F İ N A L

2.2K 128 11
                                    

Sizi çok beklettiğimi biliyorum. Ancak hep söylerim biz plan yaparız ve hayatımız ona asla uyum sağlamaz. Bölümü yazacağım, bitireceğim dediğim hiçbir zaman işim gereği yapamadığım gibi. Ehh bende işi bıraktım😅 Şaka değil gerçek artık bir işim yok😅

Lafı çok fazla uzatmadan sizi o çok beklenen final bölümümüz ile baş başa bırakıyorum. Telafi amaçlı elimden geldiğince uzun tutmaya çalıştım. Umarımm beklediğine değen, değmiş bir bölüm olur. Keyifle okuyunnnn Esin ile Yaman'da görüşmek üzere. Sizi seviyorum 🤍

©©©© ®®®® °°°° ®®®® ©©©©

Tatlı uykunun kollarından sıyırılmak hiç kolay değildi. Balkonun açık kalan kapısından sızan güneş ışıkları dışarıda mis gibi bir havanın olduğuna işaretti. Kollarını yatak başlığına doğru gerdi. Saatin kaç olduğunu dışarının sessizliğinden tahmin edebiliyordu. Yine de bu kadar sessiz olması normal değil gibiydi. Birkaç dakika daha sessizce yatakta bekledikten sonra her zaman ki gibi sağına doğru kocasının bulunduğu tarafına dönerek bir elini üzerine atmak istedi.

Oysa kolu bir anda boş yastıkla buluştuğunda uykulu gözleri anında açıldı. Kocasının yerinde yastığından başka hiçbir şey yoktu ve pijamaları da yerlere fırlatılmak yerine katlanıp yatağın üzerine konulmuştu. Hızlıca doğrulup iki eliyle yanaklarına dokundu. "Ölmedim değil mi? yok ayol ölmüş olamam!" diyerek kendi kendine söylendi.

Eğer ölmemişse Ilgar neredeydi? Bacaklarını yataktan sarkıtıp koltuğun üzerindeki sabahlığını üzerine geçirdiği gibi koridora attı kendisini. Pazar sabahı erkenden nereye gitmiş olabilirdi? Hem de böyle bir günde... İlk durağı küçük ergenlerin odası oldu. Birbirine karşılıklı olan odalardan birinin kapısını açtı. Masal, incecik pikeye sarılmış tatlı uykusunun en derinlerindeydi.

"Masal, uyan annecim!" diyerek, hemen karşısındaki Kumsal'ın odasına ilerledi. Kapıyı açar açmaz birkaç adım atmış ki kızının odasında olmadığını fark etmesiyle gözleri fal taşı gibi açıldı. El kadar çocuk nereye kaybolmuştu!

"Masal!" diye ufak bir haykırış bıraktı Ilım.

"Masal, kalk çocuğum kalk! Ne o hamsi baban evde ne de kılçık kardeşin!"

Küçük kız, "Anne ne oluyor ya?" deyip bir gözünü elinin tersiyle ovuşturarak Kumsal'ın odasının kapısına kadar geldi.

"Ne demek anne ne oluyor ya? Kardeşinle baban yok diyorum!"

"Eee yani?"

"Ayol siz beni delirtecek misiniz? Babası kılıklı küçük boy hamsi! Babanla kardeşin yok diyorum sana!"

Masal, donuk gözlerle annesine baktı. Henüz ayılamamıştı. Üstelik annesinin bir çığlık gibi çıkan ses tonu da ayılmasına hiç yardımcı olmuyordu. Ilım, Masal'ın suskun yüzüne bakarken kızının gözleri açıkken bile uyuyabildiğini fark etti. Eğer ki bu kız şimdiden böyleyse gelecekte Allah yardımcısı olsundu. Uykuya aşık bir evladı vardı.

Masal'ı öylece arkasında bırakıp merdivenlere doğru yöneldi. Dışarı çıkıp çocuklara sorsa iyi olacaktı yoksa kafayı yemesi an meselesiydi. Pazar sabahı erkenden nereye giderdi bu adam üstelik Kumsal'da ortalıkta görünmüyordu. İkisinin yan yana olma düşüncesi içini rahatlatıyor olsa da ayrı olmalarının olasılığı da bir o kadar gerilmesine sebebiyet veriyordu.

Dış kapıya ulaştığı sıra da kapının açılmasıyla olduğu yerde kaldı. Kumsal, yanında Alaz ile birlikte içeri girdi. Ilım'ın gözleri fal taşı gibi açılırken iç sesi 'uyyh başuma gelenler!' dedi. Küçük zampara yüzüne iliştirdiği gülüşüyle "Günaydın, Ilım Teyzeee!" diyerek koridora ilerledi.

Pulli Gelin | Maviye Tutkun Serisi-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin