İnsanın bilgisi arttıkça sevgisi de çoğalır (Leonardo Da Vinci)
ÖNCELİKLER
Küçük kız okuldan eve geldiğinde, evde dadısı dışında ne annesi ne de babası vardı. Sonuçta onun annesi modacı, babası ise cerrahtı. Toplantılara, ameliyatlara, defilelere ayıracak zamanları vardı fakat kendisine yoktu. Bu duruma alışkın olan Ayperi, odasına çıkıp ödevlerini yaptı, biraz dinlendi ve sonra derslerini tekrar etti. Canı sıkılınca da müziğini dinledi, kitabını okudu ve böylece akşamı etmiş oldu. O akşam geç saatlere kadar bekledi ancak ne annesi ne de babası gelmeyince beklediği koltukta uyuyakaldı. Onun bu haline en çok dadısı üzülüyordu fakat onun da yapabileceği bir şey yoktu.
Sabah olunca, her tarafı tutulmuş bir vaziyette uyandı ve gerine gerine mutfağa gitti. Mutfakta anne babasını görünce şaşırıp kaldı. Bu onun alışık olmadığı bir durumdu. Yine de şaşkınlığını belli etmemeye çalışarak sofraya oturdu ve kahvaltısını yapmaya başladı. Her ne kadar kendisinden ziyade işleri ile alakalı konuşuyorlarsa da onlarla aynı masayı paylaştığı için mutlu olmuştu Ayperi.
O gün okula giderken hep anne babasını düşündü. İstiyordu ki devamlı bir arada olsunlar, sadece bir evi değil bütün bir hayatı da paylaşsınlar. Bu düşüncelerden olsa gerek bir parça dalgındı ve bu dalgınlıkla karşıdan gelen aracı göremedi. Kendisine çarpan araç, acı bir frenle dururken Ayperi de kanlar içinde yere yığıldı.
Ayperi'nin babası Adnan Bey, öğlene doğru her şeyden habersiz ameliyathaneye giderken öylesine bir ameliyata girdiğini zannediyordu. Ancak masada kendi kızını görünce tarifsiz bir acı ile gözleri doldu, elleri titredi ve tıkanırcasına ağlamaya başladı. Ameliyatlara alışık olan elleri belki de ilk kez titriyordu. Güçlükle eşini aradı ve gözyaşları eşliğinde ameliyata başladı. Birkaç cerrah arkadaşı da durumdan haberdar olmuş ve yardım için gelmişlerdi. Ameliyathanenin soğuk kapısına, bir buz parçasıymışçasına yapışan Neşe Hanım, bir taraftan ağlıyor diğer taraftan da 'Canın çok yandı mı kuzum!' diyerek inliyordu. Neyse ki ameliyat başarılı geçti ve Ayperi kurtuldu.
Ayperi bir hafta hastanede kaldı ve bu zaman diliminde anne babası bir kez olsun yanından ayrılmadılar. Kızları hastaneden çıkınca da onu yalnız bırakmadılar. Artık işten erken geliyorlar, birlikte yemek yiyorlar, birlikte geziyorlardı. Sanki Ayperi henüz doğmuş bir bebekti ve onlar da henüz anne baba olmuş gibi mutlulardı. Bu süreçte anlamışlardı ki;
'Asıl zenginlikleri kazandıkları paralar değil çocuklarıymış!'
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Hikayemiz (KİTAP OLDU)
Short StoryYara almamışsa bir mutluluk, hiçbir darbeye karşı koyamaz!...