Pulli Gelin -11-

10K 486 34
                                    


Eveeet ballar, biliyorsunuz ki bu gece itibariyle yeni bir yıla giriş yapıyoruz :)
Birlikte gireceğimiz sanırım ikinci yılımız. Şu an tam emin değilim çünkü bu cümleleri sabahın köründe iş yerimden yazıyorum :D
Evet, evet kahrolası bir işe başladım :D
Ama elbette sizi bölümsüz bırakmayacağım önlemimi çok önceden aldım😏
Bu yeni yılda dilerim, sağlıklı, mutlu, huzurlu ve elbette aşk dolu sevip sevilebileceğimiz zamanlarımız olur💕
Ölümlerin olmadığı, çocukların ve elbette baş tacımız olan annelerimizin ağlamadığı bir yıl diliyorum🙏🏼
Sevdiklerimizin varlığının hiçbir zaman eksilmemesi dileği ile mutlu yıllar ballarrrrr😍😍😍😍

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Rana, sessizce yanlışlıkla girdiği odadan çıkmayı planlarken kapı kenarındaki büyük vazoya çarpacağını düşünmemişti. Vazonun yere düşmesine engel olamadığı gibi Ilım'ın mırıldanarak uyanmasına da yapabilecek bir şeyi yoktu. Alt dudağını dişlerinin arasını alıp usulca arkasına döndüğünde Ilım'ın fal taşı gibi açılmış olan gözleriyle karşılaştı. "Günaydın," deyip omuz silktiğinde Ilım, kulaklarından akıp giden beynini bulmaya çalışıyordu. Bir kez daha kafasını çevirip Ilgar'a baktı.

"Rana, abla..." dedi telaşla. "Hiçbir şey düşündüğün gibi değil!" yataktan hızla çıkmaya çalışırken ince çarşafa takılıp yere kapaklandı. Dudaklarından acı bir inilti dökülürken Rana onun bu haline gülmemek için dudaklarını sıkıca kapatmıştı. Ilım, kendini toparlayıp hızlıca konuşmaya başladı.

"Senin bu öküz kuzenin dedi ki, ben kendi yatağımda dedi uyuyamadım dedi. Seninle uyusam olur mu dedi. Bende şey dedim. Olmaz dedim herkes kendi yerinde yatacak dedim ama beni dinlemedi. Sonra yatağa girip bir daha çıkmadı. Ama biz gerçekten hiçbir şey yapmadık Rana abla. Bak yemin ederim ki."

Rana, sabah sabah beyninin yandığını düşünüyordu. Bir insan hiç nefes almadan nasıl bu kadar hızlı konuşabilirdi ki? Eğer o insan Ilım ise bu mümkün olabilirdi. Ilım, hala konuşmaya devam ediyor. Hiçte yanlış anlamadığı görüntüyü açıklamak için çabalıyordu. Derin bir nefes alarak "Yeter! Ilım yeter, yanlış falan anlamadım. Allah aşkına sus, bendeki de can!" diye yakındı Rana. Daha fazla dayanacak gücü kalmamıştı. Ne çok konuşuyordu yahu!

"Ama Rana abla!"

"Yok, yok abla falan ben gidiyorum. Aaa bu ne ya, sabah sabah. Bir banyoya gideyim dedim düştüğüm hallere bak."

"Abla açıklayabilirim."

Rana, bıkkınlıkla iki elini yüzünden geçirerek "Ay, yok kalsın. Sen bana hiçbir şey açıklama," diyerek hızla arkasını dönüp koşar adımlarla Ilım'ın odasından ayrıldı. Omuzlarını düşürerek Rana'nın arkasından bakakalan Ilım sinirle hala yatakta rahatça uyuyan Ilgar'a döndü. Birkaç adımda yanına ulaşıp üzerindeki çarşafı çekiştirdi. "Uyan be, uyan!"

Ilgar, hiçbir şekilde etkilenmemişti. Ilım'ın tüm o sarsmaları bile onu uyandırmaya yetmiyordu. Ancak yavaş yavaş uykusu açılmaya başlamıştı. Ilım'ın sesi katlanılabilecek bir şey değildi.

"Uyan hödük! Sana dedim. Olmaz Ilgar dedim. Rana abla gelir yanlış anlar dedim. Ama yok beyimize laf geçiremiyoruz. Neymiş efendim benimle uyuyacakmış. Uyuma kardeşim uyuma ya! Ben senin yüzünden rezil olmak zorunda mıyım? Değilim ..."

"Ilım, sus. Allah peygamber aşkına sus Ilım! Riv riv riv riv! Yedun beynumi yedun!"

"Susmuyorum işte susmayacağım! Hem sensin o riv riv! Riv riv ne be!"

Ilgar, yatağın içinde doğrularak "Riv riv etma Ilım, Riv riv etma! Çok konuşma!" diyerek gözlerini ovuşturdu. Bu kız böylesine bir enerjiyi nereden buluyordu anlamıyordu. Nasıl oluyordu da bu kadar konuşmaya çenesi ağrımıyordu, aklı almıyordu.

Pulli Gelin | Maviye Tutkun Serisi-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin