-Biraz geç kaldım. Sakın bıraktığımı sanmayın bu hikayenin sonu var. Girememin nedeni tamamen farklı. Sizden özür dilerim. Kitabı okumayı devam edin lütfen. Beğenileri esirgemeyin ve bol bol yorum atın. :3 Teşekür ederim.!! -
İnsan en çok sevdiği kişi tarafından incinirmiş... Ben sonsuz boşlukta incecik bir saç teli olarak savrulurken bunu bir kez daha anladım. Daha ne kadar insanların ihanetine uğrayacaktım? Daha kaç insan beni parçalayacaktı? Zaten daha ne kadar bölünebilirdim? Damlayan göz yaşlarımın oluşturduğu okyanusta tek başıma boğuluyordum. Değer veriyor ve yine kaybeden oluyordum.
Aşık olmuştum, hayatım da ilk defa aşık olduğumu hissetmiştim. İlkti... Ve şu an beynim bana şunları söylüyordu. 'Kandırıldın Eliz, tekrar ihanet edildi.'
Oyuna gelmiştim. Sevdiğim kişi, şeytan tarafından ihanete uğramıştım. Asla kaybetmeyeceğimi düşündüğüm beni dallarıyla tutuğuna inandığım ağacım şimdi kendi kollarıyla beni buz gibi toprağa bırakmıştı.
Ne yapmalıydım? Affetmek? Hayır. Hisettiğim ağır duygulardan sonra bunu düşününce bile kendimden nefret etmemi sağlıyordu.
İntikam? Hayır. Ona bunu yapamazdım. Her ne kadar nefret edersem edeyim. Olmazdı...
Vazgeçmek? Sanırım bu beni yansıtıyordu. Ondan vazgeçmeli ve kendi yolumu çizmeliydim. Ama nasıl? Onu nasıl unutacaktım? Her bir hücremden nasıl silecektim?
Kullaklarımın içinden geçip beynimin en derin noktalarına kadar işleyen uğultu beni çıldırtıyordu.... Acı keskindi, aşırı keskindi ve ben bunun için çığlık atamıyor, tepki bile veremiyordum. Her hücremde hisettiğim yanma hissi aniden bir yerde toplanmaya başladı. Sırtımda... Kavruluyordum.. Canlı canlı ölüyordum. Vücudumu oynatmak için çabalıyordum...
Gözlerimi ardına kadar açtım. Bütün vücudum kasılmış bir şekilde titriyordu. Boğazıma yapışmış kuru dilim nefes almamı önlüyordu. Gecenin loş ışığında parıldayarak üzerime eğilmiş varlıkları gördüm. Bana yardım etmiş olan Nemfil'ler parlayarak bana ışık oluyorlardı.
"Eliz, sakinleş ve bırakta yaranı temizleyelim." Hayır lütfen canım acıyor... "Bu gerekli Eliz. Aksi taktirde ölürsün." Boynumda sinek ısırığı gibi hissetiğim küçük acı ile aklımın en derin kısmına doğru çekildim ve kendimi Darren'ın kolları arasında buldum. Kendimi ondan kurtarmak istediğim sırada beni kendine daha çok bastırdı.
"Seni bırakamam."
"Aklıma ne cüretle girersin."
"Sen benimsin!"
"Artık değil."
"Eliz.."
"Beni bırak Darren."
"Olmaz. Bırakmam, bırakamam. Bunların hepsi ben-"
"Evet senin yüzünden, her şey senin yüzünden beni nasıl bu hale getirebilirsin?"
"Pişmanım."
"Pişmanlığın kardeşimi geri getirmeyecek..."
"Biliyorum, bunun için özür dilerim. Ben herşey için seni özür dilerim..Eliz bunu bana yapma.. Bunu bana yapma lütfen. Beni şimdi bırakma. Sana yaptığım gibi beni yüz üstü bırakma." Bakışlarımı kaçırdım gözlerim dolmuştu. "İstersen bana bağır vur bana, ama seni benden mahrum etme. Çünkü sensiz olamam." Öfkeyle ona baktıım sırada gözlerimden yaşlar boşandı. Kollarımı kaldırıp göğsüne yumruk atmaya başladım.
"Benden bunu nasıl istersin! Ne kadar bencilsin! Beni iyileştirdin, beni kandırıp kendine bağladın beni kendine aşık ettin. Sonra benle oynadın ve ben tekrar parçalandım. Bana bunları yaptıktan sonra bana diyorsun ki beni bırakma. Darren bana ne yaptın?" Gözlerinin içine bakmaya çalıştım ama benden kaçırıyordun. "Bunu bana nasıl yapabildin?!" Bir kaç saniye yutkunup sessizce yere baktı. Silkindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan - Aşk - Oyun
RomanceGözlerime Bakamıyorsun Çünkü Sende Karanlıktan korkuyorsun! Karanlığın içinde kaybolan kızın, Siyah parlak ışığın peşine düşmesi.... Kaybedilen geçmişin, Savaşılan ruhun, Siyah'ın içinde ki aşkın, Yalnız bir kızla birleşmesi gibi... İşte gerçek kara...