~5~ Yeni BİR ÇİFT

657 93 0
                                    


Seni aldım, bana ayırdım...

Ece açılmayan gözlerini ısrarala açmaya çalışırken yaşadığı olayın etkisindeydi hala. Korktuğu şey o ceset değildi. Kaybetmekten korkmuştu. Yaşadıkları tekrar bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçerken bir kez daha şükretti. Sonunda gözlerini aralamayı başardığında  karşısında yine dün geceki esmer hemşire vardı.  Başını kaldırdığında serum.ile uğraştığını gördü. Hemşire gülümseyerke Ece'ye baktı.

"Geçmiş olsun Ece hanım. Şimdi daha iyimisiniz?" Ece iki gündür duyduğü 'İyimisiniz' lafında bıkmıştı artık.  Başını sallamakla yetindi. "Sizde çok korktunuz ama bizide çok korkuttunuz. Merak etmeyin Alp bey iyi. Dün gece acil hasta gelince onu
normal odaya aldık. Yan tarafta. Hatta az aönce yanındaydım. Hayati tehlikeyi atlattı, bilinci de açık. Yakında da yürütmeye başlarız. Ve...sizde yarın çıkabilirsiniz. Tunç bey bu sabah taburcu oldu. Bilmek istersiniz diye düşündüm."dedi ve derin bir nefes aldı.

Belkide aşık olduğu adam ile konuşmak dışında ilk defa bu kadar konuşmuştu. Ece bu heryerde karşısına çıkan hemşireyi çok sevmişti. Sürekli ona iyi haberler vermesi dışında, samimi bir kızdı. İçi ne ise dışıda o olan tiplerdendi. Ece insanları tanıma konusunda çok iyiydi. Ve bu kızı daha yakından tanımak istiyordu. " Dün gece söylemiştim ama yine söyleyeyim. Ben Ece. Senin ismin ne?"

Hemşire Ece'ye gülümsedi yine. "Ben de Bade. Tanıştığımıza memnun oldum Ece." dedi. Ece'de aynı şekilde gülümsedi ve "Ben de memnun oldum Bade." dedi. Bade'nin kendisinden büyük.olduğunu anlamıştı. İki belki üç yaş. Bade Ece'nin yanındaki işini bitirip tekrar kontrole geleceğini söyledi ve gitti.

Ece yalnız başına kalınca herşeyi en başından düşündü. İçinde bir yerlerdeki pişamnalık yine kendini gösterdi. "Böyle olmamalıydı." diye mırıldandı. O kadar kısık sesle söylemisti ki kendisi bile duymadı. Buradan bir an önce çıkıp gitmek istiyordu. Hastahane atmoserini hiç mi hiç sevmiyordu, helede unutmak istediği şeyleri yeniden hatırlatıyorken.

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•

Ece hastahaneden çıkalı  bir gün olmuştu. Dünyada en rahat ettiği yere; evine gelmişti sonunda. Hala yorgundu ama pek umursamıyordu. Sevdiği o özel kahvesini alıp mutfaktaki masanın üzerine oturdu ve bir çocuk gibi ayaklarını sallamaya başladı. Ama yalnız hissediyordu kendini. Hiç olmadığı kadar yalnız.  Bir an gözlerini kapatıp düşündü: Kendisi yine burada böyle elinde kahvesi ile masada otursa  ve çocuk gibi ayaklarını sallasa. Sonra  mutfak kapısından sevdiği adam gözükse. Her zamanki gibi yavaş adımlarla yanına gelse ve tam önünde durup kısacık ama kendine asırlar gibi gelen bir an gözlerinin içine baksa. Daha sonra ellerini ik yanda masaya sabitleyip sevdiği kadını. Yani kendini aşkla öpse. Ona ne kadar özle olduğunu hissettirse. Onu onu ne kadar sevdiğini söylese, hiç bırakmayacağını hep yanında olacağını söylese yine.

Ama bunlar çok zordu şu an için, zor bir hayal.    Aslında bunlar hayalden öte bir ihtiyaçtı şu an onun için. Eksikliğini tamamlaması için. Her zaman söylediği gibi 'Hayat adil davranmıyor' Yalnız kaldığında düşündüğü bir diğer şeyde buydu aslında. Hayat ona hakketmediği acıları uaşatmasaydı blkide anne babası ile yaşıyor olacaktı bu evde. Fırat amcası onu hep sevmiş kollamıştı ama her kimsesiz çocuk gibi o da aile sevgisini merak etmiş. Eğer yanında ailesi olsa nasıl hayat yaşayacağını düşünmüştü hep. Belki bir kardeşi olurdu...

Ama iyi yönden baktığı zaman ise onu seven bir adamla tanıştırmıştı hayat onu. Birlikte büyümüştü. Çocukluğunu ve hayatını payalaşmıştı bu zamana kadar. ''İyi ki hayatımda'' dedi. ''İyiy ki kalbindeyim.'' Bunları sevdiği adam duymayacaktı belki ama hissedecekti bundan adı gibi emindi. Hayal ettiğinde bile şu an olduğu gibi kalp ritmi hızlanıyor ve yüzünde aptal ama bir o kadar da aşık bir gülümseme beliriyordu. "Onu gerçekten seviyorum. Tıpkı onun da beni sevdiği gibi." dedi. Yine sadece kendisinin duyabileceği şekilde.

MASUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin