Sen mavi ol, ben denizi unuturum...
Multi: Alp'in dövmesi.
Genç kadın arabasının motorunu durdurdu ve sevgilisi ile birlikte yaşadığı eve baktı. Buraya her gelişinde mutlu olurdu ama bu sefer tedirgindi. Sevgilisi biraz -fazlaca - sinirli bir yapıya sahipti. Helede konu sevdiği kadın olunca bambaşka olurdu, onun için tüm dünyayı karşısına alırdı. Ve genç kadın tam da bu yüzden korkuyordu. Plansız gelişen olaylar onu korkutmuyordu ama sevdiği adam öfkesine yenik düşebilirdi. Aslında bunların hepsini bile bile gelmişti buraya kendisi olarak...
Derin bir nefes alıp dışarıya adımını attı. Sarı saçlarını yalayıp geçen rüzgar onu serinletmemişti bile. Mavilerini huzur bulduğu evine dikti ve kapıya doğru ilerledi. Boş sokakta gece karanlığında yankılanıyordu topuk sesleri. Anahtarını çıkarmaka yerine zili çaldı kapının açılmasını bekledi.
İşte buradaydı sevdiği adam, tam karşısında. Üzerinde kol ve gögüs kaslarını zorlayan beyaz ince t-shirtü, siyah marka eşofman altı ile bile fazlasıyla seksi ve yakışıklıydı.
T-shirtünün altından Melek dövmesi bile gözüküyordu. Sevgilisini untmamak için yaptırdığını söylemişti Melek sorduğunda. Ama çok mutlu olmuştu, gururu okşanmıştı. Sevdiği kadına yaklaşıp dudaklarını dudaklarına hapsedip ayrı kaldıkları iki günün acısını çıkarırcasına öptü. Kendine gelince hala dışarıda olduklarını farketti ve geri çekilip geçebileceği kadar yer açtıktan sonra sevgilisinin peşinden ilerledi.Bu sefer farklı gelmişti sevdiği kadının hareketleri, Alp buna bir anlam veremedi. Meleği'ni yıllardır ilk defa böyle görüyordu. Ailesinin başına gelenleri öğrendikten sonra ilk defa bu kadar korktuğuna şahit oluyordu. Yavaşca yanına oturduğunda gözünden akan yaşı farketti. O ağlamazdı ki... Gözünden akan yaşı baş parmağı ile nazikçe sildi ve yüzünü avuçlarının içine aldı. Bir kedi yavrusu gibi ona sokuldu genç kadın. Bir anda Alp'e sıkıca sarıldı "Beni ne yaparsam yapayım asla sevmekten vazgeçme olur mu?"dedi. Alp Meleğinin saçlarına bir öpücük kondurdu. "Bunu bu yola çıktığımızda bilmen gerekirdi Mavi Meleğim. Seni bırakmayacağımı söylememe gerek yok, çünkü senden vazgeçtiğim güm kendimden vazgeçmişim demektir." diyip sıkıca sarıldı. Ona sadece en hassas olduğu ve asla yalan söylemeyeceği konularda kullanırdı bu iki kelimeyi.
Bir süre ikiside sesini çıkarmadan öylece birbirlerine sarılıp beklediler. Alp Melek'in nefes alış verişlerini dinliyordu. Bir sorun olduğunu nefesinden anlıyordu ama Melek söylememekte ısrar ediyordu. Kendini daha fazla tutamadı Alp "Bir sorun olmadığına emin misin?" "Eminim aşkım. Bir şey yok. Gerçekten." son söylediği kelimede başını kaldırıp Alp'in yüzüne bakmıştı. "Meleğim! Ben senin nefes alışından anlarım. Ne olduysa söyle hadi." Alp elindeki bütün kozları kullanıyordu. Bu zamana kadar bir şey saklamamışlardı birbirlerinden bundan sonrada bir sır olsun istemiyordu aralarında.
"Yaa!" dedi Melek. Konuyu değiştirmek istiyordu. Derin bir nefes çekti içine ve Alp'e bakıp "Peki bu sefer ne düşündüm aşkım?" Alp yapmaya çalıştığı şeyi anlamıştı. Bu onların dilinde Şu an zorlama sonra anlatacağım demek oluyordu. Alp'te Melek'in oyununa katıldı bu yüzden. "Immm. Bu şey oluyor... Canınım yaramazlık yapmak istiyor. Yanılıyor muyum?" "Hayır aşkım. Nokta atışı, tam 12den vurdun." diyip Alp'in dudaklarına yapıştı...
Koltukta geriye yaslanıp ıslak saçlarını koltuktan kuruması için sarkıttı Melek. Alp hala banyodaydı. Onu beklerken son bir kaç günü düşündü. Çok zorlanmıştı... Kaybetme korkusu ile defalarca sınanmıştı. Helede kaza olayı... Düşünmek bile istemiyordu. Aniden bir suçluluk duygusu esir aldı bedenini. Alp gelip yanına oturduğunda yüzünü dikkatle inceledi. Onu görmemeye katlanamazdı. Şu iki gün bile azap gibi gelmişken bir ömür onu kaybetmek... Yine gözleri dolmaya başlamıştı, ama bu sefer ağlamayacaktı. Kendi eliyle sildi gözyaşlarını Alp'e fırsat vermeden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUM
Novela JuvenilBir yeminle başladı bu hikaye. "Sen beni ve ailemi mahvettin,bende seni mahvedene kadar durmayacağım. Ölü bedenini görene kadar vazgeçmeyeceğim." dedi ve bu yola çıktı. Ama kader her zamanki gibi yaramazlık yapacaktı yine. Süprizlerle çıkacaktı kar...