-Yb en kısa zamanda gelecek. Photo benzediği için koydum. Şarkı Before You Exit- Soldier -
Boynumda ki giderek artan sızıyla huysuzca döndüm. Gözlerimi loş ampul ışığıyla aydınlanmış oda da gezdirirken zihnimin beraklaşması için biraz zaman geçti. Bella yanımda sızmıştı. Ah lanet olsun sözde uyumamak için direniyordum. Hafifçe doğrulup etrafa kısık gözlerle baktım. Darren. Darren? O neredeydi? Hani gitmicekti. Telaşla üstümde ki yorganı attım ve ayağa kalktım. Öyle bir fırlamıştım ki başım dönüp sendelemiştim. Aniden odanın ışık almayan bölümünde bir çift mavi göz belirdi ve bir çift uzanıp beni tuttu.Onun sesini duyunce içimde o kadar güzel bir his oluşmuştu ki. Sanki hiç olmadığım kadar mutluydum.
"İyimisin?"
"Baana herşeyi anlat." Derin bir iç çekiş... Belimde ve bacaklarımda hisettiğim ani ellerle, havalandım. Darren beni kucaklmıştı. Ve dokunduğu her yerim adeta alev alıyordu. Hey bana öyle bakmayn ben ergenim tabi ki hormonlarımdan garip şeeyler aklıma geliyor... Ama o pencereye doğru yöneldi. Pencere açıktı, pence ne zamandır açıktı? Alt katın veranda çatısına adım attı ve benigeçirip sonra kendini geçirdi. Bu kadar dik bir eğimi olmasına rağmen gayet kolay ve kaymadan çatının tepesine çıkardı beni ve kiremitlerin üzerine oturttu.
O da benim yanıma oturunca sonunda yüz ifadesini parlak ay ışığı altında görebilmiştim. Gözlerine düşen kirpiklerinin gölgesi bile acısını saklayamıyordu. Bu gidişat hiç iyi değildi. Boynunda ki gergin kaslardan bir şeyde kararsız kaldığını fark edebiliyordum. Bende ki de nasıl bir cesaretse. Uzanıp elinin üzerine elimi koydum ve güven verici bir şekilde sıktım.
"Darren, ben senden korkup kaçmayacağım... Sana söz veriyorum." Sözlerim karşısında kaşlarını çattı.
"Ne?!"
"Yani sen ne olursan ol kaçmayacağım."
"Bir dakika... Se... Nasıl?"
"Iıı şey düşünecek olursak. Baştan beri çok gizemlisin. Garip bir gruba üyesin, gözlerin siyahlaşıyor, tırnakların uzuyor, hızlısın, güçlüsün, değişken bir ruh halin var ve insanların zihnine girebiliyorsun..." Amn tanrım şimdi sesli söyleyince herşey yerine oturmuştu. Twilight serisi... "Aman Tanrım yoksa sen kurt adam ya da vampir falanmısın?" Evet bunu içimden söylediğimi sanıyordum ama Darren'ın şaşkın ve yüksek sesiyle dışımdan söylediğimi anlamıştım...
"NE?! Hayır, ne alaka?" Kşlarımı çattım.
"Ama Edward ve Jacob'ta da benzr şeyler vardı... Hem sende kötü biri değilsin bende öyle bişi falansındır sandım." Bendeki rahatlığa bak ya!
"Hayır hayır... Hepsine hayır. Ben iyi biri değilim Eliz... Hatta bütün insanlık için kötü biriyim..." Dedi son cümleyi soylemeden önce baya bir beklemişti. kaşlarımı çatmamla beyin fırtnası başladı ve şok olmuş bir şekilde ağzımı kapattım. Aman Tanrım! Aman Tanrım... Hayır olamaz, olsa bile o kadar kötüde değildir değil mi?
"Şeytansın..." Darren ormana diktiği mavi gözlerini aniden bana çevirince kiremitlerden olduğunca geri kaçtım. Cevp vermiyordu. Evet şeytandı aman tanrım.... Bir fısılı halinde konuştu. Önüne dönüp tekrar ormanı izlemeye dalmıştı.
"Bunu nasıl bildin?" Yaklaşık bir dakika boyunca sessiz kalınca ayağa kalktı. "Ben gitsem iyi olacak, tekrar bayılmanı istemem." Kafamın içinde ki hızlı kavgadan başım dönünce sözcükler ağzımdan döküldü.
"Supernatural'in büyük hayranıyım." Darren isterik bir kahkaha atınca, ne yalan söyleyeyim ödüm bokuma karıştı. Tekrar çatıya çöktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan - Aşk - Oyun
RomanceGözlerime Bakamıyorsun Çünkü Sende Karanlıktan korkuyorsun! Karanlığın içinde kaybolan kızın, Siyah parlak ışığın peşine düşmesi.... Kaybedilen geçmişin, Savaşılan ruhun, Siyah'ın içinde ki aşkın, Yalnız bir kızla birleşmesi gibi... İşte gerçek kara...