtı ve kapıdan çıktı. Nich bizi takip ederken, Darren'ın boynundan ona teşekkür ettim. Bana gülümsedi,Darren'ın yüzüne bakmak için kendimi geri çektim tam o sırada bedenim kaskatı kesildi ve ben karanlık bir boşluğa doğru düşmeye başladım. Karanlık ve rahatsız edici. Boşluk her yerimi sardı ve bütün dünyam karardı. Sonra herşey şekil almaya başladı.

Bir boşluk ne kadar boşluktur. Bir karanlık ne kadar karanlıktır. Bir beyin ne kadar karmaşıktır.

Bir koridorda buldum kendimi. Buraya nasıl gelmiştim.

"Darren!" diye bağırdım kotidorun sonuna doğru. Ses gelmedi, nereye gelmiştim böyle ve bu çocuk gene nereye kaybolmuştu. "Darren!" Koridorda yürümeye başladım sağa dönüyor sola dönüyor kapıları açıp kapıyordum. Gitgide daha da karmaşık oluyordu. Arkama dönüp baktığımda geldiğim yer kaybolmuştu. O an nerede olduğumu anladım. Bir labirenteydim. Telaş landım ya Darren'da kaybolduysa, onu bulmam gerekiyordu çok önemli bir şey söylemeliydim. Koridorlarda koşuyordum. En sonunda oval büyük bir salona çıktım iki kapı vardı ama bunlar biraz garipti. Kapılar saydamdı ve siyah bir sıvı dalgalanıyordu. Teredütle seslendim.

"Darren?" Ses gelmedi ama kapılardan hala daha bir uğultu yükseliyordu. Kapının biri titredi ve bana benzeyen bir kız suyun üzerinde süzülüyormuş gibi dalgalanmaya başladı. Gözlerini aniden açtı. Korkuyla geri kaçtım ama geldiğim yer duvarla örülmüstü. Kızın gözleri ateş kırmızısıydı. Çattalı sesiyle güldü.

"Korktun mu Eliz?" Kendimi sakin tutmaya çalışıyordum ama damarlarımda dolaşan adrenalin , nefes alış verişlerimi hızlandırıyordu.

"Hayır, sen gerçek değilsın." Kız güldü.

"Sandığından daha gerçeğim Eliz ve sana sandığından daha yakınım. Az kaldı Eliz, karanlığımı yeterince büyüttüm ve içınde ki Koruyucu uyanmadan bu odadan çıkmayı planlıyorum."

"Koruyucu?" Kafasını diğer dalgalanan siyah kapıya doğru çevirdi. Bana tekrar döndüğünde gülümsüyordu.

"Karanlığının ne kadar büyüdüğünü görmek istemez misin?" Bu bir hayaldi sonuçta, o bana zarar veremezdi.

"Yok ben böyle iyiyim."

"Ah hadi çekinmene gerek yok!" Arkamda ki duvar hareket etmeye başladı beni ona doğru sürükledi. Karanlık suya korkuyla baktım. İçeriden tiz çığlıklar geliyordu. Kız kahkahalar atmaya başladı.

" Bu odadan çıktıktan sonra bu ölü bedeni terk edeceğim. Dinle Eliz, bu çığlıklar benim yüzyıllardır öldürdüğüm insanların beyninden gelen çığlıklar." Korkuyla ona baktım. Aman Allah'ım beynimin içindeydim şimdi anlaşılıyordu. Aniden siyah su öne doğru geldi ve ben duvara yapıştım. Kız boynuma doğrü yaklaştı ve tısladı.

" Görüyörsun ya, daha tam olarak kendimi toplayamadım ama emin olabilirsin, Eliz yakın zamanda senide oraya alacağım sonsuza kadar benim işkencemi çekeceksin tıpkı yıllardır bana yaptığın gibi, ağır ve acı bir şekilde."

"Eliz?" Arkamda ki duvar aniden yok oldu. Kız şaşkınlıkla çevresine baktı ve sanki zorla geri çekiliyormuş gibi çırpınmaya başladı, paniklemişti.

"Eliz?" Darren'ın arkamdan gelen sesini duyunca ona döndüm. Bana bakıyordu. "İyi misin Eliz?" Kız aniden hırladı ve kafamızın üstünden cam parçaları yağmaya başladı.

'HAYIR!" Yerimden öyle bir sıçrayak kalktım ki bütün yatak zangırdadı. Kesik kesik nefeslerimin arasında daha düzenli bir nefes alış verış sesi duyunca yanımda körkütük uyuyan çoçuğa baktım. Darren benim tarafıma dönmüş huzursuzca yüzünü buruşturmuş, uyuyordu. Rahatlamayla bir nefes verdim. Darren uykulu bir sesle bana seslenince irkildim.

"Eliz?"

"Efendim?"

"Susadın mı?"

"Yok, hayır." dedim.

" O zaman koy şu kafanı yastığa, uyu. Uyurken daha çekilebilecek biri oluyorsun."

Şeytan - Aşk - OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin