Bıçak

580 42 2
                                    

-Okurlar 3 beğeni olmadan yenisi gelmeyecek! Ne kadar çok beğeni o kadar kısa sürede bölüm... Hatta bu gün bile olabilir... :DD:DD:D-

Öğleden sonra ki sınavlara girip dikkatimi toplamak gerçekten zordu. Başımda ki ağrı ne kadar büyük olursa olsun, sınavları verdim. Bella her zil çaldığında yanımda bitiyordu. Son zil çaldığı sırada eşyalarımı topladım ve çantayı koluma taktığım gibi karınca yuvasının içine girdim. Etrafta ki insanlara olaildiğince değmemeye çalışıyordum, bildiğin dirsek geçiriyorlar ya... Arkamda bir el hisedince hızla arkamı döndüm. Bella bana şaşkınlıkla bakıyordu.

"İyimisin?"

"Hayır."

"Hadi eve gidelim." Dedi beni koluyla kavrayarak.

"Peki giysiler?" 

"Ne olmuş onlara? Yarın  verirsin." O an dolabın önünden geçiyorduk sanki çok büyük bir yanlışlık yapıyordum ama yoluma devam ettim. 

Bella'ların evine geldiğimizde güzel sıcak bir banyo yaptım. Vücudumdan kayıp giden her damlayla hücrelerimin derinlemesine temizlendiğini hisediyordum. Vücudumu bir havluyla kuruladım ve saçımı sarıp giyindim. Kapıdan tam çıkacakken bir çığlık yükseldi. Bella ile aynanda aşağı koşturmaya başladık. Bella'nın annesi bizi görünce bağırdı.

"Gidin!" Bella koluma yapıştı ama ben kime baktığını merak ediyordum. Merdivenlerden aşağı inip açık bahçe kapısının önünde duran kişiye baktım, elinde kanlı bir bıçak vardı ve bu da benim babamdı. Elimle ağzımı kapadım. Yerde duran Bella'nın kanlar içinde ki annesini kollarından tutup kaldırdım. Bella şok olmuş bir şekilde ağlıyordu. Anna teyzeyi titreyen Bella'ya yükledim ve ona bağırdım. 

"Yukarı!" Bella annesini kolundan tutarak yukarı sürüklemeye başladı onlara yardım ederken, ıslak bir el ayak bileğimi kavradı ve çekti. Yüz üstü merdivenlere düşüp yanağımı merdivene çarptım. Beni aşağa doğru çekerken Bella bana uzanmak için kollarını boşaltmaya çalıştı.

"Annenle yukrıda kal, Bella! Kapıyı kilitle!" Diye bağırırken bir el yakamdan tutup beni diğer tarafa fırlattı. Gömme dolapların birinin kapağını kırarak içine girdim. İki el tekrar beni yakalayarak dışarı çıkardı ve merdivenlerin ağzına doğru tekrar fırlattı. Leş gibi içki kokuyordu. 

"Sana söylemiştim değil mi or*spu çocuğu! Gel dediğim zaman gelecektin. Şimdi sana yardım eden herkezi öldüreceğim!" Dedi ve karnımın üstüne basarak beni çiğnedi. Merdivenlerden yavaşça yukarı çıktığını görebiliyordum ama sanki sinyali gitmiş televizyon gibi görüyordum herşeyi, kırmızı benekler ve titrek ışıklar... Vücudumda şidetli bir ağrı vardı ve ben bunun tam olarak nereden geldiğini bilemiyordum. Bella'nın tam karşıda ki kapısının önüne gelince içimde bir şey patladı. Ayağa kalkmak için kendimi zorladım, kendimi şöyle bir silkeleyip yukarı doğru koştum. Babam denilen hayvan geldiğimi fark edince yüzüme bir dirsek geçirdi. Yere yığıldım ama tekrar kalktım ve üstüne atladım. Bir maymun gibi bacaklarımı beline sardım ve kollarımla boynunu sardım. Beni fırlatmaya çalışırken, kulağını ısırdım. Dengesini kaybederek aşağı doğru düşüşe geçtiğinde ondan ayrıldım ve  yarı yolda popo üstü merdivenlere düştüm.

Aşağı doğru inerken babam ayağa kalktı ve bana atıldığı sırada merdivenin tutunma yerlerinden tutarak ayaklarımı yerden kestim ve göğsüne bir çifte attım. Belki bir atın ki kadar iyi bir tekme değildi ama karşıki duvara yapışmıştı. Bıçağı çıkırıp bana bir kez daha saldırdı. Bıçağı görünce insanın özgüveni kayboluyor... Üstüme doğru savurduğu sırada kollarımla kendimi kolladım ve bıçak sol kolumu kesti. İnleyerek bir tekme savurdum pek işlek olmasa da adamda topalladı. Elinde ki bıçağı çıplak elimle kavradım. Evet biliyorum çok aptalcaydı ama o an aklıma gelen en kolay yol buydu. Bıçağın giderek derimi kestiğini hisedebiliyordum. Babam bıçağı hızla çekti ama bırakmadım. Evet canım çok kötü acıyordu ama o anki koruma iç güdüm daha ön plandaydı. Tekrar .çekti ama ben onu sabitlemiştim. Bu bıçak elimden çıkmayacaktı. Bir eli kaldırarak koluna yapıştım bana şok olmuş bir şekilde baktı. 

"İmkansız, seni ondan kopardık! Artık o şey içinde yok!" Elimle kolunu sıktım bir çıtırtı çıkınca küfür etti ve elindeki bıçak boşaldı. Tutuğum bıçağın keskin kısmından elimi çıkardım. Kemiklerimi görebiliyordum buna rağmen düzgün bir şekilde tutarak babamın bacağına sapladım. Bir çığlık atıp yere düştü. Yaranın içinde kalmış olan bıçağı bir kez daha tuttum ve çevirdim. Yırtılma sesi kulaklarımda yankılanınca isterik bir kahkaha attım. 

Bak Eliz! İşte bu gerçek sensin!

Kendime bunu söylemekten nefret ediyordum ama sanırım kontrolümü kaybediyordum...

Şeytan - Aşk - OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin