İnsan masumiyetini bazen bir başkasının günahıyla öder.
(Murathan Mungan)Duyduklarımın etkisinden bir türlü kurtulamıyordum. Mert abim olduğunu söylemişti ve Fırat amcam ile Emre beyde bunu onaylamışlardı. Bütün herşeyi bu sefer eksiksiz anlatmışlardı. Yıllarca Fırat amcam da öldü zannetmişti zaten. Mert Emre bey ile geldiğinde öğrenmişti o da. O zaman uygun bir vakitte söyleme kararı almışlardı.
Ama söyledikleri hiçbir şey benim umurumda değildi. Ben yıllarımı bir intikam için harcamıştım. Öyle ya da böyle ellerimde kan vardı. Bu adam ne kadar insan olmasa da ben bir can almıştım. Ve kötü olan yani zaman geçtikçe bu beni rahatsız etmeye başlıyordu. Tunç Eroğlu'nu öldürmüş olmak beni vicdan azabına sürüklüyordu.
Yine de buna alışmaya çalışmaktan ve bunu ailemden sağlamaktan başka bir çıkar yol bulamıyordum. O yüzden bana en mantıklı gelen şeyi yapıp sanki hiç bir şey olmamış gibi davrandım.
Yıllarca...
18 yıl sonra...
Gözlerinde yanan öfke ateşi ile baktı karşısındaki genç çocuğa. Neden böyle bir şey yaptığını anlıyordu elbette, ama bunu bu şekilde göstermesi hiç hoşuna gitmiyordu adamın. Onaylamaz gözlerini yüzünün her santiminde dolaştırıp saatler sürecek tartışmanın fitilini ateşledi. "Oğlum! Sen niye böyle bir insan oldun ya? Ne suçu var kızın? Bir kelime söyledi diye böyle eziyet edilir mi?"
"Ya baba benim bir şey yaptığım yok! Manyak o kız ya! Kaçığın teki!"
"Düzgün konuş! Kuzenin o senin!"
"Öyle kuzen mi olur baba ya! İki günde canımdan bezdim yemin ederim!"
"Doruk!" diye uyardı adam oğlunu..
"Ne Doruk! Doruk! Sanki ortalığın anasını belleyen benim!" genç çocuk sonunda isyan bayrağını çekmişti. Babası iyidi, hoştu da; konu şu Cemre olunca hep onu azarlıyordu. Oysa ki onun yaptığı hiçbirşey yoktu. Bir de sürekli 'ilerde pişman olacağın şeyler yapma!' demiyor muydu! İyice ifrit oluyordu. Babasından almıştı genç çocuk sinirini, tıpkı onun gibi sinirlenince deli oluyordu. Gerçii annesinin de babasından kalır yanı yoktu ya! Neyse!
"Hem annem nerde ya? Niye sen yapıyorsun şu konuşmayı?"
"Bak bak! Bir de konuşmacı beğendiremiyoruz beyfendiye!"
"Baba!"
"Ne! Cemre'nin yanında annen! Kaşı patlamış kızın senin yüzünden! Hadi beni anneni geçtim, dayına ne cevap vereceksin?"
"Hak etti ama baba!"
"Lan it oğlu! Eşyalarını topladı diye bardak atılır mı?"
Genç çocuk inanmazca baktı karşısındaki adama. O cadı odasına eşyalarını karıştırmak için girmişti. Kendisini tehdit edebileceği bir şey aradığına adı gibi emindi. "O! O mu kaldı ya benim odamı toplayacak? Ya o kendi odasını bile toplamaz ki baba ya!"
Adam eğer biraz daha oğlunu dinlerse onu eline alıp bir güzel dövecekti. Bunu yapmamak için ayağa kalktı ve odanın kapısına ilerledi. "Buradan çıkmayı düşünme bile Doruk!" diyip çocuğun cep telefonunu ve tabletini eline alıp çıktı odadan. Tamam kendisi de az hayta değildi, ama bu çocuğun kime çektiğini hiç bilmiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUM
Teen FictionBir yeminle başladı bu hikaye. "Sen beni ve ailemi mahvettin,bende seni mahvedene kadar durmayacağım. Ölü bedenini görene kadar vazgeçmeyeceğim." dedi ve bu yola çıktı. Ama kader her zamanki gibi yaramazlık yapacaktı yine. Süprizlerle çıkacaktı kar...