Mavinin bile gölgesi siyahken bu neyin sonsuzluğu?..
İki eski dost dağ başında bir evin bahçesinde gecenin bir yarısında küçük bahçe masasında karşılıklı sandalyelerde oturmuş konuşuyorlardı. Esilerden... Çok eskikerden...Kaybettikleri arkadaşlarının kendilerine emanet ettiklerini konuşuyorlardı. Bundan yaklaşık 23 yıl önce göçüp giden arkadaşlarından geriye kalan son parçaları.
İkiside yıllarca birbirinden saklanmış kimsenin bilmediği sırları saklamışlardı.
Flashback
Daha ergen üç arkadaş Melih Tunç ve Merve. Çocukluktan beri aynı okulda okumuş aynı yolları birlikte yürümüş üç samimi arkadaş.
Gelecek hayalleri bile aynı olan üç sıkı dost...Birbirlerini çok seven üç çocukta diğer insanlar gibi zamana yenilip büyüdüler. Hani derler ya 'insan büyüdükçe dertleri de büyür' diye aynen o zamanlardalardı bu sıkı dostlarda.
Büyüdükçe yeni duygularını keşfediyorlardı. Aşk gibi... Merve ve Melih birbirlerine aşık olmuşlardı. Arkadaşlık zannettikleri bu duygunun büyüdükçe aşka dönüşmesine engel olamadılar.
Lise yıllarındalardı artık. 17.yaşlarında. Bir insan gerçek aşkı 17sinde bulur derlerdi hep. Onlarda gerçek duygularını 17 yaşında öğrenmişlerdi.
Aralarındaki bu çekime daha fazla karşı koyamadılar. İlk adımı Melih atmıştı. Duygularından emin olduğu anda gidip çıkma teklifi edecekti. Yani yarın...
Bu önemli günün öncesinde yakın arkadaşı Tunç ile konuşup heyecanını bir nebze olsun gidermek için onun evine doğru yola çıktı. Evin önünde durduğunda Tunç'un annesi açtı kapıyı sevinçle.
"Hoşgeldin Melih oğlum. İyiki geldin. Tunç'un hiç keyfi yok belki seni görünce neşesi yerine gelir." diyip eve aldı Melih'i.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUM
Novela JuvenilBir yeminle başladı bu hikaye. "Sen beni ve ailemi mahvettin,bende seni mahvedene kadar durmayacağım. Ölü bedenini görene kadar vazgeçmeyeceğim." dedi ve bu yola çıktı. Ama kader her zamanki gibi yaramazlık yapacaktı yine. Süprizlerle çıkacaktı kar...