Hayatta sürekli mutluluk ancak
Başkaları için yaşamakla elde edilir (Somerset Maugham)
SON NEFES
Çanakkale Savaşı'nın deniz kısmı bitmiş sıra kara savaşlarına gelmişti. Düşman bütün gücüyle taarruz ederken biz de bütün gücümüzle savunma yapıyorduk. Her gün her saat arkadaşlarımızı kaybediyorduk. Ben de birkaç gündür bir sedyedeydim ve yaram çok ağırdı. Yarası ağır olanları, bir ağacın altına koyuyor ve ölmesini bekliyorlardı. Galiba bugün yarın ben de ölecektim. Bu yüzden İstanbul'da olan anneme telgraf çektirmiş ve helallik istemiştim.
Kulaklarımda uğuldayan silah sesleri, kanıma dokunsa da eskisi kadar önemsemiyordum. Adeta hissizleşmiştim. Sık sık göz kapaklarım ağırlaşıyor, uyku zayıf bedenimi yokluyor ve kâbuslarla uyanıyordum. O aralar Anafartalar'da, Conkbayır'ında ve aslında Gelibolu'nun her yerinde bir kıyamettir kopuyordu. Bazen de tüm sesler, keskin bir bıçak gibi kesiliyordu. İşte böyle sessizliğin olduğu bir anda asker arkadaşlarımın bağırışları doldurdu kulaklarımı.
"Çabuk kaldırın! Matarasındaki suyu içirin! Mehmet!.. Biraz daha dayan koçum!.. Bırakma bizi!.. Baksana annen seni görmeye gelmiş!.." Konuşmalar arasında acı bir feryat, korkunç bir bağırış duydum. Bu ses annemin sesiydi. İyi de nasıl gelebilmişti buraya? Doğrulmaya çalıştım. İstedim ki beni dimdik ayakta görsün ancak yapamadım. Göz kapaklarım bir gülle gibi ağırlaşmıştı.
"Annem," diyebildim güçlükle.
"Korkma annem. Gittiğim yer, eminim ki daha güzeldir. Hem ben sen ağlayasın diye değil sen, ailem, ülkem, minik yavrular gülsünler, mutlu yaşasınlar diye ölüyorum. Yalvarırım ağlama! Belki gidiyorum ama kötü bir yere gitmiyorum ki!.. Ayağının altındaki yere, sen kokan yere gidiyorum!
Derken tüm sesler kesildi. Ne annemin sesi vardı ne de kulakları sağır eden bomba sesleri. Artık ağrılarım da bitmişti. Burnuma güzel bir koku gelmeye başlamıştı. Değişik bir kokuydu. Annemin kokusundan bile daha güzel bir koku...
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Hikayemiz (KİTAP OLDU)
Short StoryYara almamışsa bir mutluluk, hiçbir darbeye karşı koyamaz!...