-YB yakın zamanda... resim benzer.
Karanlığımın hiç bu kadar büyüdüğünü fark etmemiştim. İçimde ki karanlığın beni içten içe yediğini hiç farketmemiştim. Bu ben değildim. Vücudumu saran duman bana ait değildi. Saçlarımın herbir dokusundan fırlayan siyahlık bana ait değildi.
Oragın siyah gözünde parlayan kırmızılık beni benden aldı ve aniden bileğimde ağır bir sızı hisettim ve bütün vücudum bir yanma ile kavruluyordu. Oragın etime geçmiş dişlerini görünce büyük bir şokla kafasına vurmaya başladım, içimde ki öfkenin yerini giderek büyük bir korku sarıyordu. Oragın küçük ama derin ısığırının ardından aniden başını çekince etimin yırtılma sesi ile çığlığı bastım. Fark etmeden çizgiyi geçmiş olmalıyım ki aniden boğazıma yapıştı ve ben daha ne olduğunu anlamadan sırtım aniden sert birşeye vurdu beni az önce düştüğüm ağaca yapıştırmıştı. Kolumdaki keskin acıyla ağlamaya başladım. Tıslamarının arasından büyük kahkahalar geliyordu.
"Yanlış cevap, yazık olacak sana." Beni bırakınca ağacın gövdesine çöktüm. Ama bu seferde saçlarımı tırnak ve parmaklarından tuttu. Sürüklenerek onu takip ediyordum. Beni kızkardeşimin üstüne doğru fırlattı. Kanlar içinde ki kardeşimin başının önünde düştüm. Aniden fiziksel bir acı yerine onun yanından bile geçemeyecek bir şey sardı beni. Kardeşimi kollarımın arasına aldım ve sıkıca kendime bastırdım. Kahverengi gözlerinin içinde ki donuk siyah keskin bir acıyı kalbime sapladı.
Ölmüştü...
Gözlerimden akan bir küçük damla yüzüne düştü ve hemen ardından kanlarına karıştı. Küçük kardeşimle asla bir kardeş gibi olamamıştık. Ayrı kalmıştık ama o iyi biriydi. Ve şimdi başına gelenlerin hepsi benim suçumdu. Ona doğru kapandım. Hepsi benim yüzümdendi. Benim ölmem gerekiyordu onun değil! Parmaklarımla gözlerini kapattım.
"Veda etmene gerek yok canım biraz sonra sende onun gbi tiz çığlıklarınla yardımlar dileneceksin. Gerçi onu kurtarmaya gelmedi. Neydi adı? Eliz'di sanırım. Yazık ona o kadar güvenmeseydi keşke."
Birşey o anda koptu.
"Aslında benimle beraber olsan iyi bir ekip olabilirdik seni diğer kadınlarımın arasına alırdım ama şansını kaybettin." Derin bir nefes aldı. "Ne yazık..."
Daha bitmemişti, şimdi ölemezdim. O bana güvenirken ölmüştü onu yüz üstü bırakamazdım.
"Sana söylemediğim bir şey var." Diye mırıldandım. Zorda olsa kardeşimin cansız bedenini kendimden ayırdım ve nazikçe yere bıraktım. Ama hala daha arkamda ki oraga dönmemiştim. Başımı kaldırdığımda Darren'la göz göze geldik. Bunu ona söylediğimi anlamıştı. "Sanırım ben beni ilginç yapan şeyin ne olduğunu öğrendim." Darren'ın giderek büyüyen gözlerini arkamda bıraktım ve artık ateşte yanan kömür gibi ısınmış gözlerimle oraga baktım. Benim ne olduğumu farketmemişti çünkü içimdekini zincirlemiştim.
"Kendi karanlığım." Aniden etrafımda ki herşey solmaya başladı giderek büyüyen gölgeler önüne geçen her canlıyı emiyordu. İçimde ki kızı duyabiliyordum.
"Beni serbest bıraktın Eliz. Bu nu neden yaptın?" Sesli bir şekilde söyledim.
"Elinde sonunda öldürüleceğim ama en azından intikamımı alayım." Orag bana bakıyordu. Başarmıştım az önce tek benim gördüğüm kızıllığı şimdi herkez görüyordu ve bütün hücrelerim yanmaya başlamıştı. Saçlarımın giderek açılan rengi ile ona gözlerimi diktim.
"Sen... sen... Seni öldürmedik mi?" Koca bir sırıtışla ona baktım. Aslında baktık kafamın içinde iki kişiyi görebiliyordum. Kontrolü beraber sağlıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan - Aşk - Oyun
RomanceGözlerime Bakamıyorsun Çünkü Sende Karanlıktan korkuyorsun! Karanlığın içinde kaybolan kızın, Siyah parlak ışığın peşine düşmesi.... Kaybedilen geçmişin, Savaşılan ruhun, Siyah'ın içinde ki aşkın, Yalnız bir kızla birleşmesi gibi... İşte gerçek kara...