Bizim Hikayemiz (KİTAP OLDU)

Yazar: Hasancan USLU

İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz (Anonim)

DALGA

Ortaokula giden Şeyma, yüzündeki benler yüzünden sınıfında dalga konusu oluyor ve buna çok üzülüyordu. Elbette Şeyma da diğer öğrenciler gibi pürüzsüz bir cilde sahip olmak isterdi ancak insanın elinde olan şeyler değildi ki bunlar. Yani nasıl doğduğumuz yere veya sahip olduğumuz ailemize biz karar veremiyorsak bedenimizin nasıl olacağına da karar veremiyorduk.

Şeyma'nın bu üzüntüsüne ailesi bir türlü çare bulamayınca evlerini satıp başka bir şehre taşındılar. Yeni okulunda kendisini Seher Hanım adında güler yüzlü bir öğretmen karşıladı. Bu öğretmen, Şeyma'nın bir önceki okulunda yaşadıklarından haberdardı. Bu yüzden onunla yakından ilgilendi. Öncelikle bunun utanılacak ya da üzülecek bir şey olmadığını anlattı. Sonra haftada en az bir kere yanına çağırıp onunla konuştu.

Bir keresinde aynen şöyle demişti öğretmeni:

"İnsan çehresinde benler olduğu için ya da sivilceli olduğu için utanmaz yavrum. Bu durum, su içmek kadar, yemek yemek kadar doğal bir durumdur. Utanılacak bir şey varsa o da kötü davranışlardır; hırsızlık gibi, küfür etmek gibi, başkalarını incitmek gibi. Çirkin bir çehre varsa işte bu gibilerin çehresidir. Anneler bile evlatlarına 'İyi bir insan ol, yüzümüzü kara çıkarma!' demiyor mu? Demek ki insanın yüzünü asıl karartan, insanı utanılacak duruma düşüren kötü davranışlarıdır..."

Aynı zamanda Fen Bilgisi Öğretmeni olan Seher Hanım'ın sözleri, Şeyma üzerinde çok etkili olmuştu. Artık benlerine takılmıyor, kendisi ile barışık yaşıyordu. Onun bu pozitif hali yeni sınıfına da yansımış ve sınıfı da onunla çok iyi anlaşmışlardı. Şeyma hem çalışkan hem de mutlu bir öğrenciydi artık.

Bir gün Seher Hoca, Şeyma'yı yine karşısına almış onunla konuşuyordu. Sohbetin bir yerinde ona hayatta en çok neye sahip olmak istediğini sordu. Şeyma gülümsedi ve bu soruyu şöyle cevapladı:

"Eğer bu soruyu birkaç ay önce sormuş olsaydınız, 'Pürüzsüz bir yüze' diye cevap verirdim. Ancak şimdiki cevabım şudur; bence her insan elinden tutan, ona ışık olan bir öğretmene sahip olmalıdır. Tıpkı benim sahip olduğum gibi..."

***