Bir şeyi yapmak isteyen yol bulur
İstemeyen mazeret bulur (EC Mc Kenzie)
MERT'İN KAZANIŞI
Mert, özünde utangaç bir çocuktu. Bunun yanı sıra oldukça çelimsizdi ve bir de astım hastasıydı. Bu yüzden okuldaki ya da sokaktaki çocukların içerisine rahatça giremez, onlarla kaynaşamazdı. Gerçi bir ara bu utangaçlık zincirini kırıp sokaktaki çocuklara
"Ben de oynayabilir miyim?" demişti ancak çocuklar kabul etmemişti. Mert'in hem hasta hem de yaşıtlarına göre ufak tefek oluşunu sorun etmişlerdi belki de. Mert arkadaşlarının bu davranışına çok üzülmüştü. Evet, arkadaşlarına göre çok çelimsizdi ancak arkadaşları duyarlı olup onun da katılabileceği oyunlar oynayabilirlerdi.
Mert, arkadaşları ile oynayamasa da en çok da basketbolu severdi. Bazen dışarı çıkıp basketbol oynayan çocukları izlerdi. Gerçi dersleri kötü olduğundan annesi dışarı çıkmasını kısıtlardı. Böyle zamanlarda Mert hayal kurar ve kendisini büyük bir basketbolcu olarak düşünürdü. Derken bu hayalini gerçekleştirmeye karar verdi.
Bu kararla birlikte okula istekle gidiyor, arkadaşlarıyla iyi geçiniyordu. Onların söylediği kırıcı şeylere gülüp geçiyor ve yalnız başına da olsa ha bire basket oynuyordu. Aynı zamanda ders çalışmaya da başlamıştı. Çünkü tanıdığı ünlü basketbolcuların hepsi de çok iyi üniversitelerde okumuş, başarılı insanlardı. Mert'in bu gayreti, anne babasını da hem şaşırtmış hem de sevindirmişti.
Artık eve gelir gelmez ödevlerini yapıyor ve sonra basket topu ile boş bir parka girip başlıyordu oynamaya. Oynarken yeni şeyler de öğrenmişti ve bunları uygulayıp geliştirmek çok hoşuna gidiyordu. O günler bir şeyi fark etmişti; spor yaptıkça hastalığı azalmış ve neredeyse bitmişti. Derken üniversite eğitimi için başka bir şehre taşındılar.
Aradan dört yıl geçti. Mert, iyi bir üniversiteden iyi derece ile mezun oldu. Üniversitede, bölümünün basket takımında da oynamıştı. Artık çok daha sağlıklı çok daha fizikliydi. Öyle ki yaşadığı mahallenin dikkat çeken gençlerinden biriydi. Mert boş bir gününde, arabasına atlayıp eski mahallesine gitti. Çocukluk arkadaşlarından bir kısmı yine basket oynuyorlardı. Mert'i tanımamışlardı. Aralarına girdi ve oyunuyla hepsini büyüledi. Maç sonunda onlara gazoz ısmarladı ve kendisini tanıttı. Hepsinin ağzı bir karış açıkta kalmıştı. Çelimsiz ve hasta Mert'in nasıl bu kadar değişebildiğine şaşırıp kalmışlardı.
Arkadaşları, daha önce kötü davrandıkları için ondan özür dilediler. Mert ise kendilerine kırgın olmadığını tam tersine bu davranışın kendisini kamçıladığını ve bu sayede başarılı olduğunu söyledi. Herhalde o dakikada hepsinin içerisinde şöyle bir duygu oluşmuştu:
"Şayet gayret edersek her engeli aşabiliriz!"
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Hikayemiz (KİTAP OLDU)
Short StoryYara almamışsa bir mutluluk, hiçbir darbeye karşı koyamaz!...