İhtiyacı olana çabucak iyilik eden
iki kez iyilik eder (Publilius Syrus)
HERKES EĞİTİM ALMALI
Fakir bir aileden gelen Ali, evin tek çocuğuydu. Babası Fevzi Bey, Ali'nin doğmasına bir ay kala çalıştığı inşaatta kaza geçirmiş ve boynundan aşağısı felç kalmıştı. Fevzi Bey'in durumu böyle olunca Nur Hanım eve boncuk işi almıştı.
Boncuk işleri ancak karınlarını doyurmaya yettiğinden ortaokuldan sonra okulu bırakan Ali, çalışmaya başladı. Kapı kapı dolaşıyor, kullanılmayan kitapları alıyor ve bir gölgeliğin altında satmaya çalışıyordu. Akşam olunca da kazandığı parayla ekmek, domates ve peynir gibi şeyler alarak evinin yolunu tutuyordu.
Bir gün yine kitap satarken kulağına bir zil çalındı. Çok geçmeden yanına bir grup öğrenci geldi. Onlar kitaplara bakarken Ali de onları süzüyor ve kıyafetlerine iç geçirerek bakıyordu. İçinden
"Keşke imkanımız olsa ve ben yine okula gidebilsem... Keşke yine bir sürü arkadaşım olsa..." diye geçiriyordu. O gün akşam eve dönerken bir mağazanın camında okul üniformaları görmüş ve yine bir sürü keşkelerle evinin yolunu tutmuştu.
Ertesi sabah yine işini yapmaya başlamıştı. Bu kez bir pazarcı gibi sesini yükseltiyor ve bu haline kahkahalarla gülüyordu. Çok geçmeden iyi giyimli güzel bir kadın yanına geldi ve onunla sohbete başladı. Nedense bu kadına güvendi Ali ve ona bütün bir hikâyesini anlattı. Aynı kadın sonraki gün de geldi ve Ali'yi alarak bir mağazaya götürdü. Ali'nin şaşkın bakışları arasında ona okul üniformasını aldı ve pazartesi günü okula gelmesini istedi. Meğerse bu kadın, okulun müdürü Dilek Yıldız Hanımdı ve Ali'nin rahatça okuyabilmesi için durumu iyi olan velilerinden burs bile ayarlamıştı.
Artık okuluna gidiyor ve sadece derslerine çalışıyordu. Çokça arkadaşı da vardı ayrıca. Yalnız onlardan bir farkı vardı Ali'nin. O da;
'Her şeyin kıymetini daha çok biliyor oluşuydu!'
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Hikayemiz (KİTAP OLDU)
Short StoryYara almamışsa bir mutluluk, hiçbir darbeye karşı koyamaz!...