Pulli Gelin -12-

9.6K 470 14
                                    

           

İlk kez abisine karşı gelmeden bir şeyi onaylamış, evindeki dikiş makinasının karşısında tam tamına iki gün geçirmişti. Normal şartlarda abisini çıldırtmadan sözünü dinleyebilen biri değildi. Ancak şartlar kısıtlıydı. Mükemmel abisinin neden böyle bir şey yaptığını öğrenememiş olsa da – ki kokteylden de haberi yoktu – üzerinde durmamaya çalıştı. Ferman'ı sinirlendirmeye gelmezdi. Hazır mağazası açılışa hazırlanıyorken bir anda her şeyi durdurabilirdi. Aman Allah korusun!

Rana da bu sıra da boş durmamış diğer bir dikiş makinasıyla ufak değişiklikler yapılması gereken elbiselerin üzerinde çalışmaya başlamıştı. Zaman hızla akıp geçiyor ve farkına bile varmıyorlardı. Ilgar onlara yardımcı olmak amaçlı Umut'u yanlarına yaklaştırmıyordu. Koşuşturma başladığından beri Umut, dayısı ile birlikte ofisine gidiyor akşam ise gözlerini onun kucağında kapatıyordu. "Ay, merhametli öküzüm ya!" Ilım'ın sesi birkaç desibel alçalmıştı. Rana, şaşkınlıkla dönüp yanında kendi kendine konuşan kıza baktı. Galiba zavallı kız kafayı yiyordu. Başını iki yana sallayıp yeniden önündeki işine odaklandı.

Asiye, elinde büyük bir tepsiyle Ilım'ın genellikle çalışma odası olarak kullandığı odaya girdi. Rana ile Ilım yataklarından kalkar kalmaz iki gündür yaptıkları gibi kendilerini dikiş makinalarına atmışlardı. Saat neredeyse öğleni geçiyordu. "Size atıştırmalık bir şeyler hazırladım." Elindeki tepsiyi ortadaki sehpanın üzerine bıraktı. Rana o sırada bir ayağıyla yerde ritim tutturarak, makinadan aldığı elbiseyi kime giydireceğini düşünüyordu. Odada bulanan mankenlerin üstü zaten doluydu. Asiye'nin sesini duyduğu anda kafasının üzerinde bir ampul parladı. Asiye, tepside ki börekleri ve çayları masanın üzerine yerleştirirken Rana'nın yüzündeki sinsi gülüşü fark etmedi.

Rana usulca yerinden kaldı. Küçük adımlarla Asiye'ye doğru ilerlediğinde genç kız Rana'nın yüzünden bir şeyler çevireceğini anlamıştı. En azından çocukluğundan beri her hareketinden anlayacak kadar tanıyordu Rana'yı. Bu sıra da Ilım'da artık ağrıyan boynunu hareket ettirmeye çalışıyordu. Rana'nın sessizce Asiye'ye yaklaştığını gördüğünde ne yapacağını ilk başta anlayamadı.

"Asiye, benim için bir şey yapar mısın?"

Genç kız Rana'nın ondan bir şey isterken sergilediği tavrına korku dola gözlerle baktı. Ilım, sessizce Rana'nın ne isteyeceğini bekliyordu. "Ta-tabi Rana abla, buyur," dedi Asiye ürkekçe. Rana, hemen arkasını dönüp dikiş makinasında işini bitirdiği elbiseyi eline alıp, havada sallayarak "Bunu giyeceksin ve bende üzerinde eksiklerini görmüş olacağım!" dedi. Gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Ilım, Asiye'nin yüzündeki korku dolu ifadeyi gördüğünde gülümsememek için dudaklarını birbirine bastırdı.

"A-abla ben onu nasıl giyeyim Allah aşkına, olur mu hiç bana?"

"Neden olmasın ayol! Fıstık gibi kızsın," diyerek araya girdi Ilım.

Asiye hala korkuyla karşısındaki iki kadına bakıyordu. Rana'nın hala elinde sallamaya devam ettiği elbiseyi gördükçe derin derin nefes alası geliyordu. Allah aşkına başına nasıl bir dert açıyordu bunlar? Rana, hala elbiseyi sallayarak ona uzatıyor ve giyinmesini istiyordu. Genç kız derin bir nefes çekip başını salladı. Onlara yardım etmekten başka çaresi yoktu. Odanın bir diğer ucundaki paravana baktı. Ardından usulca elbiseyi eline alıp paravana doğru ilerlemeye başladı. Elinde küçücük olan elbise üzerinde nasıl duracaktı Allah bilir.

Asiye, paravanın arkasına geçtiğinde Rana ile Ilım birbirlerine sessiz bir çak yaptılar. Asiye'yi manken olarak kullanmak hiç akıllarına gelmemişti. Ancak ellerindeki cansız mankenler tükenince Rana'nın muhteşem çıkışı köprüden önceki son çıkış tabelası gibi umut olmuştu.

Pulli Gelin | Maviye Tutkun Serisi-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin