-Final.-

301 18 16
                                    

-Bu kitabın son bölümüne hazırmısınız? Sizin sonunuz. Bu kitapta ki son bölümümüz. Her şey için teşekkür ederim. Beğenileriniz. Yorumlarınız. Herşeyiniz için. İyi ki yanımdaydınız. Sizi bu kadar beklettiğim için üzgünüm beni umarım affedersiniz. :')) Size unutulmaz bir son veriyorum. Unutmayın sevdiceklerim Her son yeni bir başlangıçtır. Her karanlık ise yeni bir şans. Bölümü Habibe'ye itaf ediyorum. Benle iletişim kurmak için çok büyük bir çaba sarf etti. Bunca zamana kadar okuyan herkese çok çok teşekkürler! Sizi seviyorum.-




Son kez arkama bakarak gözlerimi yumdum. İşte oradaydı.. Herşeyin başladığı nokta.. Tarih dersliğinin içine dışarıdan bakıyordum.. Şimdi eskiden ben ve Darren'ın oturduğu sırada başka birileri oturuyordu. Elimde ki valizin sapını daha çok sıktım.

"Acı yok..."

"Zayıflık yok." Arkamdan gelen çakıl taşlarının sesiyle yavaşça arkamı döndüm. Kulaklarımın her hücresine kazınmış olan o ses... Şimdi tekrar bana yaklaşıyordu. Bir gök gürültüsü gibi kokutucu ama bir sonbahar yağmuru gibi ferahlatıcıydı. "Gidiyorsun demek." Onu pas geçip arabaya doğru yürümeye başladım. "Seni unutmayacağım Eliz." Güldüm.

"Elbette unutacaksın."

"Hayır. Seni unutmayacağım, sana karşı olan duygularımı da..Ve sende beni unutmayacaksın." Adımlarım yavaşlayarak durdu. Çantayı sıkıca tekrar kavradım.

"Beni unuttuğun gün seni öldürürüm. Başka kıza benim gibi hissettiğin gün seni öldürürüm." Omzumun üzerinden dosdoğru beni etki altına alan o masmavi gözlere baktım. "Benim gibi seni seven biri olursa, ya da senin benim gibi birini sevdiğini görürsem ilk önce onu sonra seni öldürürüm Darren." Kaşlarını çatarak duygularını gizliyordu. Ona doğru ilerleyerek çantayı yere bıraktım ve kollarımı açarak boynuna doladım ve hareket etmesine izin vermeden dudaklarımı dudaklarına bastırarak ensesinden onu kendime çektim. Dudaklarıma anında büyük bir açlıkla karşılık verdi.. O an her şey 'Siyaha' boyandı. Siyahın içinde tüm zarefetiyle parlayan onu görebiliyordum. Dudaklarından süzülerek bana ulaşan ve sadece bana olan açlığını anlatan tepkileri... Hepsi ışık saçıyordu.. Ancak etraf fazla karanlıktı.. Gülerek geri çekildi.

"Kabul et, karanlıktan korkuyorsun." Gülerek dudaklarımı birbirine bastırdım ve geri çekildim.

"Senin karanlığın benim aydınlığım." Yüzüme üflediği serin mentol gibi ferahlatıcı olan nefesini içime çektim. "Bu bir rüya biliyorum ama en azından uyanana kadar yanımda kal."

"Benim karanlığım hep seninle.." Kaşlarımı kaldırarak yüzünü inceledim.

"Ne demek istiyorsun?" Etraftaki siyahlık bembeyaz bir ışık haznesine bürünerek siyahın arkasından sadece karanlık gölgelerimizi bıraktı.. Daha doğrusu gölgemi..

"Ben hep oradayım." Dudaklarıma öpücük bıraktı. "Gitmem gerek."

"Seni unutmalıyım."

"Bunu yapmana izin vermeyeceğim." Gözlerinde ki ifadesizlik ve donuk bakış dizlerimin titremesine neden oluyordu. "Beni unutamayacaksın."

Gözlerimi ardına kadar açarak yerimde sıçradım. Nuni'de benim ani tepkime şaşkınca bakarken bir yanda da direksiyonun kontrolünü kaybetmemeye çalışıyordu.

"Tanrım sana ne oldu?" Kekeleyerek ellerimle saçlarımı karıştırdım ve yarı açık camdan dışarı bakarken nefesimi düzenli tutmaya çalıştım.

"Hiç, sadece bir anımı gördüm." Gözlerimi kısarak arka koltukta çamurlanmış valizime baktım. Gerçekten de yapmıştım, onu öpmüştüm. "Hay s*keyim." Kaşlarımı çatarak dışarı izlemeye devam ettim. Onu öpmüştüm. Elimde buruşuk bir şekilde kalmış mektuba baktım. Evet ben tam bir aptaldım. Onu öpmeyi becermiştim ama lanet olası bir mektubu vermeyi bile başaramamıştım. Yeni yeni çimlenen ovalara bakarken gözüm çıplak arazide adeta bir şey arıyordu. Ve görmüştü de. Uzaklarda sanki o varmış gibi hissetmeme neden olan bir figüran. Pencereyi iyice açarak elimde mektup olan kolumu dışarı çıkardım.

Şeytan - Aşk - OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin