Pulli Gelin -39-

6.7K 397 74
                                    

Biz geldik🖐🏼😌
Ama biraz üzgün geldik😔
Size üzücü bir haberim var ama beni anlayışla karşılayacağınızı biliyorum🙏🏼
Önümüz bayram, üniversite sınavı yaklaştı ve ben inanın artık yetişemiyorum. Gündüz ev işi, gece ders çalış derken bölüm yazmaya beynim ve vaktim kalmıyor çok ama çok özür dileyerek yaklaşık 2,5 - 3 hafta kadar bölüm atamıycam😔 Yani 1 Temmuz Pazar gününe kadar. Ama eğer olur da bayramda fırsat bulabilirsem sizin için sizler için elimden geleni yapıp kendimi bölüm yazmaya zorluycam. İnanın çok kolay bir iş değil hele ki yazdığınız bölümün içinize sinmemesi durumu her şeyi berbat ediyor. Ben yazdığım her bölümün içime sinmesine özen gösteriyorum sizlerde bu yüzden beğeniyorsunuz. Keyifle okuyacağınız bir bölüm getirdim sizlere🙏🏼
Ve son olarakta Kadir Gecemiz Mübarek Olsun canım okurlarım dualarınızda sınava girecek olan bu yazarınızı da unutmayın olur mu♥️

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
           

Trabzon'a geleli neredeyse bir saat kadar oluyordu. Havalimanından kiraladıkları arabanın arka koltuğunda otururken göz ucuyla etrafını özlemle izleyen Rana'ya baktı. o gözlerin ardında öyle duygular saklıydı ki çıtını çıkarsa Rana dökülecekmiş gibiydi. Ancak bu gün farklıydı. Trabzon'dan gidişlerinden daha farklı bir şeyler vardı Rana'nın yüzünde. Merakına yenilerek Umut'un üzerinden Rana'nın eline dokundu. "Abla," dedi sessizce kendisine bakmasını bekleyerek. "İyi misin?"

İyi miydi? Değildi... Yeniden doğduğu topraklara gelmek yarasını kanatmaktan başka bir şey değildi. Oysa kaçmamıştı. Asla kaçarak ayrılmamıştı buradan. Tek istediği zamanı geldiğinde kızının doğru düzgün okullara gitmesi ve geleceğinin sağlama alındığını bilmekti. Burada kalsaydı zor olacaktı. Erdem gölgesinden kaçmaya çalışırken, belki de en çok Umut'u yaralayacaktı. Gözlerine şefkat ve merakla bakan kıza gülümsedi burukça. "İyiyim," diyerek küçük bir yalanın ardına sığındı.

"Ama içimde bir sıkıntı var, Ilım."

"Ne sıkıntısı abla?"

"Bilmiyorum."

Rana, her ne kadar bilmiyorum dese de Ilım az çok sıkıntısını anlamıştı. "Abla istersen gitmeyebiliriz," derken avucunun içindeki elini sıkıyordu.

"Hayır," dedi Rana net bir şekilde. "Gitmek istiyorum." Sonucunda ne olursa olsun, bir zamanlar çıktığı kapıya yeniden gidecekti. Oranın şu anda nasıl bir halde olduğunu merak ediyordu. Eve geçmeden önce bir zamanlar evi olan yere gitmesi en sağlıklısıydı. Yoksa Ilgar'ın müsaade etmesi mümkün değildi.

Normal seyirinde hareket eden araba yavaşladığında Rana geldiklerini anlamıştı. Erdem ile karşılaşma ihtimaline karşı arabayı sokağın başına park etmesini söylemişti. Bulunduğu yerden de ev görünüyordu. Umut'un yorgunluktan uyuyor olmasını fırsat bilerek arabadan aşağı indi. Gecikmeden Ilım'da arabanın etrafında dolanıp yanındaki yerini aldığında Rana henüz evine bakmamıştı. Oysa Ilım, sokaktaki kalabalığı fark edince olduğu yerde kıpırtısızca bekledi.

"İşte," dedi Rana derin bir nefes çekerek. "Bir zamanlar ellerimle güzelleştirdiğim çöplük," diyerek devam ederken kafasını evin bulunduğu tarafa çevirmişti. "Bu kalabalıkta ne böyle?" diyerek kendi kendine konuştuğunda Ilım, bilmiyorum dercesine omuzlarını salladı. Kalabalığın içinden orta yaşlardaki bir kadın Rana'yı tanımıştı. Koşar adımlarla yanlarına gelip "Koş kizum koş! Gardaşun gocanu eldurecek!" diyerek telaşla konuştu.

Rana ile Ilım yüzlerine fener tutulmuş tavşan gibi kalakaldılar. Vücutlarına dalga dalga yayılan korku, kanlarını esir alırken Rana tutulmuş bacaklarını güçlükle hareket ettirdi. Yürümüyor adeta koşuyordu. Ilım da peşinden koşmaya başladığında Davut, Batur'un kendilerine yetişmesini bekleyerek arabanın yanında kaldı. Kızların gittiği yöne bakarken içinden sert bir küfür savurdu. Aynı anda çıktıkları havalimanından nasıl gelememişti anlamıyordu.

Pulli Gelin | Maviye Tutkun Serisi-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin