Yazar: Elif Yağmur GÜNEŞ

227 33 79
                                    


Küçük şeylere fazla önem verenler

ellerinden büyük şeyler gelmeyenlerdir (Platon)

İFTİRA

Aslı erken kalkmış, kahvaltısını yapmıştı. Saçlarını tam da sınıf öğretmeninin istediği şekilde örmüştü ve artık hazırdı. Pembe örgülü kazağını üniformasının üzerine geçirdikten sonra annesini öptü ve okulun yolunu tuttu. Okulun en çalışkan ve en saygılı öğrencisiydi. Münazaralara, yarışmalara, müsamerelere hep o seçilirdi. Böyle olduğu için de seveni çok olduğu gibi kıskananı da çoktu. Onu en çok kıskananlardan biri de Mine idi.

İlk ders, en sevdiği ders olan Sosyal Bilgiler dersiydi. Dersi mi seviyordu yoksa ders hocası Naciye Hanımı mı, henüz karar verememişti. Ders bitince arkadaşı Buket ile birlikte kantinin yolunu tuttu. Niyeti su ve selpak almaktı hem de mentollüsünden. Kantinde Mine de vardı ancak sırtı dönük olduğu için Aslı'yı görmüyor ve ha bire Aslı'nın aleyhinde konuşup duruyordu. Güya Aslı çok kıskanç bir kızmış ve Mine'yi de çok kıskanıyormuş. Gerçi o ne kadar konuşursa konuşsun, dinleyenler Aslı'nın böyle biri olmadığını söyleyerek ona itiraz ediyorlardı.

Bunları duyan Aslı, cevap vermek yerine oradan uzaklaşmayı tercih etti. Zaten alışmıştı bu söylenenlere artık. Ancak Mine yakalandığı kıskançlık hastalığı yüzünden yine durmadı. Bir gün okulda bir şeyler çalınmıştı. Mine bunu da Aslı'nın üzerine attı. Yetmezmiş gibi birkaç tane de yalancı şahit buldu. Aslı ise ne şahit bulabildi ne de kendini müdafaa edebildi. Dahası hırsızlığın yaşandığı kattaki kameralar da bozuktu. Böylece suçu sabit oldu ve disiplin cezası aldı. Bu cezadan çok atılan iftira Aslı'yı üzmüştü ve psikolojisini bozmuştu. Ailesi, dinlenip kendine gelmesi için birkaç gün okula göndermedi.

Artık evdeydi Aslı. Kendini hapsolmuş gibi hissediyordu. Odasından pek çıkmıyor ve sadece kitap okuyordu. Bir aralık iyice yorulunca elindeki kitabı bırakıp yağmurlarla ıslanan pencereye yaklaştı ve uzun uzun dışarıyı seyretti. Pencereye vuran her yağmurda Mine'yi ve onunla olan arkadaşlığını düşündü. Artık kararlıydı; ondan uzak duracaktı. Pencereden çalışma masasına dönerken kendinden çok Mine'ye üzülüyordu. Üzülüyordu çünkü asıl hapis olan Mine'ydi. Kıskançlık ve kötü duygularının esiri olmuştu. Eğer kendini değiştirmezse bu tutsaklığı hayat boyu devam edecekti...

***

Bizim Hikayemiz (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin