BÖLÜM -1-"34 Arama Nedir Kardeşim?"

195 15 1
                                    

Alis...

Sabah Akın'ın beni aramasıyla uyandım,saat daha 8.30'du telefonu açtığımda Akın direk konuşmaya başladı...

"Alis,Lal nerde?"dedi telaşlı bir şekilde.
"Sana da günaydın..."dedim gözlerimi ovuşturarak.

"Bırak şimdi günaydını,Lal nerde?"dedi.

Kafamı sol tarafımda dün gece yanımda benimle birlikte dizi izlerken,uyuya kalan Lal'e çevirdim "Oğlum bir sakin ol ya! Kız yanımda mışıl mışıl uyuyor!"dedim.

"Neden telefonları açmadı o zaman?"dedi merakla Akın.
"E sen hiç aramadın ki Akın!
Dur bir,Lal'in telefonuna bakayım..."diyip Lal'in tarafındaki komidinin üstünde duran telefonu alıp,ekranına baktım.34 cevapsız arama!

"Akın'cım sabah sabah 34 cevapsız arama nedir,canım benim?!
Hem Lal'in uykusu çok derin,bilmiyor musun çocuk sen?!"dedim sesimi yükselterek.
"Merak ettim,neyse uyanınca beni aramasını söyle lütfen.
Dünya'nın en mükemmel kankası" diyip kahkaha attı.

Hem sabahın köründe beni uyandırıyor,hem de iyi haberi alınca hemen kapatıyor.İnsan bir özür diler be öküz!Ben böyle arkadaşları nerden buluyorum Allahım?

"Uff Akın kapa hadi bay bay..."dedim telefonu kapamak için kulağımdan çekerken.

'Alis telefonu hemen kapamasana ya,belki çocuklar kahvaltı yapmadı.Zaten yaptıklarında da doğru düzgün birşey yiyemiyorlar!'

Oha lan ne ara iç sesim oldu benim!!!
Mükemmel iç sesimin vicdanımı ele geçirmesiyle birlikte telefonu kapamadan,Akın'a Toprak'la birlikte,kahvaltıya bize gelmelerini söylemiştim.

"Dur! Toprak'la birlikte kahvaltıya bize gelin."dedim.
"Pankekte yapacaksan neden olmasın?"dedi.
"Evde malzeme yok Akın..."dedim.
"Ama gelirken malzeme alırsan,neden olmasın?"
"Yeter ki malzeme eksik olsun kanka,1 saate ordayız..."dedi.
"Tamamm" diyip,bay bay demeden telefonu yüzüne kapamıştım.

Çünkü;arkadaşlarımı çok seviyorum :) :) :)

'Aynen mükemmel bir sevgi!"

'Ya sen neden her an ortaya çıkıyorsun ya?!'

'Salak çünkü iç sesinim!'

'Seninle uğraşamayacağım...'

Kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa indim.
Kahvaltı hazırlamam bitmeye yakın,Lal'in uykulu bir biçimde merdivenlerden indiğini gördüm.

"Günaydın uyuyan güzel!"dedim.
"Maalesef gün ayamıyor Alis'cim!"dedi sofradaki salatalığı ağzına atarken.
"Ay merak etme fark ettim.En son uyandın mı diye bakmaya geldiğimde,poponda pireler uçuşuyordu."dedim gülerek.

Ve tabii ki sadece göz devirmekle yetindi.Arkadaşlarımın da beni ne kadar çok(!) sevdiklerinden bahsetmiş miydim?

Biraz daha oturup telefonda takıldıktan sonra bana döndü ve tuhaf bir sesle soru sormaya başladı.

"Alis yaaa..."dedi.
"He kanka yine ne oldu?"dedim merakla ona bakarken.
"Kanka Akın beni tam 34 kere aramış!Uykudayken normal olarak duymadım,merak etmiştir şimdi.Seni aradı mı?"dedi.
"İlk önce senin uykun normal bir uyku değil"dedim.
"Ve evet sabahın köründe,daha saat 8'iken mükemmel sevgilin,beni biricik uykumdan uyandırdı..."
"He birde,büyük ihtimalle yarım saat sonra burada olurlar."

Ayağa kalkıp bana sarıldı ve tekrar önümde dikilip alkışlamaya başladı.

"Seni kutluyor ve gidiyorum."dedi.

Bende normal olarak çok mantıklı(!) bir soru sordum.

"Nereye gidiyorsun?"dedim

Gözlerini arkamda bir noktaya sabitleyip 1 dakika bekledi,ben de 'arkamda bir şey mi var acaba?' diye düşünüp arkama baktım ama hiç birşey yoktu.
Ellerimi Lal'in yüzüne doğru salladığımda kendine gelmişti ve konuşmak için derin bir nefes aldı.

'Mükemmel zekaya sahip,harika arkadaşlarım var!'

'Nereden senin arkadaşı oluyorlar iç ses?'

'Gerizekalı! Aynı bedendeyiz!'

İç sesimle konuşmayı Lal'in cümleye başlamasıyla bitirdim.Bu iç ses olayı hiç iyiye gitmiyor valla.

"Kanka ben bir kendimi öldürüp geliyorum!Akın beni böyle görürse değil eve girmek bahçe kapısından bile içeri girmez!"dedi saçlarını çekiştirerek.
"Mal mısın?"dedim soran bir yüz ifadesiyle.
"Herneyse ben pijamalarımı değiştirip geliyorum,lütfen benim için,o süre zarfında biri gelirse beni görmemeleri için uğraş!"diyip yukarı doğru koşmaya başladı.

Bende arkasından bağırdım
"Senin iyiliğin için değil,kendi iyiliğim için bunu yapacağım!"

Lal...

Pijamalarımı değitirip aşağ indim ve salondaki koltuklara yayılmaya devam ettim.Tam oturmuştum ki kapı çaldı. Mükemmel!

Alis'e kapıyı açması için bakarken bana aynen şu bakışı attı 'git şu kapıya bak köle!'.Onun bu hallerine göz devirip kapıyı açmaya gittim.Kapıyı açtığımda elleri poşetlerle dolu olan Toprak'a acıyarak baktım.

Yanında duran sevgilime ise aşkla.Akın'la sarıldığımız an Alis gelmişti,Akın'da sanki beni aylat sonra ilk defa görmüş gibi sarılıyordu.

"Allahım sanki 3 aydır görüşmüyorlar,birbirlerinden haber alamıyorlar.Nasıl bir cıvıkılıktır bu ya!"diyip iğrenerek bize baktı,Toprak.Sonra Alis'i görünce ona sarıldı ve hemen konuşmaya başladı.

"Ay kanka iyi ki senin sevgilin yok!"dedi.
"Toprak'çım salak mısın yavrum sen? Kıvanç ne?"dedi Alis,Toprak'ın kafasına vurarak.

"Vurmasana be!Siz Kıvanç'la bu kadar vıcık vıcık mısınız?"dedi önden mutfağa giden Alis'in peşinden.

"Artık bir birbirinizden kopsanızda,kahvaltıya mı otursak hani acıktık ya..."diye bağırdı Alis.

"Pankekleri yapmaya başla geliyoruz biz?"diyerek güldü Akın.
"Neden telefonunu açmadın?Çok merak ettim seni..."
Başımı aşağıya eğerek "Özür dilerim uyuyordum,hem biliyorsun uykum çok derin,kafamın dibinde davul çalsalar duymam." Dedim.

Akın çenemden tutup başımı yavaşça yukarı kaldırdı "Tamam biliyorum,iyi ki Alis telefonunu açtı da haber alabildim."dedi gülerek,o sırada mutfağa yürüyorduk.

"Sonunda!"dedi Toprak ve kahvaltı yapmaya başladık.

Toprak...

Kahvaltıdan sonra salona geçip oturduk.Uzun zamandır yazın gelmesini bekliyorum ve umarım biri tatil planı yapmıştır.
"Her hangi bir tatil planınız var mı güzeller?"dedim.
"Ah,bende size bu konuyu söyleyecektim.Bodrum'da bir villa var mükemel.
8 odalı kirasıda çok uygun,eğer olumlu bakarsanız diğerlerini de arayıp haber vericem.
Eee siz ne diyorsunuz?"dedi Alis.

"Çok iyi bizim için fark etmez ama Kıvanç ne olacak?"dedi Akın ensesini sıvazlarken.
"Ne olmuş Kıvanç'a?"dedi Alis,kaşlarını çatarak.
"Bak Alis,Tuğrul amcanın Kıvanç'ın üstüne ne kadar gittiğini hepimiz biliyoruz,sürekli Holding'de olmasını istiyor.Durum böyle olunca yollamaya bilir..."dedi Akın.

Yine taramalı tüfeğe bağlamış gibi konuşuyordu Alis"En boktan dertler zaten hep bizim başımızda mübarek!Tuğrul amcayla konuşurum belki izin verir,belki Kıvanç'a da babasını ikna etmesini söyleyebilirim"

Onu güldürmek için saçlarını dağıtarak moralini yerine getirmeye çalışıyordum.

"Üzülme kanka,bende Kıvanç reisi tanıyorsam,mükemmel sevgilisi için elinden gelen her şeyi yapar ve gelir.Tamam mı?"dedim.

Morali yerine gelmiş gibi gözükürken,beni onayladı.

"Yapar.Öyle değil mi?"



Düzenlenmiştir💞

GENÇLİK ATEŞİ  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin