Tahammül gerek, özlem iyice arsızlaştı...
Bir soru: Sizce bu bölümdeki sürpriz ne olabilir? Düşüncelerinizi buraya yazın.
Yine mutsuz bir günün başlangıcıydı doğan güneş Melek için. Tamı tamına bir aya olmuştu Alp'i göremiyordu. Dayanmak gün geçtikçe da da zorlaşıyordu. Sanki buhar olup uçmuştu.
Böyle kendinden bile saklandığı zamanlarda Alp'i sadece Melek bulurdu ama şimdi o ble başkalarından medet umar hale gelmişti.
Alp'ten ayrı kaldığı süre boyunca doğru düzgün yemek.yemediği için bağışıklığı iyice zayıflamıştı. Tıpkı bedeni gibi... Artık mide bulantıları boyut atlayarak baş dönmesine kadar varmıştı.
Yerli yersiz gözleri kararıyor, dengesini sağlayamaz oluyordu. Israrla bir şey yememeye devam ettiği içinde düzelemiyordu haliyle. O olaydan sonra Tunç'un eviden iyiden iyiye ayrılmıştı. Alp ile kaldıkları evde kalıyordu. Eh! Haliyle Tunç'ta bulamıyordu.
Arayıp nasıl olduğunu sorduğu zamanlarda ise "Buldum kalacak bir yer oradan daha güvenli en azından." diyordu. Garip bir şekilde Tunç'ta üzerine gitmiyordu.
Birkaç ay öncesine kadar Alp ile birlikte uyudukları yatakta gerneşip uykusunun iyice açılmasını bekledi. Ani hareketlerde gözleri karardığı için cesaret edemiyordu birden kalkmaya.
Kendini toparlayıp yataktan kalktı ve aşağı indi en sonunda. Yemek.masası ile anlamsızca birbirlerini izlediler bir süre. İkisinden de çıt çıkmıyordu. Tabii doğal olarak bu bakışma oyununu masa kazandı. Melek'in sabah sabah morali bozulmuştu kaybettiği için.
Masaya bakarak "Senin yerine yenisini almazsam bana da Melek demesinler."dedi asabiyetle. Gerçek bir öfkeydi bu. Akşamdan koltuğun üstünde bıraktığı telefonunu almak için salona ilerledi. Tuş kilidini açtığında bir yeni mesaj yazısı ile karşılaştı.
Aklındakini unutmamak için önce hatırlatmalara girip Mutfağa uygun bir masa al yazdı ve kaydetti. Daha sonra mesajlara girip Tunç isminin üzerine tıkladı. Birkaç imza işi var bu gün.mutlaka şirkete uğra yazıyordu. "Yapabilecek daha kötü şeyler varsa onları alayım ben." dedi başını dua edercesine kaldırıp.
Biraz bekledikten sonra"Hiç mi yok? Tamam. Eldeki ile idare edeceğiz." diyip hüzünle başını eğdi. Hala dün gece izlediği saçma filmin etkisinde kalmıştı. Tarajikomik bir filmdi ağlaması normaldi yani. Tabii kızın omzuna güvercin pisleyince "Ama bluz çok pahalı yaaa!" diye filmin sonunu kaçıracak kadar kendini kaybetmesi sayılmazsa.
Alp'in yokluğu çok etkilemişti. Bunun başka izahı yoktu.
Mutfağa geridöndüğünde yemek.masasını görmesi ile zaten olmayan iştahı iyce kaçtı. Yukarı tekrar dönüp üzerine bir elbise geçirdi ve şirkete gitmek için yola çıktı.
Taksinin radyosunda çalan anlamsız şarkı eşliğinde geçen yolculuğu nihayet bitti ve taksi şirketin önünde durdu. Buraya geldiği için bu kadar sevineceğini düşünemezdi. Yine de ağırdan alıp yavaş adımlarla aheste aheste girdi şirketin büyük döner kapısından içeri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUM
Teen FictionBir yeminle başladı bu hikaye. "Sen beni ve ailemi mahvettin,bende seni mahvedene kadar durmayacağım. Ölü bedenini görene kadar vazgeçmeyeceğim." dedi ve bu yola çıktı. Ama kader her zamanki gibi yaramazlık yapacaktı yine. Süprizlerle çıkacaktı kar...